'SOSYAL HAYATTA MİNİ ETEK GİYEMEZ!... ANCAK TATİLDEYKEN GİYER!... ' EŞİNİN MİNİ ETEK GİYMESİNE İZİN VERMEYEN ÜNLÜ FUTBOLCU KİM?..

Ünlü futbolcu gerek Avrupa Şampiyonası gerekse özel hayatlarıyla ilgili merak edilen her şeyi anlattı.

Yarı finalde vücudum S.O.S veriyordu


"Şunu da sor, bunu da sor" bombardımanı bizim kattan başlayıp, ulaştırmanın kapısından çıkana kadar devam etti. "Almanya maçında kaleden niye çıktı? Dengesi mi bozuldu? Kulak zarı bahane mi?"



Bütün bu sorular kafamda soluğu Suadiye Cafe'de aldım. Tam 10 dakika sonra siyah BMW'si kapının önüne yanaştı. İner inmez, bütün kafalar ona çevrildi. Tabii bunda mankenlere taş çıkartacak fiziğe sahip eşi Işıl Hanım'ın da etkisi büyüktü. İki de David-Victoria Beckham gibi çifti gibi uyumlu giyinmişti. Rüştü konuşmayı pek sevmiyor, Işıl Hanım ise güzel olduğu kadar zeki. Gerek Avrupa Şampiyonası gerekse özel hayatlarıyla ilgili merak edilen her şeyi sordum. Onlar da bütün samimiyetleriyle yanıt verdiler.


-Hırvatistan maçında kahraman, Almanya maçında ise "kötü çocuk" ilan edildiniz...


Rüştü Reçber: Yarı finale benim sayemde yükseldik ama finale çıkamamayı tek bana bağlamak doğru değil. Maç 2-2 olmuştu zaten. Uzatmalarda yediğimiz bir gol vardı. O olmasaydı belki her şey daha farklı olabilirdi. İnsanların bu tarz konuşmaları veya yazmaları beni ilgilendirmiyor.
Işıl Reçber: Bir takımdaki başarı da başarısızlık da bütün takıma aittir. Bunu tek bir kişiye mal etmek doğru değil. Çünkü Rüştü her zaman çok mütevazidir. Önündeki 10 kişiye rağmen top kaleye giriyorsa "Bu top buraya nasıl girdi" diye defansa bahane bulmaz. "Golü ben yedim" diye düşünür.


-Maçı izledikten sonra kendinizde hata buldunuz mu?


R.R: Tabii. Almanlar'ın attığı ikinci golde tek hatalı benim. Bunu hiç çekinmeden söylerim. Hatalı olduğum yerde hatalıyımdır, kimseye suç atmam.


-Kaleden erken mi çıktınız?


O benim şahsi hatamdır.


-Golü yediniz... Aklınızdan ilk geçen neydi?


R.R: 70 milyon izleyicinin gözünün o maçta olduğunu biliyorsunuz, yurt dışındaki gurbetçilerin izlediğini biliyorsunuz. Yani çok büyük sorumluluk altındasınız. Ve bu sorumluluğu taşırken yapmış olduğunuz bir hatayla belki de onca insanın hayallerini, güzel dileklerini yıkmış oluyorsunuz. Bunları düşündüm.


-Ya siz ne hissettiniz?


I.R: Ben de çok üzüldüm. Rüştü'nün de söylediği gibi tüm Türkiye'yi ilgilendiren bir maçtı bu. Elinden gelenin en iyisini yaptı ama kader...


Yaşadığım denge kaybını Fatih Hoca'yla paylaşmadım


- Bir de yenilgiyi yırtılan kulak zarınıza da bağladılar. Uzmanlara göre bu durum denge problemi yaratırmış...


R.R: Hırvatistan maçından sonraki o sevinç gösterisinden sonra, arkadaşlardan kulağıma bir darbe aldım. Dolayısıyla bir problem oldu fakat benim hayatım boyunca pek üstünde durmadığım bir şeydir bu sakatlıklar. Çok ciddi boyutlarda olmadığı sürece pek önemsemem. Bunu da pek önemsemedim. Yaklaşık 6 gün boyunca çınlama, ağrılar ve duyu kaybı yaşadım ama üzerine gitmedik. "Ne var bu kulakta" diye bakmadık.


-Denge problemi yaşadınız mı?
R.R: Evet yaşadım. İnsanın bütün dengesini sağlayan kulakları. Özellikte orta kulak. Denge kaybı, duyu kaybı, mide bulantısı... Bunları