“Sözde Duayen’e meslek dersi: Gazeteci, siyasetçiye destek falan vermez!

Medyaradar'ın usta yazarı Varol Ersoy, deneyimli gazeteci Uğur Dündar'ın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında destek verdiğini açıklamasını eleştirdi.

VAROL ERSOY varol.ersoy@medyaradar.com

Deneyimli televizyoncu Uğur Dündar’ın yazılarını genelde okumam. Çünkü kendi görüşlerinden, araştırmalarından, değerlendirmelerinden daha çok Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ’ın ve ordusunu bile koruyamayan Emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un mektuplarını yayınlayıp durur…
Hem de her biri tam gazete sayfası boyutunda!
Bunu yapmadığı zaman da kendisiyle övünür:
Ondan başka gazeteci yoktur, ondan daha iyi televizyoncu asla olmamıştır, hele hele Atatürkçülük’te kimse onun eline su dökemez!
Bir de kendi gazetesinde neredeyse tek kelimesi bile değiştirilmeden her yıl yayınlanan bir haber vardır ki bayılırım:
“Uğur Dündar Yılın En Güvenilir Kişisi seçildi…”
Bu hiç değişmez.
Bu ülkede tek güvenilen kişi vardır:
Uğur Dündar!
*
Dedim ya yazılarını genelde okumam. Programlarını da artık seyretmiyorum. Tek bir istisna dışında. Medyaradar’daki sevgili editörüm Pazar günü aradı ve “Abi Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı program izledin mi?” diye sordu?
İzlemedim… Çünkü arktık o programlardaki sözde gazeteci tavrından da siyasetçilerin yağ gibi üste çıkmalarından da sıkıldım.
Hemen internetten bulup dişimi tırnağıma taktım ve sonuna kadar izledim.
Sonra da “Dalaksız Ahmet”in, yani askerden yırtmak için dalağını aldıran Hürriyet yazarı ve CNNTürk sunucusu Ahmet Hakan’ın aynı konuda Pazar günkü gazetede yayınlanan yazısını okudum.
Ne yalan söyleyeyim, bu Dalaksız Ahmet’le dünya görüşüm de gazetecilik anlayışım da taban tabana zıttır… Ama ‘Bir Televizyon Programı ve Bir Sürü Tuhaf Şey’ başlıklı öyle bir yazı yazmış ki altına imzamı atarım…
Önce Kemal Kılıçdaroğlu’na CHP tabanının yönelttiği eleştirilere itiraz etmiş ve Kılıçdaroğlu’nun seçimden sonra bir süre sessizliğe bürünmesini doğru bulduğunu söylemiş…
Sonra da Uğur Dündar’ın büyük gazetecilik gafını eleştirmiş:
“Efendim seçim kampanyanız sırasında size gönülden destek verdik. Ben şahsen verdiğim bu destekten dolayı asla pişman değilim…”
*
Dalaksız Ahmet diyor ki, “Herhangi bir gazeteci, bunun aynısını Erdoğan’a söylese ne olur? Abooo! Gelsin linç.”
Haksız mı?
İktidar yandaşı gazeteci olmak ayıp, günah da muhalefet amigoluğu yapmak sevap mı?
Bu nasıl tarafsızlıktır?
Bu nasıl objektifliktir?
Bu nasıl “eleştirel gazetecilik”tir?
Üstelik “Seçim kampanyanızda size gönülden destek verdik” dedikten sonra, “Ama…” diye devam edip, sözü Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu arasında başlama sinyalleri duyulan yarışa getirmesi ve bu kez de İmamoğlu’ndan yana “yandaşlığa soyunarak” Kemal Kılıçdaroğlu’nu ince ince doğraması ve her eleştirisinden sonra “Nasıl çaktım” dercesine yanındakilere bakış fırlatması var ya…
Gazetecilik tarihine geçer!
*
Uğur Ağabey, sevgili büyüğüm…
Bu işler senden geçti artık. Gel kendini daha fazla yıpratma!
Bir kaç CHP’li okurun “kahramanı” olmak ve alkışlanmak uğruna, mesleğin içini boşaltanlara ve siyasetçilerden daha çok siyasi parti temsilciliği ve lider şakşakçılığı yapanlara hizmet etme…
Kendi deyiminle dün Kılıçdaroğlu’na destek vermiş olman da Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne aykırı, bugün onu parti için iktidardan düşürmek ve yerine İmamoğlu’nu getirmek için çabalaman da…
Biliyorum, bu, senin yeni huyun değil…
Hep bu tavır içindesin…
Yıllar önce Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy vermeyi düşünmeyenlerin Atatürkçülüğünden kuşku duyacağını bile yazdın…
Peki, neden savundun Ekmeleddin’i bu kadar?
Piyasada dolaşan “Özlem Gürses’le birlikte Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçim kampanyasının medya ayağını üstlendiler, karşılığında kucak dolusu para aldılar” iddialarına neden hiç yanıt vermedin?
*
Şimdi yine aynı şeyi yapıyorsun Uğur Ağabey…
Sen gazeteci değil, şovmensin…
Gündemde olmak için her şeyi yaparsın…
Kimi zaman Çeçenlerin kaçırdığı gemiye helikopterden iki metre mesafeden atlayıp yedi metreden atlamış gibi yıllarca övünürsün, kimi zaman da gariban bir güvenlik elemanını dövüp “Türkiye’yi dolandıran Bezmen’den hesap sormuş” havalarına girersin…
Tamam 100 yaşına merdiven dayadın ve hala bu huyundan vazgeçmiyorsun da…
Biz de büyüdük be abi… Yemiyoruz artık bu numaraları!
İnan kimsenin senin desteğine falan ihtiyacı yok…
İyisi mi gazeteciliği bırak açık açık siyasete soyun.
Bakalım yaşlı izleyicilerinden gördüğü ilgi ve sevgi üzerine Halk TV’nin anchormenliğini bırakıp siyasete girmeyi deneyen İrfan Değirmenci’den fazla oy alabilecek misin?

Tüm yazılarını göster