SİNEMA YAZARLARININ ''JURNALCİLİK'' KAVGASI!
Radikal sinema yazarı Uğur Vardan'ın Star ve Yeni Şafak'ın sinema yazarlarını "jurnalcilik" ile suçlaması bir süredir gömülmüş olan baltaları yerinden çıkardı.
Türkiye’de sinema yazarlığı, film eleştirmenliği sıkıntılı bir konu… Ülkede özgün yazılar yazan blogcuları da hesaba katarsak kaç sinema yazarı olduğunu kimse bilmiyor sanırım. Bence binlerle ölçülebilecek sayıda insan var bu konuda yazan. Sinema yazarlarının bir derneği var; SİYAD… 90 küsur üyeden oluşan bu derneğin “sinema yazarlığı” mefhumu üzerine kapsayıcı ve kuşatıcı bir etkisi var. Tabiri caizse SİYAD’lı olmayan sinema yazarından sayılmıyor. Derneğin Uğur Vardan gibi bazı üyeleri bu fikri benimsemiş ve şiddetle savunmakta...
Böyle olunca derneğin seveni olduğu gibi eleştireni de çok oluyor. SİYAD’la en çok uğraşanların başında Yeni Şafak sinema yazarı Ali Murat Güven ve Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç geliyor. Özellikle Ali Murat Güven derneğin yaptıklarının hakkaniyet ilkesine ters düştüğünü, eşitçi olmadığını savunan bir kalem.... Hıncal Uluç ise Siyad’ı hepten bir "boş adamlar örgütlenmesi" olarak nitelendiriyor. SİYAD her iki kaleme karşı gardını almış durumda… Bu konuda Ali Murat Güven’i bir önemsizleştirme çemberine sokmak, Hıncal Uluç’u ise karikatürleştirmek yolunda çaba harcıyorlar.
Taraflar arasında süregelen bu soğuk savaş son günlerde ideolojik bir boyut kazandı. Uğur Vardan’ın Radikal gazetesinde yazdığı “Yeni bir ihbar hattı” adlı yazısında Star gazetesi yazarı İhsan Kabil’i jurnalcilikle suçlaması ve aynı yazıda isim vermeyerek Ali Murat Güven’i eleştirmesi bir süredir gömülmüş olan baltaları yerinden çıkardı.
Şöyle yazıyordu Uğur Vardan:
“İhsan Kabil, geçen salı Star gazetesinde kaleme aldığı “Tartışmaya ‘açık’ filmler” başlıklı yorum-haberiyle ihbarcılığın, son dönemdeki en belden aşağı vuran yazılarından birine imza attı. Meseleyi özetleyeyim. ‘Bağımsız Film Festivali, !f’i, başta Kültür Bakanlığı olmak üzere cümle âleme ispiyonladı Kabil. Nasıl mı? Festival programındaki bazı filmlerin ‘muhteviyat’larından bahsetti: Mesela bu filmlerin aşırı küfürlü, bol uyuşturuculu, hardcore seks sahneler içerdiğini, iki genç kızın ilgisini cinsel tabanda aktardığını, iki erkeğin barlarla yatak odası arasında geçen hayatlarını filmleştirdiğini, bir gecelik ilişkinin sabaha kadarki ayrıntılarını aktardığını ifade etti. Ve ‘İhbarname’sini “Toplum yapısı ve ahlak değerleriyle çatışan bu tür yapımlar festivalin değerinden kaybettiriyor ve devlet desteğinin varlığını sorgulatıyor” ifadeleriyle bitirerek bir anlamda ‘!f’in sponsorları arasında yer alan Kültür Bakanlığı’na da “Siz kimlere arka çıktığınızın farkında mısınız?” ayarı verdi.
