SİZ ONU 'BEĞENMÜYÜMÜSÜNÜZ'?...AVRUPA YAKASI'NIN PSİKOPAT GAFFUR'U KENDİSİNİ NASIL ANLATTI?
Avrupa Yakası'nın psikopat Gaffur'u Peker Açıkalın, "İnsanlar Gaffur delisi olmuş. Taksim'e indiğim zaman şaşırır bir halde buluyorum kendimi" diyor.
Zirvede oksijen azdır
Avrupa Yakası´nın psikopat Gaffur´u Peker Açıkalın´ı çekimleri halen devam eden Maskeli Beşler Irak ve Amerikalılar Karadeniz´de filmlerinin karmaşasında yakaladık. Abartılmış komedi oyunculuklarından sıkıldığını dile getiren oyuncu, "Zirvede oksijen azdır. Orada olmak daha çok göz önünde olmayı gerektiriyor." diyor.
Peker Açıkalın´ın televizyon serüveni ne zaman başladı?
- Kim Bunlar ile başladı ama tiyatro serüvenim çok daha öncesine dayanıyor. İlk özel televizyon kanalı olarak TRT 2 kabul ediliyordu o zamanlar. Farklı mizah anlayışını topluma kabul ettirdiğimiz ilginç, bıçak sırtı bir dönemdi. Kolay Para, O Şimdi Mahkûm, Hababam Sınıfı serisi, Maskeli Beşler, Ekmek Teknesi, Çiçek Taksi gibi birçok önemli yapımda oynadım. Şimdiyse fazlasıyla popülarite kazanmış bir karakteri canlandırıyorum; Gaffur. İki sinema filminin daha çekimlerinde bulunuyorum şu an... Yoğun tempoya devam.
Oynadığınız rollerdeki ´delilik´ oranı çok fazla... Bu roller üzerinize yapışıyor olabilir mi?
- Hayır bence delilik sadece Gaffur´da var. Mesela Hababam Sınıfı´ndaki seriye başlamadan önce ´Psiko´ karakteri yoktu. Dedim ki öyle bir karakter yaratalım ki yeni olsun ama kabul görsün. 16 yıldır okul yatakhanesinde kalan, içine kapanık Psiko´yu yaratmış olduk. Psiko da, Hababam Sınıfı içerisinde çok ayrıcalıklı bir yere oturdu. Rekabetçi olmaktan fazla hoşlanmıyorum ama bir maç oynanacaksa rekabet vardır. Rekabetin sonucu kazanmayı gerektirir. Kazanmayan da savaşamaz. Bu sinema, televizyon ve tiyatro için de aynıdır. Uzun yıllar bu alanlarda hakkıyla bulunmak istiyorum. İki tane kız çocuğunu büyüten, gayet evcil, yıllardır medyadan uzak yaşamaya çalışan, özel yaşantısına özen gösteren, kendini ortalığa atmamış bir insanım. Bu çizgiyi çok iyi tutturmak lazım. Öbür türlü insanlar Gaffur´u sever ama Peker´i sevmez.
Canlandırdığınız karakterleri özellikle de Gaffur´u kendinize benzettiğiniz oluyor mu? Seyircinin ilgisine bakılırsa Gaffur için yaratılmışsınız...
- Gaffur diye birini tanımam, hiç de düşünmedim. Gülse Birsel yazmasaydı daha da tanımazdım. Gerçekten de çok sınırda bir karakterdi Gaffur. Ekibin kemikleşmiş bir kadrosu ve seyircisi var zaten. Bizim, ekipten çıkan kadro yerine dahil olmamız belirli bir heyecan yarattı izleyicide. Seyircinin kafasındaki yeni ekibe dair soru işaretlerini aşmaktı ilk etaptaki hedefimiz. Onu aştık. Gaffur da televizyon dizisi normlarında gidebildiği kadar gidebilecek nihayetinde. Ama yakalanan enerji çok güzel. Popülarite gelip geçici bir durumdur. Önemli olan, uzun vadede düşünülen ve uzun yıların arka planı olan prensiplerimle seyircilerle olan bağı güçlendirmekti. Ben de elimden geleni yapıyorum. Ben yarattığım tipleri çok benimsiyorum. Kendi kendime onlarla konuşup, onları yaşatıyorum ve onları icraat sırasında o kadar üstüme giyip, o kadar net biçimde yansıtma samimiyetine ve tecrübesine hazırım ki zaten seyirci ile aramdaki özel bağlantı bu.
Teklif edilen rollerde aradığınız bir kriter var mı?
- Senaryonun kaliteli olması gerekiyor. ´Senaryo çekildiği zaman nasıl olacak?´ sorusu önemli burada. Sinema filminde oynamak ya da üç buçuk senedir var olan bir projeye sonradan dahil olmak yürek isteyen bir şey. Senaryosu, oyuncu kadrosu, teknik ekibiyle tam bir ekip işi.
