Serdar Turgut'tan ilginç yazı: Ekranda Ahmet Hakan’dan bile daha başarısızım!
5 yıldır Habertürk'te köşe yazarlığı yapan Serdar Turgut'un yeni görevi gazetenin Washington temsilciliği olmuştu.
Habertürk yazarı Serdar Turgut, ekranda Ahmet Hakan’dan bile daha başarısız olduğunu yazdı. Sebebini hem çirkin, hem de şaşı olmasına bağladı!
İşte o yazı:
‘Bilmem farkında mısınız ama ben ekran konusunda Ahmet Hakan’dan bile daha başarısız bir kişiyim.
TV başarısızlıklarım ilk önce siyasi talk şov ile başladı, sonra sırasıyla Öteki Gündem, Alt-Üst Muhabbetler, Mr. Gurme ve son olarak Yeni Medya programları geldi. Hepsi sürerken günün birinde çocuğum mu desem yoksa torunum mu bilemedim ama o yaşlarda kravatlı bir tip karşıma dikildi ve “Programınız iptal oldu” dedi; birkaçını konuşmalarını bitirdikten sonra kravatlarından intihar süsü vererek tavana asma girişimim ne yazık ki sonuç alamadı.
Size bir şey diyeyim mi, galiba benim merkezden Washington’a uzaklaştırılmam gayet isabetli bir karar olmalı, çünkü bu tiplerden öç alma zamanımın geldiğini hissediyorum.
Bu hislerimden habersiz olan müdürlerden biri bunu neredeyse canıyla ödüyordu. Bir iş konuşmak için insan kaynaklarına gidiyordum, baktım bu da aynı yönde. “Ne işin var burada?” diye sordum, “Abi bir müdürün insan kaynaklarında ne işi olabilir?” dedi.
Bana müstehzi gülüyor gibi geldiğinden artık eyleme geçme vakti geldi diye düşünerek gözüme kestirdiğim bir iskemleyi kaldırıp kafasına vurmaya yeltendim.
İskemle çok ağırdı maalesef kaldıramadım, müdür bu zevki tatmaktan mahrum kaldı. Şirketteki sandalyeleri bu kadar ağır yapmalarının nedeni de bu olmalı, benim gibi insanlara karşı tedbir olarak yapmış olmalılar bu komployu. Neyse müdür belki bir gün Washington’a filan gelir de orada yarım kalan işi tamamlarım, hem orada bu işe çok daha uygun malzeme de elimde hep olur. Bireysel hesaplaşma faslını geçeyim; ben televizyonda bu kadar başarısız olmama, neden tüm programlarımın durmadan iptal edildiğine takıldım. “Acaba ekranda çok mu aptal gözüküyorum?” diye düşündüm bir ara, ama neden bu olamazdı çünkü eğer kriter zekâ düzeyi yülsekliği olacak olsaydı bugün televizyon âleminde tartışmalara çağrılacak konuk bulmak imkânsızlaşabilirdi.
Sonunda gerçek nedeni buldum. Televizyon ekranlarında bu kadar uzun kalmamın istenmemesi, çok çirkin olmamdan olmalıydı. Hem çirkin hem de şaşı olabilen bir insanın ekranlarda teşhir edilmesi insanlığa karşı bir suç olarak görülüyor olabilirdi. Benim bulabildiğim tek makul açıklama bu.
Müdürlere soruyorum “Gerçek neden bu mudur?” diye, korkudan olacak bir türlü gerçeği itiraf edemiyorlar. “Evet” deseler artık kızmayacağım ama bunu bilmediklerinden cevap vermemeyi tercih ediyorlar. Bir bilseler, cevap almam uzadıkça tehlike daha da artmakta.
Galiba benim Washington’a gitme vaktim gerçekten gelmiş olmalı. Önümüzdeki 10 günü kader mahkûmu filan olmadan geçirebilirsem herkes rahat nefes alacak gibi geliyor bana.’
İşte o yazı:
‘Bilmem farkında mısınız ama ben ekran konusunda Ahmet Hakan’dan bile daha başarısız bir kişiyim.
TV başarısızlıklarım ilk önce siyasi talk şov ile başladı, sonra sırasıyla Öteki Gündem, Alt-Üst Muhabbetler, Mr. Gurme ve son olarak Yeni Medya programları geldi. Hepsi sürerken günün birinde çocuğum mu desem yoksa torunum mu bilemedim ama o yaşlarda kravatlı bir tip karşıma dikildi ve “Programınız iptal oldu” dedi; birkaçını konuşmalarını bitirdikten sonra kravatlarından intihar süsü vererek tavana asma girişimim ne yazık ki sonuç alamadı.
Size bir şey diyeyim mi, galiba benim merkezden Washington’a uzaklaştırılmam gayet isabetli bir karar olmalı, çünkü bu tiplerden öç alma zamanımın geldiğini hissediyorum.
Bu hislerimden habersiz olan müdürlerden biri bunu neredeyse canıyla ödüyordu. Bir iş konuşmak için insan kaynaklarına gidiyordum, baktım bu da aynı yönde. “Ne işin var burada?” diye sordum, “Abi bir müdürün insan kaynaklarında ne işi olabilir?” dedi.
Bana müstehzi gülüyor gibi geldiğinden artık eyleme geçme vakti geldi diye düşünerek gözüme kestirdiğim bir iskemleyi kaldırıp kafasına vurmaya yeltendim.
İskemle çok ağırdı maalesef kaldıramadım, müdür bu zevki tatmaktan mahrum kaldı. Şirketteki sandalyeleri bu kadar ağır yapmalarının nedeni de bu olmalı, benim gibi insanlara karşı tedbir olarak yapmış olmalılar bu komployu. Neyse müdür belki bir gün Washington’a filan gelir de orada yarım kalan işi tamamlarım, hem orada bu işe çok daha uygun malzeme de elimde hep olur. Bireysel hesaplaşma faslını geçeyim; ben televizyonda bu kadar başarısız olmama, neden tüm programlarımın durmadan iptal edildiğine takıldım. “Acaba ekranda çok mu aptal gözüküyorum?” diye düşündüm bir ara, ama neden bu olamazdı çünkü eğer kriter zekâ düzeyi yülsekliği olacak olsaydı bugün televizyon âleminde tartışmalara çağrılacak konuk bulmak imkânsızlaşabilirdi.
Sonunda gerçek nedeni buldum. Televizyon ekranlarında bu kadar uzun kalmamın istenmemesi, çok çirkin olmamdan olmalıydı. Hem çirkin hem de şaşı olabilen bir insanın ekranlarda teşhir edilmesi insanlığa karşı bir suç olarak görülüyor olabilirdi. Benim bulabildiğim tek makul açıklama bu.
Müdürlere soruyorum “Gerçek neden bu mudur?” diye, korkudan olacak bir türlü gerçeği itiraf edemiyorlar. “Evet” deseler artık kızmayacağım ama bunu bilmediklerinden cevap vermemeyi tercih ediyorlar. Bir bilseler, cevap almam uzadıkça tehlike daha da artmakta.
Galiba benim Washington’a gitme vaktim gerçekten gelmiş olmalı. Önümüzdeki 10 günü kader mahkûmu filan olmadan geçirebilirsem herkes rahat nefes alacak gibi geliyor bana.’