SOKAKTA BAŞIMA BİR İŞ GELİRSE EMRE USLU'YU HATIRLAYACAĞIM!

Radikal yazarı Özgür Mumcu ile Taraf yazarı Emre Uslu arasındaki polemik sürüyor. Mumcu, başına bir iş gelirse Emre Uslu'nun sorumlu olduğunu ima etti.

Okuduğumuzu anladık mı?

Sorguda kendisine Odatv'den çıkan taslağın üzerindeki notlar gösterilip sorulmadığı sürece Şık'ın notları sahiplendiği söylenemez.

Çıkan kısmın özeti:
Geçen hafta bir yazı yazdım. Ahmet Şık’a savcılık sorgusunda Odatv’de bulunan ‘İmamın Ordusu’ kitabının üzerindeki tüm notların değil sadece bazı notların sorulduğunu ve Şık’ın da bunların kendisine ait olduğunu ifade ettiğini söyledim. Bu savcılık sorgusundan sonra, Odatv’deki kitap taslağı ve Ahmet Şık’ın bilgisayarındaki taslakların mukayeseli incelemesini yapan bir polis raporu yayımlandı. Raporda Ahmet Şık’a ait olmadığı anlaşılan notlar da vardı.
Ahmet Şık, Express dergisine yaptığı açıklamada, “Savcılıkta bana ‘Bu notlar sana mı ait’ diye sorularak sadece iki-üç cümle okundu. Onlar aynen benim notlarımdı. Bana başka not okunmadı” dedi. Sonradan çıkan polis raporundaki notlar hakkında ise “O notlar, haber kaynaklarımdan birinin, bana aktardığı bilgileri çek etmesi için kendisine verdiğim nüsha üzerine aldığı notlardır. Bir röportajın muhabir tarafından muhatabına kontrol ettirilmesinden hiçbir farkı yoktur” diye konuştu.

Uslu
Ben de bu duruma karşın Taraf’ın Polis Akademisi mezunu yazarı Emre Uslu’nun hangi sebeplerle Ahmet Şık’ın tüm notları sahiplendiğini yazdığını sordum. Çünkü Şık’ın böyle yaptığını ve soruşturmacılarda şüphe uyandırdığını iddia ediyordu.
Yazıdan sonra Emre Uslu, Twitter’da kendisinden özür dilemem gerektiğini, yoksa sokağa çıkamaz olacağımı, savcılık sorgu tutanağını okumadığımı, ucuz iftiralarda bulunduğumu ve şaşkın olduğumu yazdı.
Sonra da Taraf gazetesindeki köşesinden cevaben bir şeyler yazdı. Yazıyı okuyunca temel mantık ve hukuk bilgisine sahip olmayan bu kişinin üniversitedeki öğrencilerine kolaylıklar dilemek dışında elden bir şey gelmiyor.
Soru şu
Ahmet Şık’a Odatv’de çıkan taslak üzerindeki notlar hakkında sorulan soru şu:
“‘000KITAP.docx’ isimli Word dosyasındaki ‘İmamın Ordusu’ başlıklı kitap çalışmasının içeriğine bakıldığında, değişik yerlerde kırmızı renkle ve büyük harfle yazılmış çeşitli notların bulunduğu, bu notlar içerisinde, ‘BURADA DGM İDDİANAMESİNDEKİ KASET ÇÖZÜMLERİNİ AYRINTISIYLA GİREBİLİRİZ. BAKACAĞIZ’, ‘BURADAN İTİBAREN EMİN ARSLAN OLAYI, ARDINDAN MUSTAFA GÜLCÜ VE CELAL UZUNKAYA İLE FARUK ÜNSEL ANLATILACAK’, ‘KİTABIN İLGİLİ BÖLÜMÜNE NURETTİN VEREN OLAYINI DA EKLERSEK FENA OLMAZ, UNUTMA’ şeklinde notlar yazılı olduğu görülmüştür.
Bu notları kimler yazmıştır? Bu notların bulunduğu yerlere yapılacak eklemelerle ilgili ne tür çalışmalar yapıldı? Bu çalışmaları kimler yaptı? Bu konuda siz ne tür çalışmalar yaptınız?”
Uslu’nun iddiası, bu soruyla kastedilenin taslağın tümündeki notlar olduğu.

İzahat
Kitap taslağının kendisinin haberi olmadan başka bir bilgisayardan çıktığını söyleyen birinin, kendisine okunmayan herhangi bir satırı kabul etmesi imkân dahilinde değildir.
Sorgu sırasında kendisine Odatv’den çıkan taslak ve taslağın üzerindeki notlar teker teker gösterilip sorulmadığı sürece Şık’ın notların hepsini sahiplendiği söylenemez. Kaldı ki sorulanlar belli notlar. Savcı bir sonraki soruda da başka bir notu sormuş.
Üzerinde ne gibi değişiklikler yapıldığını bilmediği, kendi iradesi dışında bir başka bilgisayarda bulunduğunu söylediği bir taslağın tümünü normal zekâya sahip kimse sahiplenmez. Şık da sahiplenmemiştir.
Birisi bavulunuzu çalsa, bavulunuz savcının eline geçse, savcı bavulunuzun içinden size ait üç eşyayı gösterse. Bunlar benim dersiniz. Ama sizden çalınan bavulun içine o arada ne konduğunu bilemeyeceğiniz için, bavulun içinde ne varsa benimdir demezsiniz.
Zaten bunu soran da yok, bunu kabul eden de yok.
Kitaptaki notları inkâr eden yok. Kitaptaki tüm notları kendim aldım diyen de yok.
Zaten Ahmet Şık’ın yazmadığı notlar, polis inceleme tutanağına göre, Şık’ın evindeki bilgisayardan çıkan ‘Kitap Ahmet’ taslağında. Savcılık sorgusu ise Odatv’den çıkan ‘000kitap’ taslağı üzerine.
Ancak gayet açık bu durumdan bir muamma yaratmaya çalışıp kafa bulandıran biri var. Bunun sebebi ya okuduğunu anlamaması ya da dezenformasyon merakı. Hangisi olduğunu zamanla öğreniriz.

Not: Sokakta başıma bir iş gelirse, “Sokağa çıkamaz hale gelir” diyen Emre Uslu’yu hatırlayacağım. Siz de hatırlayın.