SEYİRCİYİ ÇOK YORMAYACAKSIN YEĞEN, DÖNMEZ ARTIK GERİYE BİR DAHA GİDEN!

Gazete Habertürk televizyon yazarı Memet Güler yazdı.

ŞAHANE bir iş çıkardın demedik mi sana defalarca bu satırlarda.
Bütün ezberleri bozdun, geldin gönlümüzün başköşesine kuruldun... Her cümlene, her karakterine, her sahnene methiyeler düzmedik mi bu sayfalarda? Bir başka sevmedik mi seni, bir başka benimsemedik mi? Evlerimizin kapılarını ardına kadar açıp sana, misafir odalarımızın en has köşelerine buyur etmedik mi? Sezonun ortasında tuttun adres değiştirdin, gık çıkarmadan peşinden gelmedik mi? Pazartesi gecelerinin adını değiştirdik, Ezeltesi gününü Türkiye’nin diline pelesenk etmedik mi?
Bize hakkındaki o çok süslü sözleri erken söylediğimizi düşündürme sakın. Bizi, içinden çıkamadığımız anlamsız karanlık dehlizlerde süründürme. İşin tadı kaçıyorsa hiç uzatma, gel en güzel yerinde bırak, diğerleri gibi çekip yayıp sündürme. Bize “Bir Ezel vardı, ne müthiş başlamıştı ama yolun yarısına gelemeden havlu attı” dedirtme.

BIRAKMAYACAĞIZ PEŞİNİ

Yoksa hüzünle seyrederiz işte reyting listelerinden basamak basamak aşağılara inişini. İçimiz sızlayarak takip ederiz sana gönül veren seyircinin her hafta biraz daha eriyişini. Ama sen ne yaparsan yap biz yine de bırakmayacağız peşini; bırakmayız, bırakamayız. Gönül bağı kurduk biz seninle bir kere aramızda. Sen hata üstüne hata yapsan da, sen ateşler içinde yanıp kavrulup uyurgezer alacakaranlık yürüyüşlerinde sayıklasan da kopamayız senden. Herkes çekip gitse bile, herkes seni terk etse de, biz yine seninle kalacağız. Haydi bakalım yeğen, bu gece yine sahne senin. Yine büyük umutlarla, büyük beklentilerle, yolunu
dört gözle bekler halde geçeceğiz karşına. Yorma bizi yeğen, cevapsız sorularla, anlamsız durumlarla karşı karşıya bırakma. O güzelim ilk günlerine hasret bırakma. Eskisi gibi gel. Kendin gibi gel. Seni, böyle sevmek en güzel. Tamam mı Ezel? Haydi işin rast gitsin... Hepinize iyi haftalar...