S&P'den asgari ücret zam oranı için tahmin! Beklenti belli oldu…

S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, asgari ücret zam oranına ilişkin çarpıcı bir tahminde bulundu. Gill asgari ücretin enflasyon hedefi ile geçen yıl ve bu yıl sonu enflasyonu arasında bir ortalamaya göre artacağının tahmin edildiğini belirterek, "Bu yıl sonunda enflasyonu yüzde 44 olarak öngörüyoruz. Yani yüzde 44 ile hedef olan yüzde 17'nin ortalaması yaklaşık yüzde 30" diye konuştu.

S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, Türkiye'nin kredi notunu bu yıl iki kez yükselttiklerini belirterek, "Bu tek bir yıl için oldukça yüksek bir not artışı. Kabul etmek gerekir ki Türkiye kadar çeşitli, açık ve dirençli bir orta gelirli ekonomi için oldukça düşük bir nottan başladık ancak bu yıl iki kademe not artışı iyi haber" dedi.

Gill asgari ücrete yapılması beklenen zamma ilişkin ise, "Beklentimiz, asgari ücretin muhtemelen enflasyon hedefi ile geçen yıl ve bu yılın sonundaki enflasyon arasında bir ortalamada artırılması yönünde. Bu yıl sonunda enflasyonu yaklaşık yüzde 44 olarak öngörüyoruz. Yani yüzde 44 ile hedef olan yüzde 17'nin ortalaması yaklaşık yüzde 30" ifadelerini kullandı.

"ASGARİ ÜCRET ZAMMINDA BEKLENTİMİZ YÜZDE 30"

Gill'in açıklaması şu şekilde:

"Gelir politikasına ilişkin kararların Orta Vadeli Program kapsamında gelecek yılki enflasyon hedefiyle yakından koordine edilip edilmeyeceğini izliyoruz. Asgari ücret artışı geçmiş enflasyonla daha uyumlu olursa, manşet enflasyonu ne kadar hızlı düşürebilecekleri konusunda soru işaretleri oluşabilir. Beklentimiz, asgari ücretin muhtemelen enflasyon hedefi ile geçen yıl ve bu yılın sonundaki enflasyon arasında bir ortalamada artırılması yönünde.

Bu yıl sonunda enflasyonu yaklaşık yüzde 44 olarak öngörüyoruz. Yani yüzde 44 ile hedef olan yüzde 17'nin ortalaması yaklaşık yüzde 30.

Bu açıkçası önemli bir karar çünkü yaşam maliyeti çok arttı. Bu sadece Türkiye'ye özgü değil ama bence Türkiye'deki baskılar Avrupa ve Doğu Avrupa'dakinden daha yoğun oldu. Bu açıdan, dezenflasyonun uzun zaman alacağını düşünüyoruz."

"İLK VE MUHAFAZAKAR BİR FAİZ İNDİRİMİ 2025'İN İLK ÇEYREĞİNİN SONUNDA GELEBİLİR"

Daha önce Merkez Bankasının politika faizinde kasımda indirime başlayacaklarını öngördüklerini ifade eden Gill, eylüldeki enflasyon rakamlarından sonra bu öngörülerini güncellediklerini bildirdi.

Gill, ilk faiz indiriminin 2025'in ilk çeyreğinin sonunda olabileceğini dile getirerek, "2025 yıl sonu enflasyonunu hala yüzde 22-23 civarında öngördüğümüz göz önüne alındığında, muhtemelen faizde düşüşün 2025'in ilk çeyreğinin sonuna doğru olacağını düşünüyoruz. Merkez Bankası oldukça muhafazakar bir faiz indirimiyle ilerleyecektir. Politika faizi, bizim görüşümüze göre, hala ileri dönük enflasyon beklentilerinin oldukça üzerinde olacak ve döviz kuru, rezerv seviyeleri ve sermaye akışlarını çok dikkatli izleyecekler." diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,1 büyüyeceğini öngördüklerini aktaran Gill, büyümenin 2025'te yüzde 2,3'e yavaşlayacağını kaydetti.

Gill, "Nüfus artışı ve Türkiye'nin Avrupa'daki kilit ticari ortaklarında beklenen talep toparlanmasını dikkate aldığımızda, negatif büyüme çok olağan dışı olur. Ancak yüzde 2'nin altındaki bir büyüme ihtimalini de göz ardı edemeyiz. Enflasyon düşmezse, Merkez Bankasının daha da sıkı bir politika duruşu sürdürmesi gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

Büyümenin aynı zamanda aralıktaki asgari ücret artışı ve maliye politikasındaki değişikliklerine de bağlı olacağını belirten Gill, not artışı kararı ve ileriye dönük beklentilerini şu şekilde özetledi:

"Sonuç olarak, bu yıl Türkiye'nin notunu iki kez yükselttik. Bu tek bir yıl için oldukça yüksek bir not artışı. Kabul etmek gerekir ki Türkiye kadar çeşitli, açık ve dirençli bir orta gelirli ekonomi için oldukça düşük bir nottan başladık ancak bu yıl iki kademe not artışı iyi haber.

Diğer yandan, bizim görüşümüze göre, enflasyonu tek haneli seviyelere düşürmek en az üç ile beş yıl daha gerektirecek. Herhangi bir hükümetin bu kadar uzun bir süre boyunca sıkı para ve maliye politikasını sürdürmesi ve desteklemesi zor olabilir. Türkiye bir demokrasi ülkesi ve hükümet, programın hane halkı güveni ve ekonomi üzerindeki etkisine karşı duyarlı olacak. Bu yüzden hükümetin bunu gelecek birkaç yıl boyunca nasıl yönetebileceği konusunda bir belirsizlik var. Birçok yabancı yatırımcıda aynı soru işaretleri olduğunu düşünüyorum.

Türkiye, hizmet ihracatının gerçekten iyi durumda olduğu açık bir ekonomi. Net ihracatın önümüzdeki iki yıl boyunca büyümeye katkıda bulunacağını düşünüyoruz. Muhtemelen daha zayıf olacak olan hane halkı harcamaları olacak ancak bu bir kaza değil. Bu planın bir parçası çünkü bu, hükümetin enflasyonu düşüreceği yollardan biri."

Gill, ayrıca, ABD'deki seçimlere ilişkin sürecin piyasalara yansıdığını ve Türkiye dahil birçok gelişmekte olan ekonomiye sermaye girişlerini etkileyeceğini sözlerine ekledi.

S&P, daha önce mayıs ayında Türkiye'nin kredi notunu "B"den "B+"ya yükseltirken, kredi notu görünümünü "pozitif" olarak korumuştu.