ŞİMDİ KENDİNİ MUHABİR SANANLAR LÜTFEN BU YAZIYI OKUSUN!
Sabah 9'da gazeteye gelip gece yarısı 01'e kadar haber peşinde koşan bir muhabirin güncesi!
Muhabir!
Sene 1980...
Günaydın Gazetesi'nde gece yarılarına kadar haber peşinde koştuğum günler...
Sabah 9'da geliyorum gazeteye, gece 1'e kadar haber peşinde koşuyorum.
Ekonomi, magazin, siyaset, şehir haberi, spor...
İstihbarat şefim hangi konuda görevlendirirse o işe koşuyorum.
Kimse bir iş vermezse, kendi işimi kendim yaratıyorum...
XXXXX
Harbiye'de belediye otobüsünün içindeyim, trafik sıkıştı, bir türlü açılmıyor...
Şoföre kapıyı açtırdım, fırladım...
200 metre ileride gıcır gıcır bir Jaguar otomobil tutuşmuş, yanıyor...
Sahibi başında "kaskosu yok" diye dövünüyor...
İtfaiye geldiğinde arabanın iskeleti kalmıştı...
XXXX
Taksim'e yürüdüm.
Bir baktım, kovboy kıyafetli bir adam, bembeyaz atıyla trafiğin ortasında dolaşıyor...
'Ben İstanbul'un kovboyuyum' diyor, Taksim meydanında atını şahlandırıyor...
Polisler aldı, götürdü.
Fotoğraflar harikaydı...
XXXXX
Beyoğlu'nda vatandaşın biri İSKİ binasının en üst katına çıkmış, aşağıya atlamak üzereydi...
İSKİ'de işinden atılmış, karısı çocuklarını alıp evden kaçmıştı.
İtfaiye branda germiş.
Vatandaşlar "Atla, atla" diye bağırıyordu.
Adam, bağıran kalabalığın üzerine ayakkabılarını attı; herkes kaçıştı.
Sonunda ikna ettiler atlamaktan vazgeçti.
Fotoğraflar çok güzeldi.
XXXX
Tünel'den Karaköy'e indim.
Galata Köprüsü'nü yürüyerek geçtim, Sirkeci'de bir muhabir arkadaşa rastladım.
Kolu sarılıydı, "Sorma, Zeytinburnu sahilinde Çingeneler kamp kurmuş, fotoğraflamak istedim, taşladılar" dedi.
İçimden heyecan yükseldi.
Otostop yapmaya başladım.
Motosikletli bir polis önümde durdu, "Gazeteciyim, Zeytinburnu sahilinde Çingeneler kamp kurmuş, oraya gidiyorum" dedim.
"Arkama atla, gidelim" dedi...
XXXXXX
Gittik; eski çimento fabrikasının olduğu arazide rengarenk yirmiye yakın çadır kurulmuştu...
Hepsinin önünde kadın, erkek, çoluk çocuk Çingeneler...
Üniformalı polis yanımda, fotoğraf çekmeye başladım.
Çingeneler bana söyleniyorlar ama Arapça konuşuyorlar, ne söylediklerini anlayamıyorum.
Belli ki çok kızıyorlardı fakat polisten çekindikleri için bir şey yapamadılar.
Neden sonra, çat pat Türkçe konuşan biri çıktı ve 'Kıpti' olduklarını söyledi.
Mısır'dan gelmiş Hristiyan'lardı....
10 dakikada çekimi tamamladım, polise teşekkür edip hızla ayrıldım.
Gazeteye döndüğümde, benden keyiflisi yoktu.
Ertesi gün haberlerimin hepsi gazeteydi.
Bilal ÖZCAN / BUGÜN