SERİ KATİLLER BİRBİRLERİNE AŞIK MI?...AYKIRI YAZARDAN AYKIRI YORUM: BU CİNAYETLER ÇİFTİN ORGAZM DEKLARASYONUDUR!..
Türkiye'yi sarsan 'seri' cinayetlerin ardından en 'aykırı' yorum Akşam yazarı Oray Eğin'den geldi: "Cinayetler belki de kendi içlerinde hapsettikleri tutkunun, arzunun dışa vurumu, orgazmı..."
Yiğit-Mehmet çiftinin motivasyonu aşk olmasın?
Şu anda sabaha karşı üç Los Angeles'ta, bir üniversite öğrencisi gibi Mountain Dew içerek ayakta kalmaya çalışıyorum, 10 saat geriden Türk gazetelerini okuyorum ve nefes nefese seri katiller Yiğit-Mehmet ikilisinin maceralarını takip ediyorum. Ve doğrusu, bu ikiliye 'çift' demek daha açıklayıcı olacakmış gibi geliyor. Fena halde 'Thelma ve Louise.' İçinde neo-feminizm eksik bir tek.
Ridley Scott'ın filmi cinayet işledikten sonra arabaya atlayıp Meksika'ya kaçmanın planlarını yapan iki kadını anlatıyordu; hatırlayalım. Thelma'yla Louise kendilerine tecavüz etmek isteyen birini öldürdükten sonra yollara düşüyor, yolda cinsel tacize uğruyorlar, kamyonunu havaya uçuruyor, soygun yapıyorlar ve en son sahnede üstü açık Thunderbird'lerinde el ele bir tepeden uçuyorlardı. Düşüyorlar mı, sonları ne oluyor bilmiyoruz. Filmin karesi donuyor ve gerisi hayal gücümüze kalıyor.
Benzer şekilde Thelma ve Louise arasındaki ilişkinin de ne olduğu tam olarak açıklanmıyor, Louise'in neden Teksas'a gitmek istemediği gibi. Ama hepsi üzerine aşağı yukarı tahminler yürütülebilecek doneler mevcut. Bildiğimiz, son sahnedeki el ele ölüme gitme sahnesinden anladığımız şu: Aralarındaki ilişki dostluktan öte bir yakınlaşmaya işaret ediyor. Kadın dayanışmasının sınırlarını aşan bir yakınlık.
Mehmet ve Yiğit'in de sadece yol arkadaşı olduğunu söylemek güç. Dünkü Hürriyet zaten imalı bir başlık atmış Mehmet'le ilgili 'Kız gibi tatlı çocuktu' diye. Mehmet de, beraber Anadolu yollarına düşüp 'zevk için' insan öldürdüğü ortağı (partner'i) Yiğit de bol ablalar arasında büyümüş. Hatta Mehmet ablalarıyla aynı yatakta yatmayı karısıyla beraber olmaya yeğlermiş. Ya da ütü yapar, mutfak işleriyle ilgilenirmiş.
Eylemin alt metninde neyin yatabileceğini ailesinin okumaması doğal. Ablalarının son derece tuhaf olan ve dışarıdan bakıldığında bir ensest orjisi gibi görülebilecek üç-kardeş -bir arada- yatalım fikrinde bir çarpıklık bulmak yerine sempatik görmeleri de anlaşılabilir...
Zaten bütün olayda bir farkında olmama hali baskın.
Mehmet de Yiğit de toplumda dışlanmış, 'outcast', 'sapma' nitelendirilebilecek özelliklerinden dolayı yalnızlığa itilmiş. Birbirlerini bulduklarında güvenmelerini, kapalı dünyalarının kapılarını birbirlerine açmaları normal. Eyleme dönüşmemiş olabilir, farkında da değillerdir büyük ihtimalle, fiziksel bir temas olması da gerekmiyor ama burada olan düpedüz ilk bakışta aşk'tır. İlişkideki rolleri bile benzincinin Milliyet'e anlattıklarında gizli olabilir mi: Yiğit dövmeli ve kolunda izler olan, küfürler eden, emir veren yani 'baskın' taraf, Mehmet ise 'şık giyimli', boyun eğen.
