Soner Yalçın: Enis Berberoğlu için "FETÖ imamıdır" demedim, yazmadım!
Sözcü yazarı Soner Yalçın, MİT TIR'ları davası kapsamında 25 yıl hapis cezası verilen CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına tepki gösterdi.
Söz konusu tutuklama kararının ardından 1 Eylül 2016'da "Cemaatin CHP imamı" başlığıyla yayımlanan yazısı gündeme getirilen Yalçın, "Duruşmada Enis Berberoğlu için yazılarımda 'FETÖ'cü' ifadesini kullanmadığımı belirterek, 'Ben Berberoğlu'na, ‘CHP'deki FETÖ imamının kim olduğunu açıkla' diye soru sordum. ‘Berberoğlu FETÖ imamıdır' demedim, yazmadım, öyle olduğunu da sanmıyorum' dedim" diye yazdı.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ile Sözcü yazarı Soner Yalçın arasında 'cemaat imamı' tartışması başlamıştı.
Berberoğlu'nun, "Açıkla. Hürriyet gazetesinin 'Cemaat imamı' kim? CHP'nin 'Cemaat imamı' kim? Mesele kişisel değildir. CHP'deki Cemaatçiler kimler? Kimler Cemaat ile örtülü işlere girdi? Israrla aradığım bu" ifadesini kullanan Yalçın'a yanıtı "Minik Kuş, Soner Yalçın bugün yine âdeti üzerine köşesini yığma beton gibi döşemiş, sanki sayfaya kaçak kat çıkmış. Bu kadar çok yalanı, yanlışı, dedikoduyu alt alta sıralamaktan maksadı ne? Stajyer muhabirin düşmeyeceği hataya düştün. Can Dündar'ı beni ihbar etmiş gibi gösterdin" olmuştu.
Soner Yalçın'ın "İp gerildi" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Öyle bir süreçten geçiyoruz ki:
Her fani cezaevine girecek!
“Haddini aşan” zindana tıkılıyor!
Son isim, Enis Berberoğlu...
AKP, insanları cezaevine atarak “uslandıracağını” sanıyor!
Ne büyük yanılgı; kendi korkusunun herkeste olduğunu sanmak!
Korkuları gözlerini mi kör etti?
Dünya Türkiye'deki tutuklamaları endişeyle takip ediyor. Berberoğlu'nun tutuklanması haberini Batı medyası, Londra faciasından sonra ikinci sırada verdi. Eminim, Kılıçdaroğlu liderliğindeki yürüyüş epey ses getirecek.
Dünyada “Erdoğan'ın otoriterliği” Saddam ve Mübarek yönetimleriyle benzeştiriliyor. Görünen, dünyada yine bir kamuoyu oluşturuluyor ve gördük bunun sonu pek hayırlı olmuyor. Birkaç yıl önce Mısır dünya gündemindeydi; dar kafalı fanatizme yenik düşen Mursi hiç umursamadı. Bugün Türkiye'de iktidar, bu küresel oyunu bozacak hamleler yerine yangına benzinle koşuyor. Kendini beğenmiş tavırla tahriklere kapılıp “ben yaptım oldu” kibrini sürdürüyor! Hâlâ kandırılıyor...
Halkın seçtiği milletvekili bu kadar kolay hapse atılır mı?
Bu intikamcı anlayış maalesef FETÖ mücadelesini de etkisizleştirdi. Berberoğlu örneğinde görüldüğü gibi kimi “intikamcı” yargı kararları, FETÖ karşıtı cepheyi bölmekle kalmadı, FETÖ'yü diriltti! Hâlâ anlamıyorlar...
AKP'den bir kişi çıkıp vicdanları kanatan “kayınpeder adaletine” sesini çıkaramıyor.
FETÖ ile böyle mücadele edilir mi?
AKP, “her fırsatı” kendi çıkarı için kullanmaktan bir türkü vazgeçemiyor. Darbe, demokrasi, hukuk, toplumsal barış filan umurunda değil. “Nasıl faydalanırım” diye hareket ediyor.
Ruhları kararmamış AKP'liler ne zaman sesini çıkaracak? Bu ölüm sessizliği bir koltuk için mi? Batsın koltuğu!
Bu siyasal gerginlik ülkede neye yol açacak hâlâ anlamıyorlar mı?
