Sözcü'den ayrılan ekip gazete kuruyor!

Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.

KESKİN KALEM keskinkalem@medyaradar.com

Kelebek Etkisi…
Sözlük anlamı şu: Bir durumun başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen ad…
Yani Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması dünyanın yarısını dolaşabilecek bir kasırganın oluşmasına neden olabilir…
Ben de bundan aylar önce bir yazı yazdım.
Medyada kasırga oluştu.
İşte ben de bunun adını ‘’Keskin Kalem Etkisi’’ koyuyorum…

Sırdaşlarım, yoldaşlarım, felaket arkadaşlarım…
Bugün yazımı biraz ukala bir tavırla açmış olabilirim ama düşündüğünüz gibi değil.
Şimdi anlatacaklarımı dinlediğinizde, bir kulis yazısıyla medyada gerçekten taşları nasıl yerinden oynatmış olduğumu birinci elden dinleyeceksiniz.
Tarih 21 Haziran 2024…
Sözcü TV sunucusu Fatih Portakal’ın televizyonla yeni sezon için sözleşmesini 14 milyon TL’ye yenilediğini yazdım.
İşte o gün, bu gündür Sözcü’de sular durulmuyor.
İki kuruşa çalışan emekçiler, maaş uçurumunu gören ekran yüzleri, yöneticiler…
Pek çok kişi Sözcü yönetimine resti çekti ve ayrıldı.
Bu isimlerden bazıları İsmail Saymaz ve Ece Üner idi.

Fakat depremin büyüğü Sözcü Gazetesi’nde yaşandı.
Yıllardır Sözcü Medya Grubu'nun amiral gemiliğini üstlenmiş olan gazetenin tam 17 yıllık Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz da bu haksızlığa isyan etti.

Ve bu isyan patron katında büyük bir vefasızlıkla karşılık buldu.
Yıllardır kıt kanaat imkanlarla gazeteyi yöneten Yılmaz rest çekti, istifa etti.
Patron Burak Akbay, Metin Yılmaz ve onunla beraber istifa eden kurmayları olan Serdal Saraç ve Neşet Şenizel’e bir veda yazısı bile yayımlatmadı.
İşin bu kısmını müsaadenizle çok uzatmayacağım sırdaşlar zira medya aleminin en etkili ve yetkili sitesi Medyaradar, gün be gün bu gelişmeleri sizlere aktardı.

Şimdiiiii gelelim Yılmaz’ın ayrılmasıyla başlayan kusursuz fırtınadan sonra yaşananlara.
Evet yine bombaları ben patlayatayım.
Yılmaz’la beraber ayrılan ekip yeni bir gazete kuruyor.
Bir internet sitesi de gazeteye eşlik edecek.
Yakın zamandaki hedef de bir TV kanalını hayata geçirmek.

Yılmaz ve ekibi, gazete için Basın Ekspres yolunda 3 katlı yeni lüks bir binayı tuttu bile.
Harıl harıl çalışıyorlar.
Öncelikli hedef sağlam bir yazıişleri kadrosu ekibi.
Sonrasında ise, yine sağlam bir yazar kadrosu oluşturmak.
O kadar flaş gazetecilerin ismi geçiyor ki, yine yüksek müsaadelerinizle bunu ayrı bir başlıkta yazacağım.

BU TRANSFERLER DENGELERİ DEĞİŞTİRECEK

Keskin kulaklarıma gelen bilgilere göre, Yılmaz ve ekibi Fatih Altaylı, Yılmaz Özdil ve İsmail Saymaz ile el sıkışmış.
Ve asıl bomba şu: Sözcü’deki hemen hemen tüm yazarlar da, yeni gazetenin kadrosunda yer alacak.
Deniz Zeyrek, Necati Doğru, Aytunç Erkin, Soner Yalçın bu isimlerden bazıları.
Bu transferler- gerçekleşirse- o kadar büyük ki, medyada pek çok dengenin sarsılacağını söymemek mümkün.
Peki ya, giden gidiyor da kalan sağlara ne oluyor?
Sırdaşlarım Portakal krizinin arkasındaki asıl ismin, Sözcü TV Yayın Yönetmeni Alişer Delek olduğu bir sır değil.
Delek’in Portakal ve patronajla kurduğu yakın ilişki, 14 milyonluk bu maaş krizini ve nihayetinde eski Sözcü’nün adeta yerle yeksan olmasını tetikledi.
Ve eski kadronun yerini yeni kadro aldı.
Sözcü’de malzeme o kadar çok ki, artık kimin borusunun öttüğü konusu, ayrı bir başlığı hak ediyor yoldaşlarım.

SÖZCÜ MARKASINA MİRASYEDİLER KONDU

Evet, sanırım yukarıda okuduğunuz bu başlık, şimdiki durumu en iyi şekilde özetliyor..
Metin Yılmaz’ın ciddi maddi kısıtlarla 17 yılda oluşturduğu Sözcü markasına, mirasyediler kondu.
Keskin radarıma takılan bilgilere göre, koca medya grubunda artık anlayacağınız üzere Alişer Delek’in borusu ötüyor.
Gazete, internet tamamen onun kontrolünde.
O da Can Coşkun isimli arkadaşını cilalamakla meşgul.
Öyle ki Can Coşkun’un tüm yazıları internet sitesinde manşetlerde yer alıyor, geniş geniş işleniyor.
Bu durumun kemik yazar kadrosu arasında çok büyük rahatsızlık yarattığı konuşuluyor.

Peki ya Metin Yılmaz’in yerine gelen Kenan Kurtkaya?
İddia o ki, çiçeği burnunda GYY, daha ilk günden patron Burak Akbay’dan fırça yemiş.
Nedeni ise gazetenin ekonomi müdürüyle yaşadığı bir sorunmuş.
Kulislerde patron Akbay’ın Yılmaz ve ekibinin istifasına hazırlıksız yakalandığı, gazeteyi Kurtkaya gibi ‘’no name’’ birine emanet ederek büyük risk aldığı ve bu işin uzun süre böyle gitmeyeceği konuşuluyor.

Hatırlarsanız sırdaşlarım son yazımda Hürriyet-Sözcü kardeşliğinden bahsetmiştim.
Hürriyet yazarı Sedat Ergin’in Sözcü TV’de program yaptığını anlatmıştım.
Ve Ergin’in başka görevlere de hazır olabileceğini söylemiştim.
Şimdi daha açık yazayım.
Yılmaz’ın istifasından sonra, daha evvel Hürriyet’i de yönetmiş olan Ergin’in adı GYY’lik için geçti.
Alişer Delek özellikle Ergin’in gazetenin dümenine geçmesi için kulis yaptı.
Ancaaaaaaakkkk Aydın Doğan’dan kalma yüklü maaşlara alışık Ergin, gazetenin iki kuruşa idare etmesine alışmış olan patron Burak Akbay’la anlaşamadı.
O iş yattı.

Peki madem para yüzünden bu kadar emekçiyle kavga ediliyor, vallahi sormadan edemiyorum, Fatih Portakal’ın ayrıcalığı ne?
Ve yazımı şu sözle tamamlıyorum:
NE PORTAKALMIŞ BE ARKADAŞ!

Tüm yazılarını göster