Onları kurulu düzenlerini bırakıp kısa süre içinde birbirleriyle olmaya iten, yola çıkartan, kaçıran, öldürten de bu ilk bakışta aşk'ın adrenalini. Belirleyici olan cinsellik değil çünkü. Bir bilinçaltı motivasyonu söz konusu burada: Sığınma, kardeşlik, ortaklık vs. Farklı adlar konabilir ama hepsinin kökeninde aşk'tan başka ortak payda bulmak güç. Cinayetler belki de kendi içlerinde hapsettikleri tutkunun, arzunun dışa vurumu, orgazmı. 'Zevk için' öldürdüklerini söylüyorlar, bu bir orgazm deklarasyonu aynı zamanda. Başka yerde eksik bırakılmış, tatmin edilmemiş, yarım kalan bir orgazmın, belki de aralarında yeşermeyen, yeşermesinden korktukları, ancak öldürerek kurtulabilecekleri bir ih
Şu anda sabaha karşı üç Los Angeles'ta, bir üniversite öğrencisi gibi Mountain Dew içerek ayakta kalmaya çalışıyorum, 10 saat geriden Türk gazetelerini okuyorum ve nefes nefese seri katiller Yiğit-Mehmet ikilisinin maceralarını takip ediyorum. Ve doğrusu, bu ikiliye 'çift' demek daha açıklayıcı olacakmış gibi geliyor. Fena halde 'Thelma ve Louise.' İçinde neo-feminizm eksik bir tek.
Ridley Scott'ın filmi cinayet işledikten sonra arabaya atlayıp Meksika'ya kaçmanın planlarını yapan iki kadını anlatıyordu; hatırlayalım. Thelma'yla Louise kendilerine tecavüz etmek isteyen birini öldürdükten sonra yollara düşüyor, yolda cinsel tacize uğruyorlar, kamyonunu havaya uçuruyor, soygun yapıyorlar ve en son sahnede üstü açık Thunderbird'lerinde el ele bir tepeden uçuyorlardı. Düşüyorlar mı, sonları ne oluyor bilmiyoruz. Filmin karesi donuyor ve gerisi hayal gücümüze kalıyor.
Benzer şekilde Thelma ve Louise arasındaki ilişkinin de ne olduğu tam olarak açıklanmıyor, Louise'in neden Teksas'a gitmek istemediği gibi. Ama hepsi üzerine aşağı yukarı tahminler yürütülebilecek doneler mevcut. Bildiğimiz, son sahnedeki el ele ölüme gitme sahnesinden anladığımız şu: Aralarındaki ilişki dostluktan öte bir yakınlaşmaya işaret ediyor. Kadın dayanışmasının sınırlarını aşan bir yakınlık.
Mehmet ve Yiğit'in de sadece yol arkadaşı olduğunu söylemek güç. Dünkü Hürriyet zaten imalı bir başlık atmış Mehmet'le ilgili 'Kız gibi tatlı çocuktu' diye. Mehmet de, beraber Anadolu yollarına düşüp 'zevk için' insan öldürdüğü ortağı (partner'i) Yiğit de bol ablalar arasında büyümüş. Hatta Mehmet ablalarıyla aynı yatakta yatmayı karısıyla beraber olmaya yeğlermiş. Ya da ütü yapar, mutfak işleriyle ilgilenirmiş.
Eylemin alt metninde neyin yatabileceğini ailesinin okumaması doğal. Ablalarının son derece tuhaf olan ve dışarıdan bakıldığında bir ensest orjisi gibi görülebilecek üç-kardeş -bir arada- yatalım fikrinde bir çarpıklık bulmak yerine sempatik görmeleri de anlaşılabilir...
Zaten bütün olayda bir farkında olmama hali baskın.
Mehmet de Yiğit de toplumda dışlanmış, 'outcast', 'sapma' nitelendirilebilecek özelliklerinden dolayı yalnızlığa itilmiş. Birbirlerini bulduklarında güvenmelerini, kapalı dünyalarının kapılarını birbirlerine açmaları normal. Eyleme dönüşmemiş olabilir, farkında da değillerdir büyük ihtimalle, fiziksel bir temas olması da gerekmiyor ama burada olan düpedüz ilk bakışta aşk'tır. İlişkideki rolleri bile benzincinin Milliyet'e anlattıklarında gizli olabilir mi: Yiğit dövmeli ve kolunda izler olan, küfürler eden, emir veren yani 'baskın' taraf, Mehmet ise 'şık giyimli', boyun eğen.
Onları kurulu düzenlerini bırakıp kısa süre içinde birbirleriyle olmaya iten, yola çıkartan, kaçıran, öldürten de bu ilk bakışta aşk'ın adrenalini. Belirleyici olan cinsellik değil çünkü. Bir bilinçaltı motivasyonu söz konusu burada: Sığınma, kardeşlik, ortaklık vs. Farklı adlar konabilir ama hepsinin kökeninde aşk'tan başka ortak payda bulmak güç. Cinayetler belki de kendi içlerinde hapsettikleri tutkunun, arzunun dışa vurumu, orgazmı. 'Zevk için' öldürdüklerini söylüyorlar, bu bir orgazm deklarasyonu aynı zamanda. Başka yerde eksik bırakılmış, tatmin edilmemiş, yarım kalan bir orgazmın, belki de aralarında yeşermeyen, yeşermesinden korktukları, ancak öldürerek kurtulabilecekleri bir ih