Enis Berberoğlu'nun hapse atıldığı davanın tanığıyım.
Hakim, ‐belki de beklediği yanıtları alamadığı için‐ azarlar gibi sorular yönetti. Ne sanıyorlar bizi anlamak mümkün değil.
Evet, biz Enis ile hep tartışırız. Enis'le tartışmayan tek gazeteci yoktur. Ama aramızda yaptığımız basın polemiği nasıl ağır ceza mahkemesinin konusu olur? Enis ile 20 yıl önce Susurluk Çetesi'yle ilgili yaptığımız haberler döneminden beri tanışırız. Hakime, Enis'in kesinlikle FETÖ elemanı olmayacağını söyledim. Hakim sürekli yazılarımı sordu. Anlattım: Bir dönem FETÖ
ile “samimi”olmasını kabul edemedim. Hâlâ da etmem. Benim habercilik anlayışımda “gri noktam” yoktur; ya “siyah” ya “beyaz” olacak. Habercilik budur, biz politikacı değiliz! Bir dönem “Hoca‐
efendi iktidarına” güler yüzlü görünmek benim kişiliğime uygun değildi. “Enis'i hapse attılar” diye görüşlerimden vazgeçecek değilim. FETÖ ilişkisi konusunda medyanın özeleştiri yapması taraftarıyım. “Meslek ahlakı” tartışması yapılmasından yanayım.
Ama. AKP fırsat vermiyor. Gereksiz yere cezaevine attıkları ne Altanların ne Ilıcak'ın haberciliği üzerine yazabiliyoruz. Bizim kültürümüzde hapiste olan aleyhine tek cümle edilmez arkadaş! Bir de... Çocukları, yaşlıları hapislere sokarak eziyet edilmez!
Ne hale getirdiler güzelim ülkeyi; herkes bir diğerini gözaltında tutuyor. “Zaptiye cumhuriyeti” olduk... Herkesi “düşüncesiz” mi yapacaklarını sanıyorlar?
Aynı fikirde olmadıkları insanları susturmaktan hiç mi vazgeçmeyecekler?
Her türlü düşünceye sabırlı‐ hoşgörülü davranmayı ne zaman öğrenecekler? Yok, bin kez yazalım değişmezler. Maalesef siyasi kültürleri böyle! Acısını Türkiye çekiyor...
Kardan adam
Fırsatçı‐tahripkar yandaşlar Enis Berberoğlu ile ilgili yazdığım makaleleri gündeme getiriyor. Dürüst ‐mert gazetecilik, benim duruşmada ne söylediğimi yazar!
Aslında onları anlıyorum; Enis Berberoğlu gibi tutuklamaların yarattığı “nefret ikliminden” o kadar bıkıp yoruldular ki, bana ihtiyaç duyar hale geldiler. Duruşmada; Enis Berberoğlu için yazılarımda “FETÖ'cü” ifadesini kullanmadığımı belirterek, “Ben Berberoğlu'na, ‘CHP'deki FETÖ imamının kim olduğunu açıkla' diye soru sordum. ‘Berberoğlu FETÖ imamıdır' demedim, yazmadım, öyle olduğunu da sanmıyorum” dedim.
Evet, CHP'de bir “FETÖ İmamı” olduğunu hâlâ düşünüyorum. Ancak... AKP'de de bir “FETÖ İmamı” olduğunu düşünüyorum. Ne yani, her yerin “FETÖ İmamı” olacak ve Türkiye'nin iki büyük partisinde olmayacak mı? Ama biz...
“Bizim Mahalle” içine sızmış FETÖ mensuplarını ortaya çıkarmak için sert tartışmalar yaparken, yandaşlar AKP'deki FETÖ için tek söz etmiyor! Niye? Çünkü medyadaki çoğu AKP yanlısı görünen kişi aslında kripto FETÖ görevlisi. Fetullah Gülen bunlarla gurur duyuyordur; soruşturmaları nasıl yolundan çıkardıkları için!
Yazık bu ülkeye...
Kim iktidara gelip güç sahibi olursa, bunu her zaman kötüye kullanıyor!
Bu ister FETÖ olsun...
Bu ister AKP olsun... Hiç değişmiyor.
