SERDAR TURGUT SORUYOR:"VATAN GAZETESİNİN SORUNLARINI BEN ÇÖZECEKSEM TAYFUN NE İŞE YARIYOR?"
Serdar Turgut,Akşam'a göz kırpıp Vatan'a kapak atan Reha Muhtar için Vatan yönetimini görev çağırdı.Vatan'ın patronu Zafer Mutlu'yu "elinde bu kıymet varken onu kullanmayı bil"(!) diye uyaran Serdar Turgut neleri tavsiye etti?
Zafer'e son tavsiyem de şu: Gel inat etme, Reha'nın yazı konularını da belirle. Sayfayı değiştirmen ve köşeyi kısaltman yetmez, konuyu da vereceksin. Kadınlar hakkında çözemediğin ve de çözmek istemediğin sorunu Reha'ya ver. O bir yazıda çözüp bitirsin işi, elinde bu kıymet varken onu kullanmayı bil
Bundan bir süre önce Reha Muhtar'ın Vatan gazetesinde başlayan yeni köşesinin çok kısa süre içinde kaldırılacağını; bunun da hızlı değişim dalında yeni bir dünya rekorunu oluşturacağını belirtmiştim. Daha sonra hiç para filan almadan sadece hayır olsun diye Vatan gazetesi yöneticilerine bazı tavsiyelerde bulunmuştum: 'Son sayfayı tamamen tek bir yazarla kapayamazsınız, yapmayın, gelin bu hatadan geri dönün, hatada ısrar ederseniz sayfa içine su doldurulmuş prezervatif gibi şişiyor, onun o kadar büyük alanı dolduracak malzemesi olamaz, aslında bu kadar büyük alanı her gün doldurabilecek dünyada hiçbir yazar yoktur.' (Tamam abartmayayım hiçbir demeyeyim, ben istersem her gün o kadar alanı güzel yazılarla doldururum ama başkalarının yerine yayın yönetmenliği yapmanın yanı sıra yazı da yazacaksam bu bedava olmaz. Zaten artık bundan böyle fikri de bedava vermem faturayı kesiveririm hemen)
BEN MUTSUZ OLMAM
Böyle bir hatayı baştan yapmasını Zafer Mutlu'dan beklemiyordum. Çünkü o gazetesinde son sayfa güzeli olmazsa mutsuz olur, Ertuğrul Özkök de mutsuz olur, ben mutsuz olmamaya çalışırım. Çünkü arka sayfa ilanla filan kapalı olursa, arka sayfaya koymayı düşündüğüm güzeli birinci sayfaya koyuveririm olur biter. Ön sayfada iki güzel birden olur. (Ama olsun güzelin fazlasından zarar da gelmez). Arka sayfa güzeli kalkarsa bunalıma girmeyecek tek yayın yönetmeni Sedat Ergin'dir. Çünkü o Milliyet'in yayın yönetmenidir ve bildiğiniz gibi Milliyet dünyanın ve de belki tüm evrenin en sıkıcı gazetesidir. Okuyan üzerinde xanax etkisi yapan bir gazetedir o.
Zafer Mutlu sonunda tavsiyemi tuttu ve Reha'yı daha rahat yazacağı altıncı sayfaya aldı, yazısını da kısalttı. (Aklın yolu birdir) Arkadaşım Cem Ceminay sabah şovunda 'Reha Muhtar'ın fotoğrafı yazısından daha büyük görünüyor' dedi -ki bu da doğrudur ve bu da kaderin bir cilvesidir.
TAYFUN NE İŞE YARAR?
Stratejik konumlandırma meselesi halloldu ama içerikte sorun hala sürüyor. Her konuda sorunla karşılaşacağını bilseydi bu işe Zafer baştan asla girmezdi. Reha en başarılı yazılarını 'kadın ruhuna tavuk suyuna çorba' olarak adlandırabileceğimiz yazı türünde yazabiliyor. O tür yazılar çok anlamlı değil. Örneğin; ben o yazıları bitirir bitirmez unutuveriyorum ama kadınlar hatırlıyor onları ve etkileniyorlar da... (Bu da bir tür psikolojik hastalık olarak kabul edilmeli bence). Bu konularda uzman ama Reha ekol değiştirmeye kararlı. Galiba dün erkek çorapları hakkında bir yazı yazmıştı örneğin. Oysa Reha kadın naylon çorapları üzerine yazmalıydı ve ten rengi çorapların kadın ruhuna etkileri, siyah renkli çorapların ruhsal değişim etkileri üzerine yazsaydı, bir de kısa yazsaydı okunma rekorları belki kırabilirdi.
