Sevan Nişanyan AİHM'e gidiyor!
Sevan Nişanyan’ın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet suçuna ilişkin davalara itirazı reddedildi
Sevan Nişanyan’ın uzun süreli hapis cezası almasına neden olan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na (KTVKK) muhalefet suçuna dair davalar için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan itiraz reddedildi. Dava AİHM’e taşınıyor.
30 Ocak tarihli kararda, AYM, Nişanyan’ın yargılanma sürecinde açıkça keyfilik bulunmadığı gerekçesiyle söz konusu itirazın ‘açıkça dayanaktan yoksun olduğuna’ hükmüne vardı. Nişanyan’ın avukatı Ergin Cinmen, artık iç hukuk yollarını tükettiklerini ve meseleyi önümüzdeki günlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacaklarını dile getirdi.
İTİRAZIN GEREKÇELERİ
23 Eylül 2014 tarihli itiraz, Nişanyan’a isnat edilen söz konusu kanunun 65. maddesinde yer alan “korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının zarara uğramasına kasten sebebiyet vermek”ten cezaları kapsıyordu ve bu suçun Nişanyan’a tebliğ edilmediği ve dolayısıyla Nişanyan’ın hangi eyleminin suç kapsamına girip girmediğini bilmediği gerekçesiyle yapılmıştı. AYM’nin daha önce söz konusu yasayı iptal etmesini de itirazın bir diğer gerekçesi olarak sunulmuştu.
Bu itirazlara karşılık, AYM ise kararında cezayı veren yerel mahkeme ile onayan Yargıtay’ın karar gerekçelerini haklı görerek, Nişanyan’ın isnat edilen suçu işlediği yerlerin SİT alanı olduğunu bildiği görüşünü kabul etti. Aynı zamanda, AYM, Yargıtay’ın AYM’nin henüz ilgili yasayı iptal etmeden işlenmiş bir suçu onayladığı hükmünü verdi. Kararın sonuç bölümünde ise AYM, itirazın özü mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğunu belirtti. Davalarda bariz takdir hatası veya açıkça keyfilik oluşturan herhangi bir durum olmadığı hükmünü içeren kararda, AYM’nin bu durumdaki davaları incelemeyeceği açıkça belirtildi ve bu sebeple, başvurunun ‘açıkça dayanaktan yoksun
olması’ sebebiyle kabul edilemez olduğuna karar verildi.
AİHM’E BAŞVURU
Nişanyan’ın AYM başvurusuyla ilgilenen avukatı Ergin Cinmen, kararla ilgili şunları söyledi: “AYM, Nişanyan’ın hapiste bulunduğu suçun Anayasa’ya aykırı olduğuna daha önce hükmetmişti. Dolayısıyla AYM’nin, şu anda Anayasa’ya aykırı olduğu kendisi tarafından tescillenmiş bir suç isnat edilerek Nişanyan’ın hapiste tutulmasını onayladığını söyleyebilirim. AYM’den sonra iç hukuk yolları tükendiği için önümüzdeki günlerde AİHM’e başvuracağız. Fakat maalesef oradaki süreç de çok yavaş işliyor.”
Ocak 2014’ten bu yana cezaevinde bulunan Nişanyan hakkında bir kısmı henüz Yargıtay tarafından onanmamış İmar Kanunu’na ve KTVKK’ye muhalefetten 14 yıl 2 aylık hapis cezası bulunuyor. Ayrıca Nişanyan, halihazırda bu suçlardan ötürü kapalı cezaevinde yatan tek kişi.
30 Ocak tarihli kararda, AYM, Nişanyan’ın yargılanma sürecinde açıkça keyfilik bulunmadığı gerekçesiyle söz konusu itirazın ‘açıkça dayanaktan yoksun olduğuna’ hükmüne vardı. Nişanyan’ın avukatı Ergin Cinmen, artık iç hukuk yollarını tükettiklerini ve meseleyi önümüzdeki günlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacaklarını dile getirdi.
İTİRAZIN GEREKÇELERİ
23 Eylül 2014 tarihli itiraz, Nişanyan’a isnat edilen söz konusu kanunun 65. maddesinde yer alan “korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının zarara uğramasına kasten sebebiyet vermek”ten cezaları kapsıyordu ve bu suçun Nişanyan’a tebliğ edilmediği ve dolayısıyla Nişanyan’ın hangi eyleminin suç kapsamına girip girmediğini bilmediği gerekçesiyle yapılmıştı. AYM’nin daha önce söz konusu yasayı iptal etmesini de itirazın bir diğer gerekçesi olarak sunulmuştu.
Bu itirazlara karşılık, AYM ise kararında cezayı veren yerel mahkeme ile onayan Yargıtay’ın karar gerekçelerini haklı görerek, Nişanyan’ın isnat edilen suçu işlediği yerlerin SİT alanı olduğunu bildiği görüşünü kabul etti. Aynı zamanda, AYM, Yargıtay’ın AYM’nin henüz ilgili yasayı iptal etmeden işlenmiş bir suçu onayladığı hükmünü verdi. Kararın sonuç bölümünde ise AYM, itirazın özü mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğunu belirtti. Davalarda bariz takdir hatası veya açıkça keyfilik oluşturan herhangi bir durum olmadığı hükmünü içeren kararda, AYM’nin bu durumdaki davaları incelemeyeceği açıkça belirtildi ve bu sebeple, başvurunun ‘açıkça dayanaktan yoksun
olması’ sebebiyle kabul edilemez olduğuna karar verildi.
AİHM’E BAŞVURU
Nişanyan’ın AYM başvurusuyla ilgilenen avukatı Ergin Cinmen, kararla ilgili şunları söyledi: “AYM, Nişanyan’ın hapiste bulunduğu suçun Anayasa’ya aykırı olduğuna daha önce hükmetmişti. Dolayısıyla AYM’nin, şu anda Anayasa’ya aykırı olduğu kendisi tarafından tescillenmiş bir suç isnat edilerek Nişanyan’ın hapiste tutulmasını onayladığını söyleyebilirim. AYM’den sonra iç hukuk yolları tükendiği için önümüzdeki günlerde AİHM’e başvuracağız. Fakat maalesef oradaki süreç de çok yavaş işliyor.”
Ocak 2014’ten bu yana cezaevinde bulunan Nişanyan hakkında bir kısmı henüz Yargıtay tarafından onanmamış İmar Kanunu’na ve KTVKK’ye muhalefetten 14 yıl 2 aylık hapis cezası bulunuyor. Ayrıca Nişanyan, halihazırda bu suçlardan ötürü kapalı cezaevinde yatan tek kişi.