''SIZDIRMA HABERLE YAPILAN, GAZETECİLİK Mİ YOKSA HESAPLAŞMA MI?''

Türkiye'de iki yıldır neredeyse her gün bir başka sızdırma haberle karşı karşıyayız...

Sızdırma haber üzerinden hesaplaşma


PAZAR günü Amerika’yı sarsan Afganistan Savaş Günlüğü haberi Amerikan, İngiliz ve Alman üç yayın organında şöyle başlıyordu...

“New York Times, Guardian ve Der Spiegel yöneticileri olarak Wikileaks’den elde ettiğimiz bilgilerde yer alan bazı isimleri ve belgeleri Afganistan’da operasyonlar devam ettiği için kişiler adına potansiyel bir zarara yol açmamak kaygısıyla yayınlamamaya karar verdik...”
* * *
Hatta New York Times daha da ileri gidip “dokümanların sağlamlığını çek etmek için yaptığımız titiz çalışmalar ve görüşmeler sonrasında, Beyaz Saray’ın bazı ‘zararlı materyalleri’ yayımlamama talebini Wikileaks ekibine ilettik” dedi.
Nitekim sızdırma haber yayımlamakla ünlü wikileaks.org sitesi bu talebi makul karşıladı ve 92 bin belgenin insanların hayatlarını tehlikeye atma potansiyeli olan yüzde 20’lik kısmını sitesine koymadı.

* * *

Gazetecilik mesleği adına önemli soru şu...
New Yok Times, Guardian ve Der Spiegel kendilerine servis edilen bu çok gizli dokümanları, tam dört haftalık bir çalışmayla elden geçirdikleri ve bazı ayıklamalar yaptıkları için Afganistan Savaş Günlüğü haberleri etkisini yitirdi mi?
Cevap koskoca bir “HAYIR”.
Hatta tam tersi mesleki titizlik ve gazetecilik hassasiyeti Afganistan Savaş Günlükleri’nin Amerikan kamuoyunda çok daha şeffaf bir biçimde tartışılmasına yol açtı...

* * *

New York Times editörleri internet sitesinde bir tartışma platformu başlattı...
Öyle sorular geliyor ki...
Gazetecilik mesleği, güvenlik ve demokrasi ilişkisi açısından tam bir örnek vaka...
İşte o sorulardan birkaçı...
“Zararlı materyal ne demek?
Yoksa Amerikan hükümeti ile anlaşıp bazı bilgileri halktan gizliyor musunuz?
Ayıkladığınız isimleri hangi kritere göre seçtiniz?
Beyaz Saray direkt ya da dolaylı bu belgeleri yayımlamamanız için baskı yaptı mı?
Siz gazeteci misiniz yoksa Beyaz Saray’ın taleplerini Wikileaks’e ileten elçi mi?
Hukuki açıdan bu tür gizli belgeler yayımlamanın suç olduğunu bilmiyor musunuz?
Bazı isimleri ayıkladık diyorsunuz ama bu haliyle bile Pentagon Amerikan vatandaşlarının hayatını tehlikeye attığınızı söylüyor, böylesine hayati bir riski nasıl alırsınız?”

* * *

Sorular uzayıp gidiyor...
Haberi yayıma hazırlayan editörler ise bu sorulara hiç kıvırmadan, gayet net cevaplar veriyor...
Amerikan hükümeti suçlama ve yalanlamaya gitmek yerine şimdi senatoda savaş günlüklerinin hesabını vermek zorunda...
Unutmayın Afganistan’da savaş tüm sıcaklığıyla hâlâ devam ediyor.
İşin ilginci belgelerin yayımlanmasından sonra Afganistan’da savaşın hiç de Amerikan hükümetinin yansıttığı gibi devam etmediği ortaya çıktı...
Savaşı destekleyenler bile ciddi bir sorgulama içinde...

* * *

Bir de Türkiye’ye bakalım...
İki yıldır neredeyse her gün bir başka sızdırma haberle karşı karşıyayız...
Ama ne sızdıran adam gibi sızdırıyor, ne yayımlayan gerekli hassasiyeti gösteriyor, ne de hesap vermesi gereken kurumlar hesaba çekilebiliyor...
Wikileaks yayımladığı sızdırma haberlerle belki de Afganistan’da savaşın sonunu getirecek...
Oysa Türkiye’de savaşın kendisi sızdırmalar üzerinden yürütülüyor...
Bu yüzden Amerika’da yapılan işin adı sızdırmaya dayalı olsa bile hâlâ gazetecilik...
Türkiye’de ise hesaplaşma...

Eyüp CAN / HÜRRİYET