Sevilay Yükselir: Gönlüm HDP barajı geçsin diyor!
"Gönlüm HDP'nin barajı geçmesinden yana" yazan Sabah yazarı Demirtaş'ın AK Parti iktidarına vefasız bir dil kullandığını ileri sürdü.
"Sonunda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim ki vermek istediğim mesajdan başka manalar çıkarılmasın." diyen Sabah yazarı Sevilay Yükselir, "gönlüm HDP'nin barajı geçmesinden yana" yazdı ve Demirtaş'ın AK Parti iktidarına vefasız bir dil kullandığını ileri sürdü.
İşte Sevilay Yükselir'in yazısından çarpıcı bir bölüm:
Sanırım 7 Haziran seçiminin sonucuyla ilgili en merak edilen mevzu HDP'nin barajı geçip geçemeyeceği... Birkaç kez yazdım. Tekrar edeyim: Geçer mi geçmez mi bilemiyorum ama ben kesinlikle HDP'nin barajı geçmesinden yana gönül duruşu sergileyen yazarlardanım. Bunu, iki şey için istiyorum:
1) Barajı geçmesi halinde bu partinin ilerleyen zamanlarda tüm Türkiye'yi daha fazla kucaklayacak politik bir zemine oturacağına...
2) Binbir umut ve zorlukla başlatılan Çözüm Süreci'nin daha sağlıklı ve hızlı şekilde sonuca varacağına inanıyorum. Ancak bununla birlikte HDP'li adaylara özellikle de eş başkan Selahattin Demirtaş'a, sergiledikleri aşırı vefasızlık ve kullandıkları acıtıcı dil nedeniyle naçizane uyarıda bulunmak istiyorum.
Elbette siyaset yaparken iktidara muhalif duruş sergilemek hakları. Ancak onlardan beklenen bunu yaparken daha hakkaniyetli, daha insaflı bir üslup kullanmalarıdır. Asla bunun onlara bir lütuf olduğunu söylemek değil derdim ama HDP bugün geldiği noktayı, bu iktidarın 10 yılda demokratikleşme alanında attığı devrim niteliğindeki adımlara borçludur. Gerçek olan şu ki; eğer bugün Kürtlerle ilgili toplumdaki algı bambaşka bir noktaya evrilmişse bunun en büyük nedeni AK Parti'nin çabalarıdır.
Kimse kusura bakmasın ama bu iktidar ve 12 yıl boyunca liderlik koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin büyük bölümündeki aşırı milliyetçi reaksiyonlara rağmen Kürt meselesinin çözümünde riskleri göze alıp o reformist yaklaşımları sergilemeseydi yani Türkiye o eski kafayla yönetilmeye devam etseydi... HDP'nin ve tabanının bugünkü noktada olmasının imkânı yoktu! Biliyorum ki bu tespitime şimdi yüzlerce itiraz gelecek ancak kim ne derse desin, söylediklerimde haklıyım!
Eğer bugün oturduğu zemin esasen Kürtçülük olan bir partinin barajı geçip geçmemesini dahi mevzu ediyorsak, bunun atılmış o demokratikleşme adımlarının sonucu olduğunu kabul etmeliyiz!
İşte Sevilay Yükselir'in yazısından çarpıcı bir bölüm:
Sanırım 7 Haziran seçiminin sonucuyla ilgili en merak edilen mevzu HDP'nin barajı geçip geçemeyeceği... Birkaç kez yazdım. Tekrar edeyim: Geçer mi geçmez mi bilemiyorum ama ben kesinlikle HDP'nin barajı geçmesinden yana gönül duruşu sergileyen yazarlardanım. Bunu, iki şey için istiyorum:
1) Barajı geçmesi halinde bu partinin ilerleyen zamanlarda tüm Türkiye'yi daha fazla kucaklayacak politik bir zemine oturacağına...
2) Binbir umut ve zorlukla başlatılan Çözüm Süreci'nin daha sağlıklı ve hızlı şekilde sonuca varacağına inanıyorum. Ancak bununla birlikte HDP'li adaylara özellikle de eş başkan Selahattin Demirtaş'a, sergiledikleri aşırı vefasızlık ve kullandıkları acıtıcı dil nedeniyle naçizane uyarıda bulunmak istiyorum.
Elbette siyaset yaparken iktidara muhalif duruş sergilemek hakları. Ancak onlardan beklenen bunu yaparken daha hakkaniyetli, daha insaflı bir üslup kullanmalarıdır. Asla bunun onlara bir lütuf olduğunu söylemek değil derdim ama HDP bugün geldiği noktayı, bu iktidarın 10 yılda demokratikleşme alanında attığı devrim niteliğindeki adımlara borçludur. Gerçek olan şu ki; eğer bugün Kürtlerle ilgili toplumdaki algı bambaşka bir noktaya evrilmişse bunun en büyük nedeni AK Parti'nin çabalarıdır.
Kimse kusura bakmasın ama bu iktidar ve 12 yıl boyunca liderlik koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin büyük bölümündeki aşırı milliyetçi reaksiyonlara rağmen Kürt meselesinin çözümünde riskleri göze alıp o reformist yaklaşımları sergilemeseydi yani Türkiye o eski kafayla yönetilmeye devam etseydi... HDP'nin ve tabanının bugünkü noktada olmasının imkânı yoktu! Biliyorum ki bu tespitime şimdi yüzlerce itiraz gelecek ancak kim ne derse desin, söylediklerimde haklıyım!
Eğer bugün oturduğu zemin esasen Kürtçülük olan bir partinin barajı geçip geçmemesini dahi mevzu ediyorsak, bunun atılmış o demokratikleşme adımlarının sonucu olduğunu kabul etmeliyiz!