Bugün FETÖ ile ilgili, Gazeteci Aytunç Erkin'in yeni çıkan kitabı, “AKP Eski Milletvekili Emin Şirin Anlatıyor: Kardan Adam” kitabını yazacaktım. Birileri elimizi kolumuzu bağlıyor; gereksiz operasyonlarla hedef şaşırtıyorlar.
Bir gün SÖZCÜ muhabirlerini hapse atıyorlar...
Bir gün CHP milletvekilini zindana sokuyorlar...
Ne diyeyim, helal olsun kripto FETÖ!
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ile Sözcü yazarı Soner Yalçın arasında 'cemaat imamı' tartışması başlamıştı.
Berberoğlu'nun, "Açıkla. Hürriyet gazetesinin 'Cemaat imamı' kim? CHP'nin 'Cemaat imamı' kim? Mesele kişisel değildir. CHP'deki Cemaatçiler kimler? Kimler Cemaat ile örtülü işlere girdi? Israrla aradığım bu" ifadesini kullanan Yalçın'a yanıtı "Minik Kuş, Soner Yalçın bugün yine âdeti üzerine köşesini yığma beton gibi döşemiş, sanki sayfaya kaçak kat çıkmış. Bu kadar çok yalanı, yanlışı, dedikoduyu alt alta sıralamaktan maksadı ne? Stajyer muhabirin düşmeyeceği hataya düştün. Can Dündar'ı beni ihbar etmiş gibi gösterdin" olmuştu.
Soner Yalçın'ın "İp gerildi" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Öyle bir süreçten geçiyoruz ki:
Her fani cezaevine girecek!
“Haddini aşan” zindana tıkılıyor!
Son isim, Enis Berberoğlu...
AKP, insanları cezaevine atarak “uslandıracağını” sanıyor!
Ne büyük yanılgı; kendi korkusunun herkeste olduğunu sanmak!
Korkuları gözlerini mi kör etti?
Dünya Türkiye'deki tutuklamaları endişeyle takip ediyor. Berberoğlu'nun tutuklanması haberini Batı medyası, Londra faciasından sonra ikinci sırada verdi. Eminim, Kılıçdaroğlu liderliğindeki yürüyüş epey ses getirecek.
Dünyada “Erdoğan'ın otoriterliği” Saddam ve Mübarek yönetimleriyle benzeştiriliyor. Görünen, dünyada yine bir kamuoyu oluşturuluyor ve gördük bunun sonu pek hayırlı olmuyor. Birkaç yıl önce Mısır dünya gündemindeydi; dar kafalı fanatizme yenik düşen Mursi hiç umursamadı. Bugün Türkiye'de iktidar, bu küresel oyunu bozacak hamleler yerine yangına benzinle koşuyor. Kendini beğenmiş tavırla tahriklere kapılıp “ben yaptım oldu” kibrini sürdürüyor! Hâlâ kandırılıyor...
Halkın seçtiği milletvekili bu kadar kolay hapse atılır mı?
Bu intikamcı anlayış maalesef FETÖ mücadelesini de etkisizleştirdi. Berberoğlu örneğinde görüldüğü gibi kimi “intikamcı” yargı kararları, FETÖ karşıtı cepheyi bölmekle kalmadı, FETÖ'yü diriltti! Hâlâ anlamıyorlar...
AKP'den bir kişi çıkıp vicdanları kanatan “kayınpeder adaletine” sesini çıkaramıyor.
FETÖ ile böyle mücadele edilir mi?
AKP, “her fırsatı” kendi çıkarı için kullanmaktan bir türkü vazgeçemiyor. Darbe, demokrasi, hukuk, toplumsal barış filan umurunda değil. “Nasıl faydalanırım” diye hareket ediyor.
Ruhları kararmamış AKP'liler ne zaman sesini çıkaracak? Bu ölüm sessizliği bir koltuk için mi? Batsın koltuğu!
Bu siyasal gerginlik ülkede neye yol açacak hâlâ anlamıyorlar mı?
Enis Berberoğlu'nun hapse atıldığı davanın tanığıyım.
Hakim, ‐belki de beklediği yanıtları alamadığı için‐ azarlar gibi sorular yönetti. Ne sanıyorlar bizi anlamak mümkün değil.
