'SEZEN YAVAŞÇA YATAĞIN İÇİNE SÜZÜLDÜ!..' HINCAL ULUÇ'UN YATAĞINDAN SEZEN AKSU ÇIKTI!..

Hıncal Uluç'un, Sezen Aksu'nun, Ercan Arıklı'nın, Mehmet Yılmaz'ın da bulunduğu çok özel anılar



Herkes onu şarkıcı olarak tanır. Geçmişte gazetecilik yaptığını, radyoda maç anlattığını pek kimse bilmez. Ali Kocatepe ile dostluğumuz 1970 yılına dayanıyor. Bu nedenle onunla müzikten çok anılardan söz ettik. İçinde Hıncal Uluç'un, Sezen Aksu'nun, Ercan Arıklı'nın, Mehmet Yılmaz'ın da bulunduğu çok özel anılardan. Gelin siz de ortak olun.

Seksenli yıllar Bir gece Ali Kocatepe'nin de bulunduğu bir arkadaş grubuyla toplanmışız. Muhabbet koyuÇocuklardan biri Ali'ye takıldı: "Haydi bir maç anlatsana!" Ali başladı anlatmaya. Tam bir spor spikeri gibi üstelik. Oyuncuların ismini söylüyor, kaleye yapılan akınlar, ofsaytPenaltı ve gooolBunca yıllık dostumun bir dönem radyoda maç anlattığını biliyordum ama böyle ezbere, üstelik tüm oyuncuların isimlerini vererek nasıl başarıyordu bu işi?



ALİ KOCATEPE: Bu işe öyle meraklıydım ki çocukken radyodan bütün maçları ezberlerdim. Pazartesi günleri öğretmenim beni bir sıranın üzerine çıkarır, "Bu haftaki maçların gollerini anlat arkadaşlarına" derdi. Hiç sallamadan heyecanlı bir biçimde anlatırdım. Daha sonra İzmir Radyosu'na DJ olarak girince maç anlatmak istediğimi söyledim. Böyle bir sınav yokmuş. Bir gün spor müdürü rahmetli Arman Talay beni Ankara'ya çağırdı. Bir Ankaragücü-Göztepe maçıydı. Önüme bir nagra teyp koydu, "Ali, 90 dakika şu maçı anlat" dedi. Maç bittikten sonra teybi kapattı ve "Bu iş tamamdır, önümüzdeki haftadan sonra İzmir'deki maçları sen de anlatmaya başlayabilirsin" dedi.

- Şarkıcılık, gazetecilik, DJ'lik, radyo prodüktörlüğüBu işlere çok küçük yaşta başlamışsın



Öyle. Lisede bir orkestram vardı. Bu arada Yeni Asır gazetesine müzik yazıları yazıyorum. Sonra İzmir Radyosu'ndan DJ'lik teklifi geldi. Böylece radyoya da girmiş oldum.


- Kaç yılıydı?


1965
- Şuna milattan önce desene



***
Muzipçe gülüyor Ali. Bizim onunla tanışmamız ise 1970 yılına dayanıyor. O zaman Milliyet gazetesinin çıkardığı, başında Doğan Şener'in bulunduğu müzik dergisi HEY'de çalışıyorum. Ali, Doğan'ın arkadaşı. O günlerde İzmir'de. Arada bir gelip gidiyor, birlikte oluyoruz, dergiye yazılar gönderiyor. Sonra İstanbul'a geldi, kendi müzik şirketini kurdu ve prodüksiyonlarını yapmaya başladı. İlk tanışmamızdan 10 yıl sonra tekrar biraraya geldik. Hem de ne geliş. O zaman Nokta Dergisi'nin yayın yönetmeniyim. Patronum Ercan Arıklı Hıncal Uluç ile anlaşmış, Playboy türü bir erkek dergisi çıkaracaklar. Adı da Erkekçe



A.K.: Bir gün İzmir'e annemi ziyarete gitmiştim. Telefon çaldı. Arayan Hıncal. "N'apıyorsun?" diye sordu. "Hiiç" dedim doğal olarak. "Bugünden sonra Erkekçe Dergisi'nin yazı işleri müdürüsün, hemen İstanbul'a gel" dedi. Başka hiçbir şey söylemeden telefonu kapattı. Şaştım kaldım.



- Var mıydı böyle bir deneyimin?



Ona şaştım yaO güne kadar sadece amatörce yazılar yazmışım. Hiçbir şekilde profesyonel gazetecilik yapmamışım. Hıncal'ın Ercan Arıklı'ya "Bu bizim yazı işleri müdürümüz olacak" dediği zaman tepkisini çok merak ediyordum. Ama Hıncal nasıl anlattıysa, Ercan Bey beni çok sıcak karşıladı. Zaten öteden beri Playboy türü dergilere meraklıydım. Hıncal bana A'dan Z'ye her şeyi öğretti ve dönemin 100 bin satan efsane erkek dergisi Erkekçe'yi çıkarttık.


