SON HALİFE DENİZE MAYOYLA GİRERDİ!!!
Siyaset albümümüz Atatürk'ten Yılmaz'a, tüm liderlerin deniz kenarında mayolu fotoğraflarıyla doludur. Erdoğan'ın bu listede istisna teşkil etmesi neden? Can Dündar'ın yazısı...
"Son halife"Abdülmecid Efendi'yi denize girerken gösteren bu fotoğraflar, ölümünün 62'nci yıldönümünde ilk kez yayımlanıyor.
Başbakan Erdoğan bir kez bile denizde görünmüyor. Sahillerde örtü ve haşema moda oluyor. Peki İslam dünyasının halifesi bile ailesiyle denizde mayoyla görüntülenmekten çekinmezken başbakan niye utanıyor?
Başbakan Erdoğan ailesiyle tatilde... Önceleri arkadaşı Remzi Gür'ün Ekinlik Adası'ndaki yazlığına ailesiyle birkaç kaçamak yaptı. Sonra da Antalya'nın lüks Rixos Oteli'nde daha uzunca bir dinlenmeye çekildi.
Beni başbakanların tatil yapanı değil, yapmayanı endişelendirir. O yüzden Erdoğan'ın yoğun çalışmalara ara verip kendine, ailesine vakit ayırmasını, dinlenip biraz kitap okumasını, farklı dünyalara yelken açmasını çok sağlıklı buluyorum.
Yalnız ilginç olan bir şey var: Karadenizli başbakanın tatilde bir kare bile fotoğrafı çekilemiyor.
Elbette kimse tatile fotoğrafçı ordusuyla çıkmak istemez. Tatil biraz inziva yeridir; insan uzakta kendisiyle baş başa kalmak ister. Bu, herkes için anlaşılabilir bir taleptir.
Lakin başbakanın mahremiyet arayışı bir hayli sorunlu oluyor.
Sahil güvenlik botlarının barikatı arkasında tekneye biniyor. Peşine düşen foto muhabirleri ve kameramanlar bir güvenlik ordusu tarafından engelleniyor. Başbakan denize girerken görüntülenmesin diye her türlü önlem alınıyor, çevrede kuş uçurtulmuyor.
Mahremiyet hak ama gizliliğin bu kadarı kuşku uyandırıyor.
Eskilerden farkı ne?
Yadırgamamızın nedeni, Erdoğan'ın selefleri arasında bu kadar itinayla gizlenen tatilciler olmamasından...
Florya'da kendisini görüp yanına koşan yurttaşlarıyla birlikte neşe içinde yüzerken fotoğraf çektiren Atatürk'ü düşünün.
Ya da 82 yaşında yüzme stilini düzeltmek için ders almaya başlayan ve çivilemeleriyle aklımıza kazınan İsmet Paşa'yı...
Siyaset albümümüz Menderes'ten Demirel'e, Özal'dan Çiller'e, Yılmaz'dan Baykal'a kadar tüm liderlerin deniz kenarında mayolu fotoğraflarıyla doludur.
Erdoğan'ın bu listede bir istisna teşkil etmesi neden?
Kaç göç döneminin deniz hamamlarına dönüş sevdası mı bu?
Son yıllarda giderek yaygınlaşan haşemayla görünmeme kaygısı mı?
Yoksa aileyle uluorta denize girerken görüntülenmenin itikattan bir şeyler alıp götüreceği inancı mı?
Eğer bu sonuncusu ise belki Erdoğan'ı ve diğer dini bütün yurttaşları rahatlatacak bir görüntü sunabiliriz.
Tarihi film
İslam dünyasının son halifesi Abdülmecid Efendi'nin sürgün günlerine ait görüntüler bunlar... Muhtemelen Fransa sahillerinde çekilmiş, tarihi bir film...
Abdülmecid Efendi kendisini görüntüleyen kameraya gülümseyerek geliyor, üzerindeki şık yazlık takımını çıkarıyor ve içindeki mayosuyla Akdeniz'e dalıyor.
Görüntünün devamında yine yazlıkta, halifenin ailesini gösteren görüntüler var. Orada da çocuklar sahilde, denizde mayolu, neşe içinde oynaşıyorlar.
Hangisi doğru?
Peki İslamı gerekçe gösteren 100 binlerce insan denizlere şalvarla koşarken, baldırlarını haşemayla gizlerken, hatta denize girmeyi reddederken, İslam halifesi nasıl olup da uluorta kameralar karşısında, hem de mayoyla kendini sulara bırakabiliyor?
a) Şimdikiler İslamı yanlış yorumluyor?
b) Halife Abdülmecid Efendi çok özel bir insandı.