Meslek hayatımın başlarında, 90’ların ilk yarısında o zamanlar sinema yazarı titri taşıyan biri Pasolini’yi neredeyse aynı ifadelerle ispiyonlamaya çalışmıştı. Birkaç yıl önce de yine kendini sinema yazarı addeden sıradan bir kalem, ‘Brokeback Dağı’ için benzer bir yaklaşıma soyunmuştu. İkisi de yazı ve çizi açısından ciddiye alınmayacak isimler olduğu için en azından benim nazarımda es geçilmeleri gerekiyordu. Lakin Kabil’i dünya görüşü itibariyle değil ama yazıları hasebiyle sever sayardım. Demek ki buraya kadarmış. “
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Uğur Vardan’ın bu çıkışından sonra yazıda ismen anılmayan ve Uğur Vardan tarafından sinema yazarından sayılmayan Ali Murat Güven, buna karşılık "mahkemede görüşürüz sayın Vardan" diyerek Radikal yazarını dava etmeye hazırlanıyor. Uzun yıllar gazetecilik ve sinema yazarlığı yapan Ali Murat Güven geri adım atacakmış gibi durmuyor. Eğer bu gerçekleşirse ilk kez bir sinema yazarı meslektaşı tarafından mahkemeye verilmiş olacak.
Bu gelişmeler devam ederken muhafazakar basının önde gelen kültür sanat takipçilerinden Bünyamin Yılmaz da Twitter hesabından: “Burdan söylüyorum arkadaş. Uğur Vardan (ve türevleri) sinema eleştirmenliğinden salyalı yazı(ları)yla istifa etmiş lobiciliğe soyunmuştur! Ali Murat Güven’in de İhsan Kabil’in de kalemine sağlık. Her türlü rezilliğe ’sanat’ adına katlanmak zorunda değiliz kardeşim. İnandığımız değerleri savunurken sizin kutsal(!)larınıza göre yazmak zorunda değiliz. Arkaik düşünceleriniz sizin olsun karışmayız...” diyerek ağır tepki gösterdi.
Ve son tepki yazıda "jurnalci" olarak suçlanan Star gazetesi yazarı İhsan Kabil’den geldi. İhsan Kabil köşesinde, her şeye rağmen sakin bir üslupla yazdığı "Eleştiri ve tahammülün sınırlarında..." başlıklı yazıda,
"Arkadaşımızın “bir zamanlar sisteme karşı birlikte durduğumuzu sandığımız insanlardan bazıları” bahsine gelince, sistemden anladığımızın farklı olduğunu görüyorum. Ben her şeyin mübah sayıldığı bir sistem anlayışından yana değilim. Her şeyin var olduğu ontolojik bir durum nerdeyse hiçbir şeye denk gelen bir varlık ve toplum düzlemidir. İsterseniz önce bir film festivali nedir ve nasıl bir anlam taşımalıdır sorunsalından başlayalım." diyerek Uğur Vardan’a cevap verdi.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Murat Tolga Şen
twitter.com/murattolga
Böyle olunca derneğin seveni olduğu gibi eleştireni de çok oluyor. SİYAD’la en çok uğraşanların başında Yeni Şafak sinema yazarı Ali Murat Güven ve Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç geliyor. Özellikle Ali Murat Güven derneğin yaptıklarının hakkaniyet ilkesine ters düştüğünü, eşitçi olmadığını savunan bir kalem.... Hıncal Uluç ise Siyad’ı hepten bir "boş adamlar örgütlenmesi" olarak nitelendiriyor. SİYAD her iki kaleme karşı gardını almış durumda… Bu konuda Ali Murat Güven’i bir önemsizleştirme çemberine sokmak, Hıncal Uluç’u ise karikatürleştirmek yolunda çaba harcıyorlar.
Taraflar arasında süregelen bu soğuk savaş son günlerde ideolojik bir boyut kazandı. Uğur Vardan’ın Radikal gazetesinde yazdığı “Yeni bir ihbar hattı” adlı yazısında Star gazetesi yazarı İhsan Kabil’i jurnalcilikle suçlaması ve aynı yazıda isim vermeyerek Ali Murat Güven’i eleştirmesi bir süredir gömülmüş olan baltaları yerinden çıkardı.