- Kızların dekolte fotoğrafları çekilirken sen de gidermişsin



Ehhh, o zaman bekârdık. Hatunlar da benim gelmemi tercih ediyorlardı. Popülaritesi olan bir sanatçı resimleriyle ilgilenirse mutlu oluyorlardı.



- Çok alçakgönüllüsün maşallahO dönem Hıncal ve Mehmet Yılmaz ile aynı evde oturuyordunuz. Üç bekârın o evdeki maceraları çok anlatılır.


Erkekçe'ye ilk başladığımda Mehmet askerdeydi. Hıncal da hiçbir şey söylememişti. Bir gün kapı açıldı, içeriye elinde bavuluyla kara kuru, incecik bir delikanlı girdi. Hıncal: "Bu Mehmet. Benim yardımcım" dedi. O akşam benim arabaya doluştuk, bize gittik Mehmet de bizde kalmaya başladı.



- Lafı çevirme de o evde olanları anlat biraz!



Hıncal, eşi Holly ile boşanmak üzereydi. Üç bekâr ne yaparsa biz de onları yaptık işte.



-Sezen Aksu'yu Hıncal'ın yatağına sokmuşsunuz



Hıncal hiç çapkınlık yapmıyor. Biz Mehmet'le çıkar gezerdik. O eğlenmeyi sevmez, evde kalırdı. Sonra bir açıldı ki hiçbirimiz ona yetişemedikEve gidip gelen çok sanatçı arkadaşlarımız oluyordu. Bir gece Hıncal, haberleri dinledikten sonra tavuk gibi saat dokuzda gidip yatmıştı. Onno ve Sezen hemen hemen her gün bize gelirlerdi. Sezen, muziplik olsun diye Hıncal'ın kapısını açıp odaya girdi, hepimiz de kapının dışındayız. Sezen yatağın içine doğru süzüldü, yatağa girdi. Hıncal dehşetle kalktı, bir de baktı yanında Sezen yatıyor. Çok güzel günlerimiz, çok güzel arkadaşlıklarımız oldu.



- Ercan Arıklı'yla da çok yakındın



Çok iyi dost olduk. Dünya yakışıklısı bir patrondu. Onunla beraber çapkınlığa da giderdik. Teknesiyle dolaşırdık. Ben evleninceye kadar o bekârlık arkadaşlığı devam etti. Çok saygı duyduğum keyifli bir insandı.



- Sizin bir de mavi tur maceranız vardır.



Hıncal ile Holly'nin arası bozuk. Ercan Bey, belki barışırlar diye bizi teknesiyle mavi yolculuğa çıkardı. Hıncal, denizden, güneşten nefret eder. İlk gün acayip bir fırtına koptu, bir Yunan adasına sürüklendik. Zaten denizden nefret eden Hıncal'ın gözünde ne romantizm kaldı, ne Holly



- Ama o yolculuk sırasında bir Erovizyon şarkısı çıktı.



Evet"Heyamola"yı besteledim. O gecelerde elimde gitar şarkı söylüyorduk, Ercan Bey birkaç defa eşlik etmeye kalktı her şeyin akordunu bozdu, kabiliyet sıfır. Hıncal'ın da ondan aşağı kalır tarafı yoktu.



- O kadar yeteneğin yanında bu da eksik kalsın. Heyamola'nın akıbeti ne oldu?



Sezen'e dinlettim bayıldı. Şarkıyı Sezen, Coşkun Demir ve ben, birlikte okuduk. Erovizyon elemelerine yolladık ve finale kaldık. "Heyamola" favori gösteriliyordu ama birinciliği rahmetli Çetin Alp'in "Opera"sına kaptırdık. Ama bu beste benim en çok sevilen klasik şarkılarımdan biri oldu.



- Kaç besten oldu şimdiye kadar ?



Müzikaller dahil 300'ün üzerinde. Son yıllarda üretimim çok azaldı. Bestecilik yerine başka işlerin peşine düşmek zorunda kaldım. Müzik sektörünün dışında işleri de takip etmek mecburiyetindeyim. Son sekiz aydır bu sektör dibe vurdu. Ben şimdi telifle gazete yazıları yazarak para kazanma yolunu da deniyorum. Müzik eskisi gibi karın doyurmuyor.



- Başka projelerin var mı?



Televizyon projelerim var ama orada da sıkıntı yaşanıyor. Bu arada Aysun ile (Kocatepe) salı geceleri TRT FM'de iki saat canlı yayındayız. Bu bizi moral olarak da olsa tatmin ediyor.



- Albüm filan hayal diyorsun



Onlar hayal. Aysun'un albümünü yıllardan beri hazırladığımız, yatırımını önceden yaptığımız için çıkarabileceğiz. Önümüzde bazı güzel konserler de var. İzmir'de senfoni orkestrası eşliğinde benim bestelerimi Aysun ile birlikte seslendireceğiz. Ama bunlar devede kulak. Onun için şimdi açıklamayacağım çok farklı sektörlerde araştırmalar yapıyorum ve çıkış noktası arıyorum.


Arda Uskan/Aktüel


changeTarget(document.getElementById("news_content"))