SİZİNLE ÇALIŞACAĞIMA LİMON SATARIM! SABAH MUHABİRİ GAZETE YÖNETİMİNE İSYAN ETTİ!(MEDYARADAR/ÖZEL)

9 kişinin öldüğü Mavi Marmara gemisinde bulunan Sabah Gazetesi'nin ödüllü muhabiri Mediha Olgun, gazete yönetimine zehir zemberek bir mektup yazarak istifa ettiğini açıkladı.

İşte Mediha Olgun’un Medyaradar ile paylaştığı o mektup...

SABAH’A MEKTUP!


Tam 3 yıldır gazetenizde canla başla çalışıyorum. Girdiğim günden bu yana hep en ’olmaz’ işleri foto muhabiri de almadan kendim yaptım. Bana hiç girmesi garanti, sütun santimi belli işler vermediniz. Bütün haberlerimi kendim buldum kendim yaptım. Yaptığım işlerden biriyle de geçen yıl Sedat Simavi Gazetecilik Övgü ödülünü aldım. Kadının Şiddetle İmtihanı yazı dizimle... Sabah gazetesini sattırmadıkları bir dönemde Hakkari, Erzurum, Kars, Ardahan, Diyarbakır dağ bayır dolaşan bendim.
’Sabah gazetesi gelmesin vururuz’ dedikleri yerlere ben kendim gittim. Kandil’e de aynı dönemde 2 kere giren bendim; üstelik bizi almazsanız burada açlık grevi yaparım diyerek... Yine aynı şekilde Mavi Marmara gemisine de binen bendim. Bu konuda bir de kitap bile yaptım. Terkedilmiş, itilmiş, yoksun, yoksul bölgelerdi benim alanım. Doğu, güneydoğu ve ortadoğu gibi... Hiç gocunmadım bunlardan, korkmadım zira işimin gereğini yapıyordum.
Hep ’Oralara gitmeyeceğiz de nerelere gideceğiz ki’ dedim. Sonra bir gün yöneticilerinizden birinin nefretini kazandım. Görmemem gereken şeyleri görüp, söyleyip, hakkımı aradığım için. Ve bu konuda tek de değildim. Benim durumuma düşürülen başkaları da vardı.
Yaklaşık bir yıldır gazetenizde mobbinge uğrayarak çalışıyordum. Bunu defalarca üst yöneticilerinize bildirdim yazılı ve sözlü olarak. Başlangıçta ’Farkındayız, çözeceğiz’ dedi herkes. Zamanla yazdığım bu dilekçeler herkesin diline düşürüldü. Özel olması gereken her şey uluorta konuşulmaya başlandı gazetenin çevresindeki lokantalarda. Kişilik haklarım zedelendi, gururum kırıldı. Soruşturma açması gereken yöneticiler ’İspatlayamazsın’ söylemine geçtiler, dalga geçtiler. Oysa mobbing ciddi bir suçtu.
Bir yıldır ediötörlük yaptığım bölgeden alınıp başka servisine verilmeyi bekledim, siz de beni istemediğim tek servise verdiniz. Yine kişilik haklarımı zedeleyerek. Geldiğimiz aşamada çıkışımı istedim geçen hafta aynı servisten kovduğunuz arkadaşımızı da örnek göstererek, beni de kovun dedim. Kovmadınız, beni çok seviyormuşsunuz!
Geçen hafta işi bıraktım ben de, aynı gün müdürlere bildirerek. İnsan Kaynakları yine istifa et dedi, yapamadım. Zira o kadar zengin değildim! Biriktirdiğim tek şey haberlerimdi çünkü. Noterden ihtar çektim ’İş akdinin zorunlu fesihine’ dayanarak. Bugün yanıtınızı almış bulunuyorum yine noterden. İzinsiz olarak işe gelmemişim, kimseye bildirmemişim, kovmuşsunuz beni tazminatsız... Sonra telefonlar gelmeye başladı, 3 yıldır kullandığım hattımı istediniz. Bu mektubu da Mavi Marmara gemisinde İsrail tarafından el konulan telefonumun yerine verdiğiniz telefonu da istediğiniz için yazıyorum. Bundan sonra asla iş bulamayacağımı bilsem de, işsiz kalsam da korkmuyorum, hakkımı arayacağım. Ben bu yola, sizinle çalışacağıma limon satarım diyerek çıktım! Yolunuz açık olsun!

Mediha Olgun



MEDYARADAR/ÖZEL