Evet, biz Enis ile hep tartışırız. Enis'le tartışmayan tek gazeteci yoktur. Ama aramızda yaptığımız basın polemiği nasıl ağır ceza mahkemesinin konusu olur? Enis ile 20 yıl önce Susurluk Çetesi'yle ilgili yaptığımız haberler döneminden beri tanışırız. Hakime, Enis'in kesinlikle FETÖ elemanı olmayacağını söyledim. Hakim sürekli yazılarımı sordu. Anlattım: Bir dönem FETÖ
ile “samimi”olmasını kabul edemedim. Hâlâ da etmem. Benim habercilik anlayışımda “gri noktam” yoktur; ya “siyah” ya “beyaz” olacak. Habercilik budur, biz politikacı değiliz! Bir dönem “Hoca‐
efendi iktidarına” güler yüzlü görünmek benim kişiliğime uygun değildi. “Enis'i hapse attılar” diye görüşlerimden vazgeçecek değilim. FETÖ ilişkisi konusunda medyanın özeleştiri yapması taraftarıyım. “Meslek ahlakı” tartışması yapılmasından yanayım.
Ama. AKP fırsat vermiyor. Gereksiz yere cezaevine attıkları ne Altanların ne Ilıcak'ın haberciliği üzerine yazabiliyoruz. Bizim kültürümüzde hapiste olan aleyhine tek cümle edilmez arkadaş! Bir de... Çocukları, yaşlıları hapislere sokarak eziyet edilmez!
Ne hale getirdiler güzelim ülkeyi; herkes bir diğerini gözaltında tutuyor. “Zaptiye cumhuriyeti” olduk... Herkesi “düşüncesiz” mi yapacaklarını sanıyorlar?
Aynı fikirde olmadıkları insanları susturmaktan hiç mi vazgeçmeyecekler?
Her türlü düşünceye sabırlı‐ hoşgörülü davranmayı ne zaman öğrenecekler? Yok, bin kez yazalım değişmezler. Maalesef siyasi kültürleri böyle! Acısını Türkiye çekiyor...
Kardan adam
Fırsatçı‐tahripkar yandaşlar Enis Berberoğlu ile ilgili yazdığım makaleleri gündeme getiriyor. Dürüst ‐mert gazetecilik, benim duruşmada ne söylediğimi yazar!
Aslında onları anlıyorum; Enis Berberoğlu gibi tutuklamaların yarattığı “nefret ikliminden” o kadar bıkıp yoruldular ki, bana ihtiyaç duyar hale geldiler. Duruşmada; Enis Berberoğlu için yazılarımda “FETÖ'cü” ifadesini kullanmadığımı belirterek, “Ben Berberoğlu'na, ‘CHP'deki FETÖ imamının kim olduğunu açıkla' diye soru sordum. ‘Berberoğlu FETÖ imamıdır' demedim, yazmadım, öyle olduğunu da sanmıyorum” dedim.
Evet, CHP'de bir “FETÖ İmamı” olduğunu hâlâ düşünüyorum. Ancak... AKP'de de bir “FETÖ İmamı” olduğunu düşünüyorum. Ne yani, her yerin “FETÖ İmamı” olacak ve Türkiye'nin iki büyük partisinde olmayacak mı? Ama biz...
“Bizim Mahalle” içine sızmış FETÖ mensuplarını ortaya çıkarmak için sert tartışmalar yaparken, yandaşlar AKP'deki FETÖ için tek söz etmiyor! Niye? Çünkü medyadaki çoğu AKP yanlısı görünen kişi aslında kripto FETÖ görevlisi. Fetullah Gülen bunlarla gurur duyuyordur; soruşturmaları nasıl yolundan çıkardıkları için!
Yazık bu ülkeye...
Kim iktidara gelip güç sahibi olursa, bunu her zaman kötüye kullanıyor!
Bu ister FETÖ olsun...
Bu ister AKP olsun... Hiç değişmiyor.
Bugün FETÖ ile ilgili, Gazeteci Aytunç Erkin'in yeni çıkan kitabı, “AKP Eski Milletvekili Emin Şirin Anlatıyor: Kardan Adam” kitabını yazacaktım. Birileri elimizi kolumuzu bağlıyor; gereksiz operasyonlarla hedef şaşırtıyorlar.
Bir gün SÖZCÜ muhabirlerini hapse atıyorlar...
Bir gün CHP milletvekilini zindana sokuyorlar...
Ne diyeyim, helal olsun kripto FETÖ!