"SİZ YANINIZA ŞU ADAŞIM GAZETECİ BOZUNTUSUNU MU ALIN DİYECEKTİM?..." NUR'LAR SAVAŞI TAM GAZ!...

Memecanlar'daki yemek daha çok konuşıulacağa benziyor.... Gazeteci Nur Çintay'la Sosyolog Yazar Nur Vergin'in yemek tartışması adeta yazılı savaşa döndü....

Nur Çintay´ın Başbakan´la gazeteci ve akademisyenleri bir araya getiren yemeğin ardından yazdığı yazı, Nur Vergin´i sinirlendirdi. Hakkında "En mühim adamın dizinin dibi! Her zaman doğru sandalyede olmak maharet ister" yazılan Vergin´in cevabı sertti: Aşağılık kompleksi

Radikal gazetesi yazarı Nur Çintay´ın, Salih-Nursuna Memecan çiftinin Başbakan Erdoğan ile gazeteci ve akademisyenleri buluşturduğu yemeğin ardından yazdığı köşe, Sosyolog Nur Vergin´in tepkisine neden oldu. Yazısında yemekte bulunan herkese övgüler yağdıran Çintay, Vergin´le ilgili, "Genellikle ekonomi kulisi yazarlarında görülen bir huydur, salona girerler ve gözlerini kısıp hedefe kilitlenirler: En mühim adamın dizinin dibi! Her zaman doğru sandalyede olmak maharet ister" yazmıştı. Köşeyi bir arkadaşı aracılığıyla duyan Vergin, Çintay´a mektup yazdı. İşte Vergin´in o mektubu:

KOMPLEKS VE KISKANÇLIK

"Radikal´i her gün internetten okurum ama doğrusu sizi tıklamak hiç aklıma gelmez. Allah´tan Nursuna ve Salih Memecan´ın davetini anlatan yazınızı bir arkadaşım bana yolladı da aşağılık kompleksiyle kıskançlığın bir araya gelince nelere kadir olduğunu görebildim. Şöyle yazmışsınız: `Nur Vergin (Gözlerini kısıp hedefe kilitlenirler: En mühim adamın dibi! Her zaman doğru sandalyede olmak maharet ister).´ Beşinci sınıf bir dedikoducunun dahi yazmaya tenezzül etmeyeceği bu yazı, eminim, davet sahibi Memecan´ları üzmüştür. Çünkü bana telefon ettiğinde Nursuna Memecan davet edilmemi özellikle Başbakan´ın istediğini vurgulayarak belirttiydi. Salona girdiğimde Başbakan ayağa kalktı ve diğer misafirleri selamlayıp yanına ulaştığımda bana yanındaki yeri verdi. Ne yapacaktım, yani? `Hayır oturmam, siz yanınıza şu adaşım gazeteci bozuntusunu mu alın?´ diyecektim?

GÖRGÜN MÜSAİT DEĞİL

Evet, küçük hanım, ben Başbakan´ın yanına oturmadım. O, beni yanına oturttu... Belirli bir terbiye görmüş insanlar kendiliklerinden gidip bir Başbakan´ın yanına oturmazlar... İtibar görmemiş olmanızdan rahatsız olduğunuzu anlayışla karşılıyorum. Ama itibar, bugün örneğini gördüğüm yazılarınızla elde edilmiyor. Yazınızı okuyanlar sizin ne kadar haset dolu, cahil ve de, evet, yalancı biri olduğunuzu teslim etmişlerdir... İtibar sahibi olmak eş durumundan katıldığınız bir davetteki diğer misafirler hakkında aklınız sıra olumsuz yorumlar yazarak da olmuyor. Bu da sizi ağırlayanlara karşı terbiyesizlik. Başbakan´la görüşürsem ona hasedinizi dindirmek için sizi de adam yerine koymasını rica edeceğim."