Şöyle yazıyordu Uğur Vardan:
“İhsan Kabil, geçen salı Star gazetesinde kaleme aldığı “Tartışmaya ‘açık’ filmler” başlıklı yorum-haberiyle ihbarcılığın, son dönemdeki en belden aşağı vuran yazılarından birine imza attı. Meseleyi özetleyeyim. ‘Bağımsız Film Festivali, !f’i, başta Kültür Bakanlığı olmak üzere cümle âleme ispiyonladı Kabil. Nasıl mı? Festival programındaki bazı filmlerin ‘muhteviyat’larından bahsetti: Mesela bu filmlerin aşırı küfürlü, bol uyuşturuculu, hardcore seks sahneler içerdiğini, iki genç kızın ilgisini cinsel tabanda aktardığını, iki erkeğin barlarla yatak odası arasında geçen hayatlarını filmleştirdiğini, bir gecelik ilişkinin sabaha kadarki ayrıntılarını aktardığını ifade etti. Ve ‘İhbarname’sini “Toplum yapısı ve ahlak değerleriyle çatışan bu tür yapımlar festivalin değerinden kaybettiriyor ve devlet desteğinin varlığını sorgulatıyor” ifadeleriyle bitirerek bir anlamda ‘!f’in sponsorları arasında yer alan Kültür Bakanlığı’na da “Siz kimlere arka çıktığınızın farkında mısınız?” ayarı verdi.
Meslek hayatımın başlarında, 90’ların ilk yarısında o zamanlar sinema yazarı titri taşıyan biri Pasolini’yi neredeyse aynı ifadelerle ispiyonlamaya çalışmıştı. Birkaç yıl önce de yine kendini sinema yazarı addeden sıradan bir kalem, ‘Brokeback Dağı’ için benzer bir yaklaşıma soyunmuştu. İkisi de yazı ve çizi açısından ciddiye alınmayacak isimler olduğu için en azından benim nazarımda es geçilmeleri gerekiyordu. Lakin Kabil’i dünya görüşü itibariyle değil ama yazıları hasebiyle sever sayardım. Demek ki buraya kadarmış. “
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Uğur Vardan’ın bu çıkışından sonra yazıda ismen anılmayan ve Uğur Vardan tarafından sinema yazarından sayılmayan Ali Murat Güven, buna karşılık "mahkemede görüşürüz sayın Vardan" diyerek Radikal yazarını dava etmeye hazırlanıyor. Uzun yıllar gazetecilik ve sinema yazarlığı yapan Ali Murat Güven geri adım atacakmış gibi durmuyor. Eğer bu gerçekleşirse ilk kez bir sinema yazarı meslektaşı tarafından mahkemeye verilmiş olacak.
Bu gelişmeler devam ederken muhafazakar basının önde gelen kültür sanat takipçilerinden Bünyamin Yılmaz da Twitter hesabından: “Burdan söylüyorum arkadaş. Uğur Vardan (ve türevleri) sinema eleştirmenliğinden salyalı yazı(ları)yla istifa etmiş lobiciliğe soyunmuştur! Ali Murat Güven’in de İhsan Kabil’in de kalemine sağlık. Her türlü rezilliğe ’sanat’ adına katlanmak zorunda değiliz kardeşim. İnandığımız değerleri savunurken sizin kutsal(!)larınıza göre yazmak zorunda değiliz. Arkaik düşünceleriniz sizin olsun karışmayız...” diyerek ağır tepki gösterdi.
Ve son tepki yazıda "jurnalci" olarak suçlanan Star gazetesi yazarı İhsan Kabil’den geldi. İhsan Kabil köşesinde, her şeye rağmen sakin bir üslupla yazdığı "Eleştiri ve tahammülün sınırlarında..." başlıklı yazıda,
"Arkadaşımızın “bir zamanlar sisteme karşı birlikte durduğumuzu sandığımız insanlardan bazıları” bahsine gelince, sistemden anladığımızın farklı olduğunu görüyorum. Ben her şeyin mübah sayıldığı bir sistem anlayışından yana değilim. Her şeyin var olduğu ontolojik bir durum nerdeyse hiçbir şeye denk gelen bir varlık ve toplum düzlemidir. İsterseniz önce bir film festivali nedir ve nasıl bir anlam taşımalıdır sorunsalından başlayalım." diyerek Uğur Vardan’a cevap verdi.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Murat Tolga Şen
twitter.com/murattolga