Sıla olayında Nagehan Alçı'yı çıldırtan soru: Ben bu çirkinliği reddediyorum!
Sıla'ya Ahmet Kural tarafından uygulanan şiddet sonrası ortaya atılan 'Neden kavga çıktı' sorusu Nagehan Alçı'yı çıldırttı.
Ahmet Kural-Sıla olayına ilişkin bir yazı daha kaleme alan Nagehan Alçı, ağır şiddet görmüş bir kadın varken kavganının nedenini sorgulamanın şiddeti meşrulaştırmaktan başka bir şey olmadığını belirtti.
"Böyle bir soru soramazsınız! Hele o sorunun cevabı olarak "Aldattığı ortaya çıktı", "Hem başka bir erkek hem de başka bir kadın varmış" gibi rezil ve ucuz dedikodular hiç yapamazsınız!" diyen Alçı, Sıla'nın Ahmet Kural'ın ardından medya eliyle bir kez daha şiddet gördüğünü ifade etti. Alçı şu ifadeleri kullandı:
Ben bu çirkinliği reddediyorum! Biz kadınları susturma çarkına prim vermeyelim. Konuşanın, cesaret edenin arkasında duralım. Hepimiz Sıla’yız! Hepimiz kadınız!
İşte Nagehan Alçı'nın yazısından ilgili bölüm:
Sıla’ya şiddette 2. perde
Sıla’nın uğradığı şiddeti cesurca ifşa etmesinin ardından yine o iğrenç çark devreye girdi. Konuştuğuna pişman etmek, yıldırmak, utandırmak ve adeta yediği dayağı haklı göstermek için mide bulandırıcı şeyler ortaya atılmaya başlandı.
Meğer bizim ülkemizde ne araştırmacı gazeteciler, ne iz sürmeyi seven meslektaşlar varmış da haberimiz yokmuş! Büyük bir iştahla "O gece neden kavga çıktı" sorusunun peşine düştüler…
Ortada çok ağır bir şekilde şiddet görmüş, yerlerde sürüklenmiş, kolları morartılmış bir kadın var ve hala "Neden kavga çıktı" diye soruluyor! Vay halimize sevgili dostlar!
Bu soru şiddeti meşrulaştırmaktan başka bir şey değildir!
Böyle bir soru soramazsınız! Hele o sorunun cevabı olarak "Aldattığı ortaya çıktı", "Hem başka bir erkek hem de başka bir kadın varmış" gibi rezil ve ucuz dedikodular hiç yapamazsınız!
Sıla’nın kiminle ne ilişkisi olduğu, erkek arkadaşına sadık olup olmadığı bizi hiç ilgilendirmez. Gördüğü şiddetin gerekçesi ise zaten olamaz. Bu yapılanlar konuşanı susturmak, utandırmak, arkasından kimse gelmesin, erkek şiddeti ifşa edilmesin çabasından başka bir şey değil.
Sıla, Ahmet Kural’ın ardından şimdi de medya eliyle bir kez daha şiddet görüyor. Özel hayatı deşilmeye, adeta taşlanmaya çalışılıyor. Ben bu çirkinliği reddediyorum! Biz kadınları susturma çarkına prim vermeyelim. Konuşanın, cesaret edenin arkasında duralım. Hepimiz Sıla’yız! Hepimiz kadınız!
"Böyle bir soru soramazsınız! Hele o sorunun cevabı olarak "Aldattığı ortaya çıktı", "Hem başka bir erkek hem de başka bir kadın varmış" gibi rezil ve ucuz dedikodular hiç yapamazsınız!" diyen Alçı, Sıla'nın Ahmet Kural'ın ardından medya eliyle bir kez daha şiddet gördüğünü ifade etti. Alçı şu ifadeleri kullandı:
Ben bu çirkinliği reddediyorum! Biz kadınları susturma çarkına prim vermeyelim. Konuşanın, cesaret edenin arkasında duralım. Hepimiz Sıla’yız! Hepimiz kadınız!
İşte Nagehan Alçı'nın yazısından ilgili bölüm:
Sıla’ya şiddette 2. perde
Sıla’nın uğradığı şiddeti cesurca ifşa etmesinin ardından yine o iğrenç çark devreye girdi. Konuştuğuna pişman etmek, yıldırmak, utandırmak ve adeta yediği dayağı haklı göstermek için mide bulandırıcı şeyler ortaya atılmaya başlandı.
Meğer bizim ülkemizde ne araştırmacı gazeteciler, ne iz sürmeyi seven meslektaşlar varmış da haberimiz yokmuş! Büyük bir iştahla "O gece neden kavga çıktı" sorusunun peşine düştüler…
Ortada çok ağır bir şekilde şiddet görmüş, yerlerde sürüklenmiş, kolları morartılmış bir kadın var ve hala "Neden kavga çıktı" diye soruluyor! Vay halimize sevgili dostlar!
Bu soru şiddeti meşrulaştırmaktan başka bir şey değildir!
Böyle bir soru soramazsınız! Hele o sorunun cevabı olarak "Aldattığı ortaya çıktı", "Hem başka bir erkek hem de başka bir kadın varmış" gibi rezil ve ucuz dedikodular hiç yapamazsınız!
Sıla’nın kiminle ne ilişkisi olduğu, erkek arkadaşına sadık olup olmadığı bizi hiç ilgilendirmez. Gördüğü şiddetin gerekçesi ise zaten olamaz. Bu yapılanlar konuşanı susturmak, utandırmak, arkasından kimse gelmesin, erkek şiddeti ifşa edilmesin çabasından başka bir şey değil.
Sıla, Ahmet Kural’ın ardından şimdi de medya eliyle bir kez daha şiddet görüyor. Özel hayatı deşilmeye, adeta taşlanmaya çalışılıyor. Ben bu çirkinliği reddediyorum! Biz kadınları susturma çarkına prim vermeyelim. Konuşanın, cesaret edenin arkasında duralım. Hepimiz Sıla’yız! Hepimiz kadınız!