Seren Serengil cezaevi günlüklerini paylaştı: 'Belki de bir insanın...'
Seren Serengil, 2 Şubat Cuma günü cezaevine girmesinin ardından yaşadıklarını sosyal medya hesapları üzerinden avukatı aracılığıyla paylaştı
Seren Serengil mahkemenin koyduğu 'Gülben Ergen hakkında konuşma yasağını' deldiği için 2 Şubat'ta Bakırköy Kadın Tutukevi'ne girmişti. Seren Serengil cezaevindeki ilk gününü avukatı aracılığıyla sosyal medyada paylaştı.
İşte, Serengil'in kaleme aldığı o paylaşımlar;
''Buraya Deniz'i ziyaret etmek için gelmiştim, o yüzden her yer tanıdık bana. Bavulumla geldim, bavulum arandıktan sonra elime 2 çöp torbası verdiler eşyalarımı içine koyayım diye. Birisi yardım edecek diye bekledim ama herkes kendisi taşıyormuş.
Bayağı bir şey getirmişim gören 6 ay kalacağım sanır. İçlik, yün çorap, 2 pijama, 2 eşofman, makyaj malzemelerim ve onları çıkartmam için gereken temizleyici toniklerim…
Sonra elime bir kantin listesi verdiler, istediklerinizi sipariş veriyorsunuz. Cumartesi, pazar burada kimse olmayacağı için ne kadar gofret, çikolata, patlamış mısır, kola varsa aldım.
Kütüphaneden kitabımı seçtim Bertrand Russell 'Evlilik ve Ahlak' beğenirsem mutlaka önereceğim birileri olacaktır.
Odamı yerleştirdim minik bir televizyonum ve buzdolabım var. Biraz çorba içtim ama diğer yemekleri yiyemedim. Moralim bozuk bir şekilde ancak o kadar geçti boğazımdan. Bir acil butonumuz var, bir şey istediğimiz zaman o düğmeye basıyoruz.
Boşların alınması için düğmeye bastım meğerse burada boş alınmıyormuş. Gelen görevli gardiyanımız burada boşları çöpe atacaksınız, tabakları da siz yıkayacaksınız dedi. Kantinden bulaşık deterjanı ve bulaşık süngeri aldım, boşlarımı kendim yıkadım.
Akşam oluyor, tabii yavaş yavaş özlem başlıyor. Noynoy, lady, tomtom ve jash’ı özlüyorum.Annemi merak ediyorum, benim cezaevine konuluşumu seyredip üzülmüş müdür diye. Derken kapımdaki küçük pencerem açılıyor ve 'Seren hanım ziyaretçiniz var avukatınız gelmiş' diyorlar.
Buradaki birçok kadının içeride olma nedeni hep bir erkek olmuş. Bir tek ben bir kadın yüzünden buradayım. Onlarınki mi acı benimki mi diye düşünmedim değil!
Bir kızla tanıştım, kocasını öldürdüğü iddia ediliyor, müebbetle yargılanıyor ve 2 yıldır burada. Bu hafta son duruşması var belki de ömür boyu burada kalacak.
Onun hikayesini dinleyince kendime üzülmekten vazgeçtim ve en az benim kadar yufka yürekli olan avukatımdan kendisinin avukatlığını üstlenmesi için ricada bulundum. Hiçbir sebebim yokken buraya konulduğumu düşünmekte iken belki de bir insanın hayatına dokunmam için buraya gönderilmiş olabileceğimi fark ettim. Bugün böyle bitti..."
İşte, Serengil'in kaleme aldığı o paylaşımlar;
''Buraya Deniz'i ziyaret etmek için gelmiştim, o yüzden her yer tanıdık bana. Bavulumla geldim, bavulum arandıktan sonra elime 2 çöp torbası verdiler eşyalarımı içine koyayım diye. Birisi yardım edecek diye bekledim ama herkes kendisi taşıyormuş.
Bayağı bir şey getirmişim gören 6 ay kalacağım sanır. İçlik, yün çorap, 2 pijama, 2 eşofman, makyaj malzemelerim ve onları çıkartmam için gereken temizleyici toniklerim…
Sonra elime bir kantin listesi verdiler, istediklerinizi sipariş veriyorsunuz. Cumartesi, pazar burada kimse olmayacağı için ne kadar gofret, çikolata, patlamış mısır, kola varsa aldım.
Kütüphaneden kitabımı seçtim Bertrand Russell 'Evlilik ve Ahlak' beğenirsem mutlaka önereceğim birileri olacaktır.
Odamı yerleştirdim minik bir televizyonum ve buzdolabım var. Biraz çorba içtim ama diğer yemekleri yiyemedim. Moralim bozuk bir şekilde ancak o kadar geçti boğazımdan. Bir acil butonumuz var, bir şey istediğimiz zaman o düğmeye basıyoruz.
Boşların alınması için düğmeye bastım meğerse burada boş alınmıyormuş. Gelen görevli gardiyanımız burada boşları çöpe atacaksınız, tabakları da siz yıkayacaksınız dedi. Kantinden bulaşık deterjanı ve bulaşık süngeri aldım, boşlarımı kendim yıkadım.
Akşam oluyor, tabii yavaş yavaş özlem başlıyor. Noynoy, lady, tomtom ve jash’ı özlüyorum.Annemi merak ediyorum, benim cezaevine konuluşumu seyredip üzülmüş müdür diye. Derken kapımdaki küçük pencerem açılıyor ve 'Seren hanım ziyaretçiniz var avukatınız gelmiş' diyorlar.
Buradaki birçok kadının içeride olma nedeni hep bir erkek olmuş. Bir tek ben bir kadın yüzünden buradayım. Onlarınki mi acı benimki mi diye düşünmedim değil!
Bir kızla tanıştım, kocasını öldürdüğü iddia ediliyor, müebbetle yargılanıyor ve 2 yıldır burada. Bu hafta son duruşması var belki de ömür boyu burada kalacak.
Onun hikayesini dinleyince kendime üzülmekten vazgeçtim ve en az benim kadar yufka yürekli olan avukatımdan kendisinin avukatlığını üstlenmesi için ricada bulundum. Hiçbir sebebim yokken buraya konulduğumu düşünmekte iken belki de bir insanın hayatına dokunmam için buraya gönderilmiş olabileceğimi fark ettim. Bugün böyle bitti..."