ŞOK İSTİFA!.. TARAF GAZETESİ'NDE KİM YAZARLIĞI BIRAKTIĞINI AÇIKLADI?
Taraf Gazetesi'nde İstifa! Taraf'ın hangi köşe yazarı artık yazmayacak? İşte o yazar ve nedeni...
Taraf yazarı Gökhan Özgün Taraf'ta köşe yazarlığını neden bıraktığını açıkladı...
Mürekkebimin sonu
Hangi kuruntuyla, hangi kibirledir bilmiyorum, nedense bu yazının altından pek kolaylıkla kalkacağımı sanıyordum. Öyle olmadı. Çok ama çok zormuş. Bunu gerçekten öngöremedim. Şimdi bunu öngörememekten utanıyorum.
Bunu niye ve nasıl öngöremediğimi anlatan bir sürü 'iyi' yazı yazabilirim, ama bu yazıyı beceremiyorum. Demek ki, ne eksik ne fazla, maalesef tam bu kadar bir 'yazar'ım.
Her kelime elime yapıştı, kâğıda düşmedi. Hatta bir ara paniğe bile kapıldım. Bu yazıyı bir kaç gün erteleyeyim mi, diye düşündüm. Allahtan bu düşüncenin hastalıklı olduğunu çabuk fark ettim. Sonunda karar verdim. Bu yazıyı 'yazmadan' yazacağım.
İmdadıma şeffaflık yetişti, Ahmet Altan'a ve Yasemin Çongar'a yazdığım 'istifa' mektubu yetişti.
Sevgili Ahmet, Sevgili Yasemin,
Bu mektubu, mektubu diyorum çünkü yazabilmem on günümü aldı, on günde nihayet yazıya geçmiş bir şeye e-mail demek zor. Bu kaçarı olmayan mektubu nihayet yazıyorum. Bence işin en hayırlısı söyleyeceğimi daha alt satırlara ittirmemek. Şu köşe yazarlığı 'macerama' artık bir son vermeye karar verdim.
Çok düşündüm taşındım, ama üzerime âdeta çöken bu kararı bertaraf edemedim.. Bunun takdir edersiniz ki binbir şahsi nedeni ve belki de gereği var, ama Taraf'a dönük tek bir veçhesi ve Taraf'la en küçük alakası yok. Hatta tam tersi... Bu mektubun on gün almasının nedeni zaten bu terslik. Bunu yüz yüze ifade etmek varken mektubu tercih etmemin nedeni de yine aynı hicap duygusu. Lütfen, bunu böyle yapmış olmamı küstahlık telakki etmeyin. Tek mümkünü buydu.
Kabul ederseniz, bir an önce (pazartesi) veda yazısı yazıp bu işi bitirmeyi düşünüyorum. Nasıl söylersem söyleyeyim sarsak duruyor, biliyorum, ama durum bu.
Kelimenin tam anlamıyla affınıza sığınıyorum.
gökhan
Kelimelerde mahcubiyete, anlamda tenzilata hiç gerek yok. Ahmet Altan ve Yasemin Çongar açıkça hayranlık duyduğum insanlar. Ertesi gün onlarla öğlen yemeği yedim. Ahmet konuştu. Yasemin sustu. Ben sayıkladım.
Ahmet, "İyi düşündün mü," diye sordu, sonra ekledi, "babam der ki," dedi, "İnsan açlık grevine tokken karar verir." Laf üç kelimeyle her yere oturunca başka söze yer kalmıyor. Beni sayıklatan cümle de, zaten bu ilk cümleydi. Sonra başka şeyler konuşuldu.
Ahmet Altan'ın karşısında 'hazırlıklı' yakalanamıyorsunuz. Bu tespitimi mübalağalı buluyorsanız, şöyle düşünün. Türkiye Taraf'ın açıklığı karşısında sanırım biraz da bu yüzden 'hazırlıksız' yakalandı. Her şeye 'hazırlıklı' olmakta pek becerikli Türkiye'yi 'hazırlıksız' yakalamak öyle her babayiğidin harcı değil.
Bu arada ben anladım ki, benim mürekkebim tükenmiş. Bu tabir biraz 'yazıya' kaçtı. Bu tabiri, 'yazı'ya kaçırmadan söyleyecek olursak, ciğerim çıkmış, ciğerim harap olmuş.
Köşe yazarlığı, yazarlıktan önce bir performans sanatı. Ama sanırım bunu biraz geç anladım. Mürekkebimi, yani ciğerimi idareli kullanmayı beceremedim.
Zaafım buydu, ama sanırım erdemim de buydu. Zaafını ve erdemini aynı kaba koyunca, insan, hayatında çok 'son' görüyor. Hele buralarda. Bu hava şartlarında.
Taraf'tan kopmadım. Sadece köşemi bırakıyorum. Mürekkebimi tazeleyebilirsem, ciğerimi yenileyebilirsem, belki yine çıkarım Taraf'ta karşınıza. Öyle konuştuk...
Gökhan Özgün, Taraf