SERDAR TURGUT "BU İŞ BÖYLE OLMUYOR" DEDİ VE YENİ GAZETECİLİK EKOLÜNÜN NE OLMASI GEREKTİĞİNİ YAZDI!...

Serdar Turgut gazetecilik ekolünün artık değişmesi gerektiğini, doğru yöntemin şimdiki gazetecilik olmadığını neden söyledi?

Yok, bu iş böyle olmuyor; bir özeleştiri

Duymuş veya okumuşunuzdur haberi. Bir yavru balina bir tekneyi kendi annesi sanmış, günlerce teknenin yanından ayrılmamış, onun vücuduna yanaşıp beslenmeye çalışmış. Bu arada köpekbalıklarının saldırısına uğramış.

Büyük ihtimalle annesi sandığı teknenin kendisini saldırıdan koruyacağını düşündüğünden olsa gerek, kendisini fazla korumamış ve yaralanmış. Yine de anne sandığı teknenin yanından ayrılmamış.

Sonunda zayıf düşmüş ve etraftaki insanlar başka çare kalmadığından acı çekmesin diye onu uyutmuşlar.

Son yıllarda okuduğum en dramatik hikaye. İçinde bütün hisler var.

İnsanın en temel duygularına hitap ediyor, en umursamaz okuyuşunuzda bile gözünüzün yaşarmaması mümkün değil.

Böyle bir hikaye var elimizde. Biz ne yapıyoruz; gündelik koşturmamız içinde önemli konularla uğraşıyoruz ya!... Bu olağanüstü haber hemen her gazetede benzer başlıklarla bir sosyal magazin şeklinde işleniyor.

Doğru yöntem bu değil. İlk önce yanlış üzerinde anlaşıp tartışalım da daha sonra doğrusunu birlikte belki bulur ve hatta yapmaya bile başlayabiliriz.

Bu öyle bir konu... İnsanın yazarlık yeteneklerinin tümünü gösterebileceği türden bir şey. Sadece uzun bir yazı değil isterseniz bir roman bile yazabilirsiniz.

Modern günlerin gazetelerinde sadece haber veren gazetecilere değil, bir romancı kalitesinde haber yazabilen yazar-muhabirlere ihtiyaç var.

Söylemesi kolay ama yapması zor olan bir iş bu.

Önümüzde bir örnek de var. Amerika'da 1960'lı, 70'li yıllarda yeni bir gazetecilik ekolü geliştirildi. Bunun adına 'Yeni gazetecilik' deniliyordu. Temeli de şuydu bunun; gazeteci haberini sadece elindeki verilere dayanarak değil, bir roman yazımının tekniklerine de başvurarak yazacaktı.

Örneğin; bir basın toplantısını yazıyorsanız. Sadece denilenleri aktarmak yetmeyecekti. Konuşan insanın ruh halini, düşüncelerini, mimiklerini çevresini romancı teknikleriyle okuyucuya aktaracaksınız.

Yavru balina öldü. Evet haber bu... Ama ölünceye kadar yavru balina neler hissetmişti, gerçek annesine ne olmuştu, beslenmeye çalışıp da aç kaldığında neler hissetmişti, paniklemiş miydi, annesine içinden nasıl seslendi? Bunlar lazım habere, bunlar...

Kafaya koyalım da bir gün inşallah yaparız. Çünkü doğru yolun bu olduğuna gerçekten inanıyorum.

Bir Truman Capote, bir Tom Wolfe kalibresinde yazar-gazetecim olsaydı, bir dakika bile tereddüt etmeden tüm birinci sayfayı bu işe ayırırdım...


SERDAR TURGUT / AUKŞAM