AMATÖR BİR RUHLA SEYİRCİYE OYNUYORUM
İnternette hakkınızda yapılan yorumların çoğu olumlu...
Avrupa Yakası´nın psikopat Gaffur´u Peker Açıkalın´ı çekimleri halen devam eden Maskeli Beşler Irak ve Amerikalılar Karadeniz´de filmlerinin karmaşasında yakaladık. Abartılmış komedi oyunculuklarından sıkıldığını dile getiren oyuncu, "Zirvede oksijen azdır. Orada olmak daha çok göz önünde olmayı gerektiriyor." diyor.
Peker Açıkalın´ın televizyon serüveni ne zaman başladı?
- Kim Bunlar ile başladı ama tiyatro serüvenim çok daha öncesine dayanıyor. İlk özel televizyon kanalı olarak TRT 2 kabul ediliyordu o zamanlar. Farklı mizah anlayışını topluma kabul ettirdiğimiz ilginç, bıçak sırtı bir dönemdi. Kolay Para, O Şimdi Mahkûm, Hababam Sınıfı serisi, Maskeli Beşler, Ekmek Teknesi, Çiçek Taksi gibi birçok önemli yapımda oynadım. Şimdiyse fazlasıyla popülarite kazanmış bir karakteri canlandırıyorum; Gaffur. İki sinema filminin daha çekimlerinde bulunuyorum şu an... Yoğun tempoya devam.
Oynadığınız rollerdeki ´delilik´ oranı çok fazla... Bu roller üzerinize yapışıyor olabilir mi?
- Hayır bence delilik sadece Gaffur´da var. Mesela Hababam Sınıfı´ndaki seriye başlamadan önce ´Psiko´ karakteri yoktu. Dedim ki öyle bir karakter yaratalım ki yeni olsun ama kabul görsün. 16 yıldır okul yatakhanesinde kalan, içine kapanık Psiko´yu yaratmış olduk. Psiko da, Hababam Sınıfı içerisinde çok ayrıcalıklı bir yere oturdu. Rekabetçi olmaktan fazla hoşlanmıyorum ama bir maç oynanacaksa rekabet vardır. Rekabetin sonucu kazanmayı gerektirir. Kazanmayan da savaşamaz. Bu sinema, televizyon ve tiyatro için de aynıdır. Uzun yıllar bu alanlarda hakkıyla bulunmak istiyorum. İki tane kız çocuğunu büyüten, gayet evcil, yıllardır medyadan uzak yaşamaya çalışan, özel yaşantısına özen gösteren, kendini ortalığa atmamış bir insanım. Bu çizgiyi çok iyi tutturmak lazım. Öbür türlü insanlar Gaffur´u sever ama Peker´i sevmez.
Canlandırdığınız karakterleri özellikle de Gaffur´u kendinize benzettiğiniz oluyor mu? Seyircinin ilgisine bakılırsa Gaffur için yaratılmışsınız...
- Gaffur diye birini tanımam, hiç de düşünmedim. Gülse Birsel yazmasaydı daha da tanımazdım. Gerçekten de çok sınırda bir karakterdi Gaffur. Ekibin kemikleşmiş bir kadrosu ve seyircisi var zaten. Bizim, ekipten çıkan kadro yerine dahil olmamız belirli bir heyecan yarattı izleyicide. Seyircinin kafasındaki yeni ekibe dair soru işaretlerini aşmaktı ilk etaptaki hedefimiz. Onu aştık. Gaffur da televizyon dizisi normlarında gidebildiği kadar gidebilecek nihayetinde. Ama yakalanan enerji çok güzel. Popülarite gelip geçici bir durumdur. Önemli olan, uzun vadede düşünülen ve uzun yıların arka planı olan prensiplerimle seyircilerle olan bağı güçlendirmekti. Ben de elimden geleni yapıyorum. Ben yarattığım tipleri çok benimsiyorum. Kendi kendime onlarla konuşup, onları yaşatıyorum ve onları icraat sırasında o kadar üstüme giyip, o kadar net biçimde yansıtma samimiyetine ve tecrübesine hazırım ki zaten seyirci ile aramdaki özel bağlantı bu.
Teklif edilen rollerde aradığınız bir kriter var mı?
- Senaryonun kaliteli olması gerekiyor. ´Senaryo çekildiği zaman nasıl olacak?´ sorusu önemli burada. Sinema filminde oynamak ya da üç buçuk senedir var olan bir projeye sonradan dahil olmak yürek isteyen bir şey. Senaryosu, oyuncu kadrosu, teknik ekibiyle tam bir ekip işi.
AMATÖR BİR RUHLA SEYİRCİYE OYNUYORUM
İnternette hakkınızda yapılan yorumların çoğu olumlu...