Sevilay Yılman'dan olay Demet Akalın yorumu: Adamı onca zorluğun içinde bırakıp...
Demet Akalın-Okan Kurt ayrılığına ilişkin bir yorum da Habertürk yazarı Sevilay Yılman'dan geldi.
Okan Kurt'un aile şirketinin borçları nedeniyle Beykoz'daki evlerinde haciz işlemi gerçekleştirilen Demet Akalın Okan Kurt çifti, 6 yıllık evliliklerini 10 dakikada sonlandırdı. Habertürk yazarı Sevilay Yılman biten evliliğe ilişkin bir yazı kaleme aldı.
Yılman böyle bir durumda kalması durumunda tam aksini yapacağını söyledi ve şu ifadeleri kullandı:
Kocam olduğu için değil.Çocuğumun babası olduğu için… Onun hatırına biraz sabrederdim. Düştüğü yerden ayağa kalkması için çaba verirdim.Borçlarını ödemesi, yeniden eski mevziiyi kazanması için elimden geleni yapardım.Adamı onca zorluğun içerisinde bir başına bırakıp, “Haydi sana eyvallah” demezdim.
İşte Sevilay Yılman'ın bugünkü yazısından "Demet Akalın’a kimse kızamaz ama!" başlıklı o bölüm:
Dün Esin Övet… Magazin dünyasının en aklı başında yorumlarını yapan köşe yazarımız… Evine haciz geldikten sonra yaşadığı travmanın ardından jet hızı ile boşanma kararını değerlendirmiş.
Demiş ki özetle; “Uzaktan davulun sesi hoş gelir… Demet’e aldığı bu karardan dolayı saldıranların onun yaşadıklarını anlaması kolay değil!”
Evet değil.
Kesinlikle Esin’e katılıyorum.
Allah kimsenin başına vermesin zor.
Ama zaten evlilikler de bu zorluklara göğüs gerebiliyorsan vardır.
Geremeyeceksen evlenmeyeceksin.
Evleniyorsan nikah masasında ettiğin o yemine de sadık kalacaksın.
Esin kendi yaşadığı tecrübelerden hareketle Demet Akalın’ı bu jet hızıyla boşanma işinde anlayışla karşıladığını söylüyor.
Bilmiyorum o ne yaşadı geçmişte, başına ne geldi ama eminim o da Demet’in yaptığını yapmamıştır.
Demet yerden göğe kadar haklı diyecek sözüm yok.
Yani sonuçta onca zaman çalışmış, emek vermiş, kılı kırk yararak biriktirmiş.
Yok olacak, tükenecek korkusu ile panikle böyle bir karar da almış olabilir ama.
Bence bu kararı almanın zamanı değildi.
Kocası Okan Kurt, ne yaptı, ne etti de böyle bir borçla karşı karşıya kaldı bilmiyorum.
Ama ben olsaydım…
Kocam olduğu için değil.
Çocuğumun babası olduğu için… Onun hatırına biraz sabrederdim. Düştüğü yerden ayağa kalkması için çaba verirdim.
Borçlarını ödemesi, yeniden eski mevziiyi kazanması için elimden geleni yapardım.
Adamı onca zorluğun içerisinde bir başına bırakıp, “Haydi sana eyvallah” demezdim.
En azından ileride çocuğumla bu konuda bir hesaplaşmaya giriştiğimde; “Ben babanı zor zamanında bile terk etmedim… Aksine hep yanında durdum ve bunu da emin ol senin hatırına yaptım” demek için, ne yapacaksam ondan sonra yapardım…
Haksız mıyım?
Yılman böyle bir durumda kalması durumunda tam aksini yapacağını söyledi ve şu ifadeleri kullandı:
Kocam olduğu için değil.Çocuğumun babası olduğu için… Onun hatırına biraz sabrederdim. Düştüğü yerden ayağa kalkması için çaba verirdim.Borçlarını ödemesi, yeniden eski mevziiyi kazanması için elimden geleni yapardım.Adamı onca zorluğun içerisinde bir başına bırakıp, “Haydi sana eyvallah” demezdim.
İşte Sevilay Yılman'ın bugünkü yazısından "Demet Akalın’a kimse kızamaz ama!" başlıklı o bölüm:
Dün Esin Övet… Magazin dünyasının en aklı başında yorumlarını yapan köşe yazarımız… Evine haciz geldikten sonra yaşadığı travmanın ardından jet hızı ile boşanma kararını değerlendirmiş.
Demiş ki özetle; “Uzaktan davulun sesi hoş gelir… Demet’e aldığı bu karardan dolayı saldıranların onun yaşadıklarını anlaması kolay değil!”
Evet değil.
Kesinlikle Esin’e katılıyorum.
Allah kimsenin başına vermesin zor.
Ama zaten evlilikler de bu zorluklara göğüs gerebiliyorsan vardır.
Geremeyeceksen evlenmeyeceksin.
Evleniyorsan nikah masasında ettiğin o yemine de sadık kalacaksın.
Esin kendi yaşadığı tecrübelerden hareketle Demet Akalın’ı bu jet hızıyla boşanma işinde anlayışla karşıladığını söylüyor.
Bilmiyorum o ne yaşadı geçmişte, başına ne geldi ama eminim o da Demet’in yaptığını yapmamıştır.
Demet yerden göğe kadar haklı diyecek sözüm yok.
Yani sonuçta onca zaman çalışmış, emek vermiş, kılı kırk yararak biriktirmiş.
Yok olacak, tükenecek korkusu ile panikle böyle bir karar da almış olabilir ama.
Bence bu kararı almanın zamanı değildi.
Kocası Okan Kurt, ne yaptı, ne etti de böyle bir borçla karşı karşıya kaldı bilmiyorum.
Ama ben olsaydım…
Kocam olduğu için değil.
Çocuğumun babası olduğu için… Onun hatırına biraz sabrederdim. Düştüğü yerden ayağa kalkması için çaba verirdim.
Borçlarını ödemesi, yeniden eski mevziiyi kazanması için elimden geleni yapardım.
Adamı onca zorluğun içerisinde bir başına bırakıp, “Haydi sana eyvallah” demezdim.
En azından ileride çocuğumla bu konuda bir hesaplaşmaya giriştiğimde; “Ben babanı zor zamanında bile terk etmedim… Aksine hep yanında durdum ve bunu da emin ol senin hatırına yaptım” demek için, ne yapacaksam ondan sonra yapardım…
Haksız mıyım?