"SON JAMES BOND İLE RÖPORTAJ YAPTIM" DİYEN BERRAK TÜZÜNATAÇ'I ÜNLÜ YAZAR YALANCILIKLA SUÇLADI: "SÖYLEŞİNİN TEYP KAYDINI GETİRSİN İKİ ÜÇ KİTABIMI TAKSİM'DE ÇİĞNEMEDEN YUTACAĞIM"!..

Basında her konuda gitgide yaygınlaşan asparagasın özellikle sinema alanında adeta patlama yaptığını yazan ünlü sinema yazarı bunu ilk başlatan kişinin Hürriyet Gazetesi'nin ünlü bir yurtdışı muhabiri olduğunu belirtti.Kim bu muhabir?..

Sabah Gazetesi'nin Kültür Sanat yazarı Atilla Dorsay, Sabah'ın Cuma ekindeki köşe yazısında, Berrak Tüzünataç'ın Cannes'de son James Bond Daniel Craik'le yaptığı röportaja değinerek, başta Hürriyet Gazetesi gibi büyük gazeteler olmak üzere Pamir Demirtaş, Reha Muhtar, ve Deniz Akkaya gibi isimlerin yurtdışında ünlülerle yaptıklarını söyledikleri röportajların şüphe yarattığını yazdı.

Dorsay, sinema alanında doğru olmayan haber ve rüportajlara sık sık rastlandığını belirterek, "Vallahi, gerek Reha Erus, gerekse Berrak Tüzünataç bu 'özel söyleşilerin' bir teyp kaydını bulup getirsin. Ben de 34 kitabımdan en azından söyleşiler içeren iki üç tanesini Taksim Meydanı'nda çiğnemeden yutmazsam ne olayım!" dedi.

İşte Atilla Dorsay'ın tartışma yaratacak köşe yazısı....


Bunca yalan yetmez mi?..

Sinema alanında doğru olmayan haber ve röportajlara sık sık rastlanıyor. Son olarak da dizi oyuncusu Berrak Tüzünataç'ın Cannes'da Daniel Craig'le yaptığı röportaj şüphe yarattı.
Basında her konuda git gide yaygınlaşan asparagas, yani doğru olmayan haber vermek tavrı, özellikle sinema alanında adeta patlama yaptı. Hem de başta amiral gemisi Hürriyet olmak üzere en büyük gazetelerde... Aslında bunu ilk başlatan, o gazetenin acar ve sevimli Roma muhabiri Reha Erus olmuştu. Herhalde sinemayı ve yıldızlara yakın olmayı pek seven Erus, gerek Venedik Festivali'nde, gerekse her büyük Batı başkenti gibi Roma'da yapılan büyük filmlerin tanıtım toplantılarında, yıllardır kimlerle baş başa konuşmalar yapıp can alıcı sorular sormadı ki... O söyleşileri ciddiye alsak, aslında onu çoktan Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) ve hatta Uluslararası Sinema Eleştirmenleri (FIPRESCI) örgütlerine üye, hatta onursal üye filan almamız gerekirdi. Ne var ki, bu işleri biraz bilenler öyle olmadığını da bilir. Günümüzde ne Reha, ne de herhangi bir gazeteci, bir festival veya film tanıtımı toplantısında bir yıldız veya yönetmenle baş başa konuşma yapabilir. Ya çok kalabalık basın toplantılarına ya da ortalama 15-16 uluslararası gazetecinin katıldığı ve press junket' denen sınırlı toplantılara katılıyorsunuz. Onun için, özel söyleşi gibi şeyler, resmen yalan... Baş başa resim çektirmek de neredeyse mümkün değil. Yıldızların menajerleri buna kesinlikle izin vermiyor. Ne var ki, güvenli kaynaklarıma göre aslında o basın toplantılarına bile katılmayıp barda içkisini içen ve sonradan basılıp dağıtılan toplantı bültenlerini alarak kullanan Reha, İtalya'nın sıcak ve gevşek bir Akdeniz ülkesi olmasının getirdiği rahatlığa bize özgü yırtıcılığı da katıyor ve yanındaki İtalyan paparazzi fotoğrafçısıyla birlikte ünlülerin yanına koşup boynunu uzatarak, o resimleri çektiriyor. Bunu yıllardır hepimiz biliyorduk, ama yazma gereği duymuyordum. Ancak iş git gide çığrından çıkıyor. Birkaç yıl önce, Pamir Demirtaş denen ve Kaliforniya'da yaşayan sinemacımız, Truva filminin ABD'deki tanıtım toplantısına bizden kimi alıp götürdü, biliyorsunuz: Deniz Akkaya'yı. Ve Deniz Hanım, yapılan TV çekimlerinde sorduğu sorularla ünlüleri şaşırttı, hatta bir güzel zılgıt yedi. Yazıları ise yayınlanamaz bulunduğu için kullanılmadı.

ÖZEL SÖYLEŞİ GERÇEK Mİ?

Son Cannes şenliğinde ise, bu kez Medyavizyon adlı film ithalcisi kuruluş, birkaç ay sonra gösterilecek Altın Pusula filminin tanıtım kokteyli için Türkiye'den Cannes'a kimi çağırdı dersiniz? TV dizileri oyuncusu Berrak Tüzünataç'ı. Herhalde çok akıcı İngilizc