Denizcilerin bir efsanesi vardır…
Her denizci can kaybettiğinde ölmez, gökyüzünde bir yıldıza dönüşür…
Ve sonsuza kadar öyle yaşar…
Gençliğimden beri hep düşünürdüm.
Bu efsane neden biz gazeteciler için de geçerli olmasın?
Mesela bir gazeteci ekmeğinden olduğunda…
Gözyüzünde bir yıldıza dönüşmesin?
Biz dönüşemiyoruz yoldaşlar…
Çünkü aramızda, gazeteci kılığında, gazeteci gibi konuşan, yazan, konuşan insanlar var.
Medya patronları bunları, her akşam ekranların önüne ‘gazeteci’ diye çıkarıyorlar.
Toplum bunları gazeteci zannediyor.
Ancak nüfuz ticareti…
Şantaj…
Siyasi dedikodu taşıma…
Parayla haber yapma…
Parayla haber silme…
Her numara bunlarda…!
Anlayacağınız bunlar aramızda kuzu postundaki kurtlar!
Hepimizi zan altında bıraktılar.
Ve gazeteciliği bunlar bitirdiler.
Bu nedenle işlerinden olduklarında, üzülenleri çok olmuyor.
Çünkü çok insanı işinden, aşından, ekmeğinden ettiler…
Uzattım sırdaşlar biliyorum, konuya gelemedim.
Ama kimden bahsettiğimi anladınız, zaten başlıkta da yazıyor.
Habertürk yazarı Sevilay Yılman, uzun süredir yazarlık yaptığı Habertürk’ten ayrıldı.
Daha doğrusu ayrılmak zorunda kaldı…
Kendisinin açıklamaları var, medyamızın güzide sitesi Medyaradar da o açıklamaları sayfalarına taşıdı.
Benim huyum, çok iyi bilirsiniz ki, yapılan açıklamaların, görünürde yaşananların arka planını araştırmaktır.
Yine siz sırdaşlarım için aynısını yaptım.
Ve Yılman’ın Habertürk’ten ayrılmasının arkasında çok ilginç nedenlerin olduğunu öğrendim.
Aslında neden birden fazla.
Ama en önemlilerinden biri Coşkun ailesi.
Yani Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan Coşkun…
Ve onun yengesi- daha doğrusu ex-yengesi- Kübra Parmaksızoğlu Coşkun, yani sahne ismiyle Kübra Par.
Dikkatinizi çekmiştir, Yılman Habertürk’ten ayrılmadan bir gece önce Ahmet Hakan’la ağız dalaşına girdi.
Ahmet Hakan ekrandan, Sevilay Yılman Twitter’dan birbirine hakaret yağdırdı.
Yılman üzerine de, bir anda Habertürk’ten gönderilince, herkes ‘Yılman’ın kellesini Ahmet Hakan aldı’ yorumu yaptı.
Aslında bu hem doğru, hem değil.
Evet Yılman’ın kellesini bir Coşkun aldı amma, o Coşkun bu Coşkun değil.
Ex-yenge Kübra Par!
Kübra Par ve Yılman arasında uzun süredir sert rüzgarlar esiyor.
Hatta öyle sert rüzgarlar ki, ikili bundan birkaç hafta önce yayında birbirine girdi.
Kübra Par, Yılman’ı susturmaya çalışınca ikili milyonların önünde büyük gerilim yaşadı.
Keskin kulaklarıma gelenlere göre, bu gerilimin ardından ikili, birbirini bitirmek için intikam yemini etti.
Ancak yeminini gerçekleştiren Kübra Par oldu.
Ankara’da ‘derin’ ilişkileri olan Par, Yılman’ın bazı tweetlerini önemli isimlerin önüne koydu.
O tweetlerin en önemlisini dikkatinize sunuyorum:
Yılman’ın Habertürk’ten ayrıldığını ilan ettiği yazıda, gerekçe olarak Ciner Yayın Holding’in sosyal medya kurallarına uymadığını göstermiş.
Yani anlayacağınız bu hikaye doğru ama eksik.
Hikayenin aslı şu…
Ankara’da önemli isimlerin önüne koyulan bu tweet, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine karşı bir tehdit olarak algılanmış.
Ve Habertürk’ü şu an fiilen yöneten Alo Fatih yani Fatih Saraç çok ciddi bir şekilde uyarılmış.
Bunun üzerine de yönetim, Yılman’ı bir daha tweet atmaması konusunda uyarmış,
"Bu Turgay Ciner’in talimatıdır" demiş.
Ancak Yılman bu…
‘Ben muhalif safın savaşçısıyım’ diyerek paylaşımlarına aynen devam etmiş.
Hiçbir uyarı kar etmemiş.
Ve sonunda bu noktaya gelinmiş.
Kübra Par’ın yakın çevresine, Yılman’ın ‘kendi kendini imha ettiğini’ söylemesi de manidar.
Öyle görünüyor ki, Alo Fatih’in tam destek verdiği Kübra Par, Habertürk’te kendine pek rakip bırakmıyor.
Zaten her akşam ekranda olması da bunu kanıtlıyor.
Sanki koca kanalda başka gazeteci, ekran yüzü yokmuş gibi.
Habertürk TV’nin adını bence değiştirin,
Kübra Par TV yapın.
Daha iyi olur.
keskinkalem@medyaradar.com