Sinan Ateş cinayetinde eşi Ayşe Ateş isyan etti: Dava dosyamız Theseus'un gemisi değildir

Sinan Ateş cinayetinde dosyanın son savcısı Ayhan Ay'dan da alınmasının ardından Ateş'in eşi Ayşe Ateş, sosyal medyada açıklamada bulundu.

Ateş, "Menfur cinayetin üzerinden 1 yıl, 2 ay geçmiş olmasına rağmen iddianame de henüz ortada yok. Dava dosyamız Theseus'un gemisi değildir. Theseus'un gemisi de bizce Theseus'un değildir. Adaletin -devlet eliyle- bir an önce tesis edilmesini sabır ve sükûnet içerisinde beklemeye gayret ediyoruz" diye yazdı.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara'nın Çankaya ilçesine bağlı Çukurambar semtinde tetikçi Eray Özyağcı tarafından 5 kurşunla öldürülmüştü. Cinayete ilişkin 22 şüphelinin tutuklandığı ve sona yaklaşılan soruşturmada yaşanan savcı krizi yeni bir boyut kazandı. Dosya, 2 aylık izinden dönen savcı Ayhan Ay'dan alındı. Soruşturmanın uzaması bazı tutuklu şüphelilerin tahliye olması riskini de doğurmuş oldu.

Ayşe Ateş, dosyadaki son savcının da görevinden alınması üzerine sosyal medya platformu X üzerinden şöyle yazdı:

"Eşim Şehit Sinan Ateş'in dava dosyasına bakan Sayın Savcı Ayhan Ay'ın azledilmesi hakkında:

Günlerimizi olumlu bir haber duyma ümidiyle geçirirken olumsuzluklar bir çığ gibi üzerimize gelmeye devam ediyor. Son olarak, soruşturmaya ilk günden bu yana bakan ve dosyaya en hâkim isimlerden biri olan Sayın Savcı Ayhan Ay, izinden döner dönmez görevinden alındı. Menfur cinayetin üzerinden 1 yıl, 2 ay geçmiş olmasına rağmen iddianame de henüz ortada yok. Dışarıdaki katillerin daha ne kadar özgür kalacağı, kaç kişinin canına kıyıp kaç hayatı karartacağı ise meçhul.

Bugüne kadar kamuoyuna yansıyan ve dosya üzerindeki şüpheleri gitgide derinleştiren bütün iddia ve olaylar üzerine düşünüldüğünde tarafımızca ilgililerine sarf edilecek sözler şunlardır: Dava dosyamız Theseus'un gemisi değildir. Theseus'un gemisi de bizce Theseus'un değildir.

Gelinen noktada bir kez daha ifade etmekte fayda var: Kedinin kutunun altında olduğu gerçeği ortadayken Schrödinger'in hem ölü hem de diri, ne ölü ne de diri paradoksuyla zerre ilgilenmiyor, adaletin -devlet eliyle- bir an önce tesis edilmesini sabır ve sükûnet içerisinde beklemeye gayret ediyoruz."