Bu nedenle Zafer'e son tavsiyem de şu: Gel inat etme, Reha'nın yazı konularını da belirle. Sayfayı değiştirmen ve köşeyi kısaltman tek başına yetmez, konuyu da vereceksin her gün. Kadınlar hakkında çözemediğin ve de çözmek istemediğin sorunu Reha'ya ver. O bir yazıda çözüp bitirsin işi, elinde bu kıymet varken onu kullanmayı bil.
Ben durmadan Vatan gazetesinin sorunlarını çözeceksem
Bundan bir süre önce Reha Muhtar'ın Vatan gazetesinde başlayan yeni köşesinin çok kısa süre içinde kaldırılacağını; bunun da hızlı değişim dalında yeni bir dünya rekorunu oluşturacağını belirtmiştim. Daha sonra hiç para filan almadan sadece hayır olsun diye Vatan gazetesi yöneticilerine bazı tavsiyelerde bulunmuştum: 'Son sayfayı tamamen tek bir yazarla kapayamazsınız, yapmayın, gelin bu hatadan geri dönün, hatada ısrar ederseniz sayfa içine su doldurulmuş prezervatif gibi şişiyor, onun o kadar büyük alanı dolduracak malzemesi olamaz, aslında bu kadar büyük alanı her gün doldurabilecek dünyada hiçbir yazar yoktur.' (Tamam abartmayayım hiçbir demeyeyim, ben istersem her gün o kadar alanı güzel yazılarla doldururum ama başkalarının yerine yayın yönetmenliği yapmanın yanı sıra yazı da yazacaksam bu bedava olmaz. Zaten artık bundan böyle fikri de bedava vermem faturayı kesiveririm hemen)
BEN MUTSUZ OLMAM
Böyle bir hatayı baştan yapmasını Zafer Mutlu'dan beklemiyordum. Çünkü o gazetesinde son sayfa güzeli olmazsa mutsuz olur, Ertuğrul Özkök de mutsuz olur, ben mutsuz olmamaya çalışırım. Çünkü arka sayfa ilanla filan kapalı olursa, arka sayfaya koymayı düşündüğüm güzeli birinci sayfaya koyuveririm olur biter. Ön sayfada iki güzel birden olur. (Ama olsun güzelin fazlasından zarar da gelmez). Arka sayfa güzeli kalkarsa bunalıma girmeyecek tek yayın yönetmeni Sedat Ergin'dir. Çünkü o Milliyet'in yayın yönetmenidir ve bildiğiniz gibi Milliyet dünyanın ve de belki tüm evrenin en sıkıcı gazetesidir. Okuyan üzerinde xanax etkisi yapan bir gazetedir o.
Zafer Mutlu sonunda tavsiyemi tuttu ve Reha'yı daha rahat yazacağı altıncı sayfaya aldı, yazısını da kısalttı. (Aklın yolu birdir) Arkadaşım Cem Ceminay sabah şovunda 'Reha Muhtar'ın fotoğrafı yazısından daha büyük görünüyor' dedi -ki bu da doğrudur ve bu da kaderin bir cilvesidir.
TAYFUN NE İŞE YARAR?
Stratejik konumlandırma meselesi halloldu ama içerikte sorun hala sürüyor. Her konuda sorunla karşılaşacağını bilseydi bu işe Zafer baştan asla girmezdi. Reha en başarılı yazılarını 'kadın ruhuna tavuk suyuna çorba' olarak adlandırabileceğimiz yazı türünde yazabiliyor. O tür yazılar çok anlamlı değil. Örneğin; ben o yazıları bitirir bitirmez unutuveriyorum ama kadınlar hatırlıyor onları ve etkileniyorlar da... (Bu da bir tür psikolojik hastalık olarak kabul edilmeli bence). Bu konularda uzman ama Reha ekol değiştirmeye kararlı. Galiba dün erkek çorapları hakkında bir yazı yazmıştı örneğin. Oysa Reha kadın naylon çorapları üzerine yazmalıydı ve ten rengi çorapların kadın ruhuna etkileri, siyah renkli çorapların ruhsal değişim etkileri üzerine yazsaydı, bir de kısa yazsaydı okunma rekorları belki kırabilirdi.
Bu nedenle Zafer'e son tavsiyem de şu: Gel inat etme, Reha'nın yazı konularını da belirle. Sayfayı değiştirmen ve köşeyi kısaltman tek başına yetmez, konuyu da vereceksin her gün. Kadınlar hakkında çözemediğin ve de çözmek istemediğin sorunu Reha'ya ver. O bir yazıda çözüp bitirsin işi, elinde bu kıymet varken onu kullanmayı bil.
Ben durmadan Vatan gazetesinin sorunlarını çözeceksem