SON ANDA YAYIN AKIŞINI DEĞİŞTİREN TELEVİZYONLARA TEPKİ DİNMİYOR!
Son anda yayın akışını değiştirme alışkanlığından kanallarımız maalesef bir türlü kurtulamadı..
Saldım çayıra...
Alper Güldağ isimli okurum e-mail yollamış...
"Show TV’yi kınıyorum" diyor ve ekliyor; "Siz televizyon eleştirmenleri kanalları öve öve bitiremiyorsunuz. Lütfen onların ayıplarını da görün. Show TV, cuma günü ’Deli Saraylı’nın yeni bölümünün yayınlanacağını duyurduğu halde yayınlamadı. Bu resmen izleyiciyi adam yerine koymamaktır. Yayınlamayacaksın madem, neden yayın akışına koyuyorsun? Ailece oturduk bekledik, bir de baktık ’Türk Malı’nın eski bölümü yayında. Bu ne demek oluyor söyler misiniz?"
Okur yerden göğe kadar haklı...
Son anda yayın akışını değiştirme alışkanlığından kanallarımız maalesef bir türlü kurtulamadı...
Böyle bir ilkellik herhalde bir bizde oluyordur, bir de medeniyetin tam yerleşmediği Orta Afrika ülkelerinde...
Sakın ola ki televizyon yayıncılığıyla medeni olmanın ne ilgisi var diye düşünmeyin...
Çok ilgisi var...
Elinizi vicdanınıza koyun. Biz, trafikte, çarşı pazarda, orada burada, başkasının hakkına saygı gösteriyor muyuz ki televizyon kanalları seyircisini adam yerine koysun?
Biz randevularına sadık bir millet miyiz ki, televizyon kanalları programı duyurduğu tarihte ve saatinde yayınlasın?
XXXXXX
Gidin bakın medeniyeti özümsemiş ülkelere, televizyon kanalları yıllık program akışlarını sene başında duyururlar...
O ülkelerde örneğin 6 ay sonra, hangi programın hangi gün ve saat kaçta yayınlanacağı bellidir.
Eğer program kitapçığında, o yayının 2 Haziran 2011 Perşembe günü saat 20.35 başlayacağı yazılıysa, o gün ve o saat geldiğinde program mutlaka ekrana gelir...
Ancak herkesin birbirine saygısının olduğu, medeniyetin tüm bireylerce özümsendiği o toplumlarda trafikte de hiçbir kargaşa yaşanmaz...
Kimse kavşaktan, ’Önce ben geçmeliyim’ benciliğinde değildir...
Kimse başkasının hakkından çalmak için uğraşmaz...
İnsanlar randevu saatlerine aşırı titizlik gösterir, hiç kimse randevusuna geç kalarak başkasının zamanını gasp etmez...
Bireylerin önemli olduğu o toplumlarda, devlet de kurumlar da insanlara saygılıdır...
Eğer bir hattın belediye otobüsünün durağa 13.53’de uğrayacağı yazıyorsa tabelada, otobüs saat tam 13.53’te o duraktadır.
XXXXXX
Bizde ise, genlerimizdeki adam sendecilikten olsa gerek, hala her konuda, ’Saldım çayıra, Mevlam kayıra’ ile ’Hele bir sabah olsun’ ilke ve prensipleri (!) yaygın şekilde hayatı yönlendirmektedir.
Örneğin;
Böyle bir durumda, bir kanal yöneticisi çıkıp da, ’Daha iyi dizi koyduk, yaranamadık’ diye savunma da yapabilir.
Burası Türkiye!
Bilal ÖZCAN / BUGÜN
Alper Güldağ isimli okurum e-mail yollamış...
"Show TV’yi kınıyorum" diyor ve ekliyor; "Siz televizyon eleştirmenleri kanalları öve öve bitiremiyorsunuz. Lütfen onların ayıplarını da görün. Show TV, cuma günü ’Deli Saraylı’nın yeni bölümünün yayınlanacağını duyurduğu halde yayınlamadı. Bu resmen izleyiciyi adam yerine koymamaktır. Yayınlamayacaksın madem, neden yayın akışına koyuyorsun? Ailece oturduk bekledik, bir de baktık ’Türk Malı’nın eski bölümü yayında. Bu ne demek oluyor söyler misiniz?"
Okur yerden göğe kadar haklı...
Son anda yayın akışını değiştirme alışkanlığından kanallarımız maalesef bir türlü kurtulamadı...
Böyle bir ilkellik herhalde bir bizde oluyordur, bir de medeniyetin tam yerleşmediği Orta Afrika ülkelerinde...
Sakın ola ki televizyon yayıncılığıyla medeni olmanın ne ilgisi var diye düşünmeyin...
Çok ilgisi var...
Elinizi vicdanınıza koyun. Biz, trafikte, çarşı pazarda, orada burada, başkasının hakkına saygı gösteriyor muyuz ki televizyon kanalları seyircisini adam yerine koysun?
Biz randevularına sadık bir millet miyiz ki, televizyon kanalları programı duyurduğu tarihte ve saatinde yayınlasın?
XXXXXX
Gidin bakın medeniyeti özümsemiş ülkelere, televizyon kanalları yıllık program akışlarını sene başında duyururlar...
O ülkelerde örneğin 6 ay sonra, hangi programın hangi gün ve saat kaçta yayınlanacağı bellidir.
Eğer program kitapçığında, o yayının 2 Haziran 2011 Perşembe günü saat 20.35 başlayacağı yazılıysa, o gün ve o saat geldiğinde program mutlaka ekrana gelir...
Ancak herkesin birbirine saygısının olduğu, medeniyetin tüm bireylerce özümsendiği o toplumlarda trafikte de hiçbir kargaşa yaşanmaz...
Kimse kavşaktan, ’Önce ben geçmeliyim’ benciliğinde değildir...
Kimse başkasının hakkından çalmak için uğraşmaz...
İnsanlar randevu saatlerine aşırı titizlik gösterir, hiç kimse randevusuna geç kalarak başkasının zamanını gasp etmez...
Bireylerin önemli olduğu o toplumlarda, devlet de kurumlar da insanlara saygılıdır...
Eğer bir hattın belediye otobüsünün durağa 13.53’de uğrayacağı yazıyorsa tabelada, otobüs saat tam 13.53’te o duraktadır.
XXXXXX
Bizde ise, genlerimizdeki adam sendecilikten olsa gerek, hala her konuda, ’Saldım çayıra, Mevlam kayıra’ ile ’Hele bir sabah olsun’ ilke ve prensipleri (!) yaygın şekilde hayatı yönlendirmektedir.
Örneğin;
Böyle bir durumda, bir kanal yöneticisi çıkıp da, ’Daha iyi dizi koyduk, yaranamadık’ diye savunma da yapabilir.
Burası Türkiye!
Bilal ÖZCAN / BUGÜN