SERDAR TURGUT HAVLU ATTI!... ERGENEKON OPERASYONUNU ÇOK BAŞARILI BULAN TURGUT GELECEKTEN NEDEN UMUDUNU KESTİ?...
Polisin ne tür bilgilere ulaştığını ve savcının iddianamesinde ne gibi suçlamaların yer alacağını tabii ki bilmiyorum ama yine de operasyonların son derece başarılı olduğunu yüreğimin derinliklerinde hissediyorum.
Operasyon son derece başarılı
Devletin tüm kurumları işbirliği yapıp, 53 yaşımda memleketin geleceğinden umudumu tamamen kesmeyi başardılar. Gelecekten umut kesmek bir yenilgidir. Benim yaşamım yenilgi hikayesinden ibaret
Polisin ne tür bilgilere ulaştığını ve savcının iddianamesinde ne gibi suçlamaların yer alacağını tabii ki bilmiyorum ama yine de operasyonların son derece başarılı olduğunu yüreğimin derinliklerinde hissediyorum.
Devletin tüm kurumları işbirliği yapıp, 53 yaşımda memleketin geleceğinden umudumu tamamen kesmeyi başardılar. Gelecekten umut kesmek bir yenilgidir. Zaten benim yaşamım da bir yenilgi hikayesinden ibaret.
İyi sayılabilecek okullarda uzunca süre okudum ve bilim insanı olmaya karar vermiş olduğumdan doktora filan yaptım. Hayalimi gerçekleştirdim, üniversitede çalışmaya başladım. Ama bırakmadılar yakamı. Solcu olduğum için darbe sonrasında üniversiteden neden gösterilmeksizin atıldım.
Solcu olmaya karar verdiğim süreçte, her türlü özgürlük, hakkın savunucusu olmaya, haksızlıklara karşı çıkmaya ve hayatta benim kadar şanslı olamayan insanların hep yanında durmaya karar vermiştim.
Sol benim için özgürlükler demekti. Bu nedenle dönemin tüm sol fraksiyonlarına da uzak durdum. Hatta öldürülen bir arkadaşın cenazesine katılmak istediğimde fraksiyonların kurmuş olduğu güvenlik halkasını geçemediğimden orada bile dışarda kaldım. Üniversiteden eve dönerken de rutin olarak sağcıların ölüm tehdidiyle karşı karşıyaydım.
İşsiz kalınca mecburen gazeteci olduğumda da her gazetede yer alan kliklerin, kişilik kavgalarının dışında durmayı özgürlükçü, solcu kimliğim nedeniyle uygun görmüştüm. O nedenle gazeteci arkadaşım da hiç olmadı.
Türkiye´de sol siyaseti vahşi biçimde yok ettiler ama ben buna rağmen o ruhtan hiç kopmamaya karar verdim. Özgürlükçü sol tavrı insanların gözüne sokmadan hayatın her alanına yayacaktım.
Sonradan anladım ki bu da Türkiye´de çok alışılmadık bir tavırdı ve nedense tepki çekiyordu. Sizden durmadan genel ve keskin tavırlar almanız bekleniyordu. Hep taraf olacaktınız. Toplum başka çare bıraktırmamaya çalışıyordu. Benim ise genel ve keskin tavrım sadece özgürlükten yanaydı. Solcu geleneğim yavaştan liberal bir düşünceye doğru evriliyordu. Bunu yaşlanmanın değil, tecrübenin doğal bir sonucu olarak görüyordum.
Hayatımdan büyük amaçları çıkardım... Ülkeyi filan kurtarmak için düşüncem, hiçbir keskin inancım yok.
Liberal düşünceyi hayat tarzı haline getirmeye çalışıyorum. Bu nedenle daha kurulma aşamasında AKP´nin iktidar olması gerektiğini savundum. Üniversiteden atılmadan önce de türbanlı öğrencilerin haklarını aktif biçimde savunmuştum. İktidar olmasını savunduklarım sonradan baktım ki benden fazla hoşlanmıyor.
Yani hayatım boyunca hiçbir tarafa yaranamadım. Bununla gerçekten de gurur duyuyorum. Ben yalnızlığı seçtim.
Büyük fikirlerim yok... Sadece ailemin rahat bir yaşamı olsun diye huzurla çalışmak ve üretmek istiyorum.
Ha, büyük fikrim yok derken yalan söylemeyeyim, bir gün kendime güvenirsem belki bir roman yazmaya oturabilirim.
Birçok insan gibi ben de sadece düzgün bir işte çalışmak, çocuğuma iyi bir gelecek bırakmak ve mutlu bir ülkede yaşamak istiyorum.
Ama yok... Dünyada her ülkede vatandaşlara doğal hak olarak gelen onların veri kabul ettikleri bu arzuları biz