Son Dakika! İlker Başbuğ için tahliye kararı!
Mahkeme eski Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ'un tahliyesine karar verdi.
Ergenekon davası kapsamında tutuklu olan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer, müvekkilinin tahliye edilmesine ilişkin dilekçenin, İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiğini bildirdi.
Anayasa Mahkemesi'nin müvekkiline ilişkin ihlal kararını açıklamasının ardından, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahliye talebinde bulunan Sezer, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün TMK'nın 10. maddesi uyarınca kurulan ve kamuoyunda, "özel yetkili mahkemeler" olarak bilinen ağır ceza mahkemelerini tümüyle kaldıran kanunu onaylaması üzerine Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne gelerek, tekrar tahliye talebinde bulundu.
İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi de tahliyesine oy birliğiyle karar verdiği İlker Başbuğ hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasını kararlaştırdı.
Mahkeme, Başbuğ hakkında tahliye gerekçesi olarak, "Sabit ikametgah sahibi olması, sosyal durumu, tutuklu kaldığı süre, delillerin toplanmış olması, tutuklamadan beklenen gayenin elde edilmiş olması" hususlarını gösterdi.
3 sayfalık karar
İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yazılan 3 sayfalık kararda, Başbuğ hakkındaki suçlamaya, aldığı cezaya ve dava sürecine yer verildi.
Kararda, Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer'in tahliye talebine ilişkin dilekçesine değinilerek, Anayasa Mahkemesi'nin, "Başbuğ'un dava dosyasındaki mahkumiyet kararının gerekçesinin yasal süre içinde dava dosyasına konulmaması nedeniyle, tahliye talebi hakkında hüküm kurulmaması, gerekçeli kararın hazırlanmamasından dolayı dosyanın Yargıtay'a götürülememesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği" şeklindeki kararına da yer verildi.
Gerekçeli kararın bugüne kadar yazılmadığı, resen de temyize tabi olan hükmün ve tutukluluk halinin devamı kararının Yargıtay tarafından incelenmesi olanağının da bulunmadığı belirtilen kararda, gerekçeli kararın tamamlanmasından sonra sanıklara, müdafilere ve vekillerine tebliği, buna karşı temyiz dilekçelerinin verilmesi, tebliğ süreci ve Yargıtay aşaması da dikkate alındığında sanık hakkında verilen hükmün esasen incelenmesi gerektiği vurgulandı.
Gerekçeler
Kararda, tutukluluk halinin Yargıtay tarafından değerlendirilmesi olanağının daha da geriye kalacağı göz önüne alındığında, bu sürecin sanığın mağduriyetine neden olabileceği belirtilerek, şu gerekçelere yer verildi: "Sanığın sabit ikametgah sahibi oluşu, sosyal durumu, tutuklu kaldığı süre, delillerin toplanıp davanın karara bağlanmış bulunması, tedbir niteliğindeki tutuklamadan beklenen gayenin elde edilmiş olması hususları göz önüne alınarak karar alındı."
Kararda, Başbuğ'un tutuklanmasını düzenleyen "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarının yer aldığı tutuklama müzekkeresinden tahliye edildiği belirtilerek, Başbuğ hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmak suretiyle adli kontrol altına alınmasına oy birliğiyle hükmedildi.
2 yıl 2 ayını Silivri Cezaevi'nde geçirdi
Ergenekon davasında mahkemenin yaptığı suç duyurusu üzerine 6 Ocak 2012'de tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 2 yıl 2 ayını Silivri Cezaevi'nde geçirdi.
Başbuğ hakkındaki Türk Ceza Kanunu'nun 312/1. maddesi gereğince, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle düzenlenen iddianame, 15 Şubat 2012'de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
Başbuğ hakim karşısına ilk kez 26 Mart 2012'de çıktı.
Başbuğ cezaevinde kaldığı süre içerisinde, "20. Yüzyılın En Büyük Lideri Atatürk", "20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal", "Terör Örgütlerinin Sonu" ve "Suçlamalara Karşı Gerçekler" adıyla 4 kitap yazdı.
