SIRRI'YA OY VERDİM AMA SEVMİYORUM ARTIK! ÖMER LAÇİNER SIRRI SÜREYYA ÖNDER'İ TOPA TUTTU!

Birikim Dergisi Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner Söz Sende'de Balçiçek İlter'e "Yetmez ama Evet" kampanyasından, 1 Mayıs 77'ye, Türk Sol'u içinde yaşanan tartışmaları, hesaplaşmaları ve kutuplaşmaları değerlendirdi.

"80'lerden beri Sol'da ciddi bir problem ve bu problemler karşısında alınan tavırlar var. Biz bunların bir tarafını temsil ediyoruz. Sosyalizmi yeniden tanımlamak, amaçlarına ulaşması için gereken enerjiyi, gereken desteği bulma yollarını, gerekli argumanı yeniden şekillendirmek gerek." sözleriyle giriş yapan Laçiner, Sırrı Süreyya Önder ile yaşadıkları ağır tartışmaları ile ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

"Referandum sürecinde bizim önümüzde Türkiye Cumhuriyeti'ndeki anayasayı bizim istediğimiz, gönlümüzden geçen en demokratik anayasa yapmak ihtimali var, Akp'nin teklifi var, bir de statükodaki anayasa var. Türkiye'de şu andaki anayasanın çok daha ilerisinde bir demokratik anayasaya evet diyebilecek olan insanların miktarı yüzde beşi bile geçmiyor, bunu objektif söylüyorum. Bu anayasanın değişikliğine bir şekilde bir adım atılabileceği on adımın belki iki tanesini bu anayasayla atmış olan bir partinin teklif ettiği anayasa var. Bizim arzu ettiğimiz değişiklikler bunlar değil evet. Bunu yapanlar bundan daha ilerisini yapmaya da pek niyetli değiller ama buna rağmen bu adımlarına ittifa edelim dediler, onun için de evet diyelim buna dediler. Birileri de hayır dedi. Yaptığım bir söyleşide bundan bahsettim. Bunun sonucunda hakarete varan laflar işittim. Bay Sırrı Süreyya benim "Birgün"e paçavra dediğimi söylüyor. Evet. Birgün'e paçavra dedim. Nedenini açıklayayım. Birgün gazetesinde Melih Pakdemir isimli gazete yazarı Ümit Kıvanç için "sifonu çekmemiştik" gibi bir yazı yazdı. Bu bir terbiyesizliktir. Bunu düzeltme yazısı yayınlayın dedik, hiçbirşey yapmadılar. Bu arkadaş bu ağır, son derece insafsız yakıştırmayı geri almadı. Buna karşılık ben de paçavra benzetmesini yaptım. Bir daha böyle birşey yaparlarsa yine söylerim. Bunların üstüne Sırrı Süreyya Önder bu süreçte büyük bir terbiyesizlik yaptı. Evet diyen insanlar ya da evet demeye hazırlananlar, arkadaşlarımızın katlinden sorumludur demiş diye bir duyum alan Murat Belge, bunu yazısında kaleme alıyor. Sırrı Süreyya da Murat'ı arayıp böyle birşey söylemediğini dile getiriyor. Murat Belge de bunun üzerine bir sonraki yazısında düzeltme yazısı yazıyor ve yayınlıyor. Murat Belge bir hata yaptığını kabullenmiş. Bu Sırrı Süreyya'ya yetmeliydi. Sırrı Süreyya bunun karşılığında Radikal'de bir yazı yazdı. Beni kızdıran bu yazı ile birlikte birden bire "Murat Belge'nin evet deme tavrı ya da onun gibi evet diyenler AKP'ye sağdıçlık yapıyorlar, peşkeş tutuyorlar, Murat Belge sarhoş sayıklaması yapıyor ve bir sömürge aydınıdır" lafları etmesidir. Murat Belge ile ilgili böyle bir kanaati varsa bunu Murat'ın hatası ve mahçubiyeti üzerine yapmamalıydı. Eğer Murat Belge'nin bir sömürge aydını olduğunu düşünüyorsa bu çok çok ciddi, Türkiye Sol'unda O.. Çocuğu anlamına gelen büyük bir suçlamadır. Bu çok ağır bir laftır. Bu yaptığı şeref duygusuna aykırıdır. Ben çok kızdım. Onlar benim arkadaşlarım, bu beni çok rahatsız etti. Sırrı Süreyya'nın Kanal24'te yaptığı yayınlara bakılsın. Orada Murat Belge ve Birikim Dergisi hakkında neler söylüyor, şimdi neler söylüyor aradaki kıyas yapılsın. Birikim Dergisi o günden bugüne değişen bir dergi değil. Biz 40 yıl önce yazdıklarımızın altına imza atan insanlarız. O gün öyle diyorsun bugün sömürge aydını diyorsun.Ne oldu da bu değişiklik oldu Sırrı Süreyya'da! Sırrı bizim sevdiğimiz bir adamdı ama artık sevmiyorum. Ben ondan hakkaniyetli olmasını beklerdim. Murat Belge'yle ilgili elbette eleştirileri olabilir ama dürüst ve adil olarak. Biz Müslümanların yüzüne bakmayalım, Kürtlere sırtımızı dönelim gibi bir sol tarifi yapmışsak otursun eleştirsin, hakkıdır. Ama bunların tek kelimesi doğru değilse kendisine hangi sıfatı, benim ona layık gördüğüm sıfatı mı yoksa başka sıfat mı layık gelir kendisi karar versin. Böyle bir Sol tarifi olur mu! Burada ifade edilen, burada yaptığı müfteri iftirasını kanıtlamakla yükümlüdür Sırrı Süreyya Önder. Bizim söylediğimizde bu kelimelerin bu şekilde ifade edilen bir satır bulunsun, ben dergiyi bırakırım, insanların önüne çıkar ben alçağım derim."