Cevap: İkisi de doğru...
Çağdaş bir halife
Kocaman beyaz sakalı ve siyah mayosuyla denize giren bu yaşlı adamın kendinden öncekiler ve sonrakilerden farkın
Başbakan Erdoğan bir kez bile denizde görünmüyor. Sahillerde örtü ve haşema moda oluyor. Peki İslam dünyasının halifesi bile ailesiyle denizde mayoyla görüntülenmekten çekinmezken başbakan niye utanıyor?
Başbakan Erdoğan ailesiyle tatilde... Önceleri arkadaşı Remzi Gür'ün Ekinlik Adası'ndaki yazlığına ailesiyle birkaç kaçamak yaptı. Sonra da Antalya'nın lüks Rixos Oteli'nde daha uzunca bir dinlenmeye çekildi.
Beni başbakanların tatil yapanı değil, yapmayanı endişelendirir. O yüzden Erdoğan'ın yoğun çalışmalara ara verip kendine, ailesine vakit ayırmasını, dinlenip biraz kitap okumasını, farklı dünyalara yelken açmasını çok sağlıklı buluyorum.
Yalnız ilginç olan bir şey var: Karadenizli başbakanın tatilde bir kare bile fotoğrafı çekilemiyor.
Elbette kimse tatile fotoğrafçı ordusuyla çıkmak istemez. Tatil biraz inziva yeridir; insan uzakta kendisiyle baş başa kalmak ister. Bu, herkes için anlaşılabilir bir taleptir.
Lakin başbakanın mahremiyet arayışı bir hayli sorunlu oluyor.
Sahil güvenlik botlarının barikatı arkasında tekneye biniyor. Peşine düşen foto muhabirleri ve kameramanlar bir güvenlik ordusu tarafından engelleniyor. Başbakan denize girerken görüntülenmesin diye her türlü önlem alınıyor, çevrede kuş uçurtulmuyor.
Mahremiyet hak ama gizliliğin bu kadarı kuşku uyandırıyor.
Eskilerden farkı ne?
Yadırgamamızın nedeni, Erdoğan'ın selefleri arasında bu kadar itinayla gizlenen tatilciler olmamasından...
Florya'da kendisini görüp yanına koşan yurttaşlarıyla birlikte neşe içinde yüzerken fotoğraf çektiren Atatürk'ü düşünün.
Ya da 82 yaşında yüzme stilini düzeltmek için ders almaya başlayan ve çivilemeleriyle aklımıza kazınan İsmet Paşa'yı...
Siyaset albümümüz Menderes'ten Demirel'e, Özal'dan Çiller'e, Yılmaz'dan Baykal'a kadar tüm liderlerin deniz kenarında mayolu fotoğraflarıyla doludur.
Erdoğan'ın bu listede bir istisna teşkil etmesi neden?
Kaç göç döneminin deniz hamamlarına dönüş sevdası mı bu?
Son yıllarda giderek yaygınlaşan haşemayla görünmeme kaygısı mı?
Yoksa aileyle uluorta denize girerken görüntülenmenin itikattan bir şeyler alıp götüreceği inancı mı?
Eğer bu sonuncusu ise belki Erdoğan'ı ve diğer dini bütün yurttaşları rahatlatacak bir görüntü sunabiliriz.
Tarihi film
İslam dünyasının son halifesi Abdülmecid Efendi'nin sürgün günlerine ait görüntüler bunlar... Muhtemelen Fransa sahillerinde çekilmiş, tarihi bir film...
Abdülmecid Efendi kendisini görüntüleyen kameraya gülümseyerek geliyor, üzerindeki şık yazlık takımını çıkarıyor ve içindeki mayosuyla Akdeniz'e dalıyor.
Görüntünün devamında yine yazlıkta, halifenin ailesini gösteren görüntüler var. Orada da çocuklar sahilde, denizde mayolu, neşe içinde oynaşıyorlar.
Hangisi doğru?
Peki İslamı gerekçe gösteren 100 binlerce insan denizlere şalvarla koşarken, baldırlarını haşemayla gizlerken, hatta denize girmeyi reddederken, İslam halifesi nasıl olup da uluorta kameralar karşısında, hem de mayoyla kendini sulara bırakabiliyor?
a) Şimdikiler İslamı yanlış yorumluyor?
b) Halife Abdülmecid Efendi çok özel bir insandı.
Cevap: İkisi de doğru...
Çağdaş bir halife
Kocaman beyaz sakalı ve siyah mayosuyla denize giren bu yaşlı adamın kendinden öncekiler ve sonrakilerden farkın