6 yıl 2 ay süren soruşturma ve dava sürecinde 321 duruşmanın görüldüğü 5 Ağustos 2013'te tamamlanan Ergenekon davasında Başbuğ, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Anayasa Mahkemesi'nin müvekkiline ilişkin ihlal kararını açıklamasının ardından, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahliye talebinde bulunan Sezer, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün TMK'nın 10. maddesi uyarınca kurulan ve kamuoyunda, "özel yetkili mahkemeler" olarak bilinen ağır ceza mahkemelerini tümüyle kaldıran kanunu onaylaması üzerine Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne gelerek, tekrar tahliye talebinde bulundu.
İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi de tahliyesine oy birliğiyle karar verdiği İlker Başbuğ hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasını kararlaştırdı.
Mahkeme, Başbuğ hakkında tahliye gerekçesi olarak, "Sabit ikametgah sahibi olması, sosyal durumu, tutuklu kaldığı süre, delillerin toplanmış olması, tutuklamadan beklenen gayenin elde edilmiş olması" hususlarını gösterdi.
3 sayfalık karar
İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yazılan 3 sayfalık kararda, Başbuğ hakkındaki suçlamaya, aldığı cezaya ve dava sürecine yer verildi.
Kararda, Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer'in tahliye talebine ilişkin dilekçesine değinilerek, Anayasa Mahkemesi'nin, "Başbuğ'un dava dosyasındaki mahkumiyet kararının gerekçesinin yasal süre içinde dava dosyasına konulmaması nedeniyle, tahliye talebi hakkında hüküm kurulmaması, gerekçeli kararın hazırlanmamasından dolayı dosyanın Yargıtay'a götürülememesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği" şeklindeki kararına da yer verildi.
Gerekçeli kararın bugüne kadar yazılmadığı, resen de temyize tabi olan hükmün ve tutukluluk halinin devamı kararının Yargıtay tarafından incelenmesi olanağının da bulunmadığı belirtilen kararda, gerekçeli kararın tamamlanmasından sonra sanıklara, müdafilere ve vekillerine tebliği, buna karşı temyiz dilekçelerinin verilmesi, tebliğ süreci ve Yargıtay aşaması da dikkate alındığında sanık hakkında verilen hükmün esasen incelenmesi gerektiği vurgulandı.
Gerekçeler
Kararda, tutukluluk halinin Yargıtay tarafından değerlendirilmesi olanağının daha da geriye kalacağı göz önüne alındığında, bu sürecin sanığın mağduriyetine neden olabileceği belirtilerek, şu gerekçelere yer verildi: "Sanığın sabit ikametgah sahibi oluşu, sosyal durumu, tutuklu kaldığı süre, delillerin toplanıp davanın karara bağlanmış bulunması, tedbir niteliğindeki tutuklamadan beklenen gayenin elde edilmiş olması hususları göz önüne alınarak karar alındı."
Kararda, Başbuğ'un tutuklanmasını düzenleyen "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarının yer aldığı tutuklama müzekkeresinden tahliye edildiği belirtilerek, Başbuğ hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmak suretiyle adli kontrol altına alınmasına oy birliğiyle hükmedildi.
2 yıl 2 ayını Silivri Cezaevi'nde geçirdi
Ergenekon davasında mahkemenin yaptığı suç duyurusu üzerine 6 Ocak 2012'de tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 2 yıl 2 ayını Silivri Cezaevi'nde geçirdi.
Başbuğ hakkındaki Türk Ceza Kanunu'nun 312/1. maddesi gereğince, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle düzenlenen iddianame, 15 Şubat 2012'de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
Başbuğ hakim karşısına ilk kez 26 Mart 2012'de çıktı.
Başbuğ cezaevinde kaldığı süre içerisinde, "20. Yüzyılın En Büyük Lideri Atatürk", "20. Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal", "Terör Örgütlerinin Sonu" ve "Suçlamalara Karşı Gerçekler" adıyla 4 kitap yazdı.
6 yıl 2 ay süren soruşturma ve dava sürecinde 321 duruşmanın görüldüğü 5 Ağustos 2013'te tamamlanan Ergenekon davasında Başbuğ, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.