Soner Yalçın o soruya cevap aradı: Ali Erbaş’ın elindeki kılıç neyin şifresi?

Odatv İmtiyaz sahibi ve Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın, Ayasofya'daki cuma hutbesine kılıçla çıkan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı eleştirdi. Yalçın, "FETÖ'nün her Abant Toplantısı'na katılan Prof. Erbaş, minbere kılıçla çıkarak kimlere subliminal mesaj verdi?" diye sordu.

Yalçın, "Bugün Türkiye'nin gündeminde ne var? Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi mi? Yoksa… Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Ayasofya minberinden Atatürk'e lanet okuması mı? Kuşkusuz ikincisi. AKP iktidarı kendine şunu sormalı: Prof. Ali Erbaş gibi bir akademisyen Ayasofya Camii'nin açılışını, konuşmasıyla neden gölgeledi? Keza: FETÖ'nün her Abant Toplantısı'na katılan ve Dinler Arası Diyalog projesinin önemli yürütücülerinden Prof. Erbaş, minbere kılıçla çıkarak kimlere subliminal mesaj verdi?" değerlendirmesinde bulundu.

Yalçın, “Hristiyanlıkta Reform ve Protestan Tarihi' ve 'Hristiyanlıkta İbadet' gibi kitapları yazan Erbaş, Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesinin Hristiyan dünya için ne ifade ettiğini bilmiyor olamaz? Bunun farkındaki dinler tarihi uzmanı Erbaş'ın elinde kılıçla minbere çıkmasını nasıl değerlendirmek gerek? Dünyanın –ve özellikle Rusya'nın kafasına- Türk devletinin fetih peşinde olduğunu mu sokmayı amaçladı? İktidar temkinli açıklamalarda bulunurken, Erbaş içeri ve dışarı kamuoyunu neden kışkırtmak istedi? AKP bu sorularla yüzleşmiyor." düşüncesini dile getirdi.

Yalçın, "Düşünsel temellerini FETÖ'nün attığı kriptoların neler yapacağını yaşayarak görecek… Kılıç konusu bile ayrı yazıyı hak ediyor: Neyin şifresi? Mesela: FETÖ askerlerinin bağlılıklarını göstermek için Fethullah Gülen'e mezuniyet kılıçlarını hediye ettikleri unutuldu mu? FETÖ için 'kılıç' 15 Temmuz darbesinin şifresi değil miydi? Bunların hepsi tesadüf mü? Erbaş, o kılıcı nereden edindi? Sonuçta: II Mehmet-Çandarlı Halil ilişkisini hisle değil, akılla analiz etmek gerekir." ifadesini kullandı.

Yazının devamı için tıklayın

Ne olmuştu?
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet’in resim sitesinde yayımlanan cuma hutbesinin dışına çıkmış, "Fatih Sultan Mehmet Han burayı kıyamete kadar cami olarak kalması için vakfetmiştir. Vakfedileni çiğneyen lanete uğrar" ifadelerini kullanmıştı.

Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk'ün de imzasının bulunduğu 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmüştü.