SENİN HADDİNE Mİ DÜŞMÜŞ NURİ BİLGE'YE LAF SÖYLEMEK? GÜLSE BİRSEL'E ATEŞ PÜSKÜRDÜ!
Asuman Dabak, Gülse Birsel'e Yalan Dünya'daki Nuri Bilge repliği için tepki gösterdi.
3 yıl önce bize verdiği röportajda sağlık sorunundan dolayı anne olamayacağını ’taşıyıcı anne’ aradığını söylemişti. O zaman büyük ilgi gören röportajdan itibaren hayatında neler değişti. ’Kurtuluş Son Durak’ filmindeki rolüne ve hayata dair her şeyi konuştuk. İşte en sıcak halimizle yine karşınızdayız.
TAŞIYICI ANNE Mİ?
- ’Taşıyıcı anne arıyorum veya bir çocuk evlat edinmek istiyorum’ demiştin bana. Son gelişmeler ne durumda?
3 senedir, başıma ne işler açtın sen benim, aslında güzel de bir şeye vesile oldun tabii. Bu konu gündeme geldi ama, keşke bunun arkası da gelebilseydi. Kadınlarımız biraz daha inatçı olsaydı. Çünkü ben bir nefer olarak bu işe gerçekten hazır ve nazırdım. Ama beklediğim desteği bulamadım arkamda.
- Dava açılabildi mi?
Çok az insan kaldı arkamda. Dava açmak için 51 çoğunluk sağlanması lazım. Sadece 20-30 maille kalan bir durum söz konusu oldu.
- Peki evlat edinmekten neden çekindin? Şimdi sağlığın nasıl?
Yaş da geçtikçe biraz daha çekiniyor insan. Geçen sene ben bir ameliyat daha yaşadım o olmasaydı belki daha güçlü davranabilirdim. Şairin dediği gibi ’Seni yalnız koyup gitmek var ya, o koyuyor adama’ Biraz frene bastım. Devam ediyor kontrollerim. Daha da iyi olacak tabii ki canım, hiç öyle bırakıp gitmeye niyetim yok. 120 yaşına kadar yaşayacağım.
KURTULUŞ SON DURAK AMA...
- ’Kurtuluş Son Durak’ filminde canlandırdığınız ’Füsun’ karakterinin farkı nedir?
Kuaför Füsun, sonradan ayakları yere basan bir kadın. Zamanında Füsun da eşinden ve kayınvalidesinden bir hayli eziyet görmüş ama tabii ki çalışan kadın olmanın verdiği avantajla diğerlerinin arasından sıyrılmış. O kuaför salonu artık evlerinin bir parçası gibi aşağıya inip ’biz geldik Füsun Abla’ deyip bütün dertlerini anlatıyorlar. Çünkü o hepsinden bir adım daha önde kocasını zapt-ı, rapt-a alabilmiş en azından. Ya da kocası bunu daha erken fark etmiş. Ama bu onun yaşadığı acıları unutturmuyor tabii ki. Arkadaşlarının da aynı şeyleri yaşıyor olması altı kadının içine dahil olmasına sebep oluyor zaten.
- Kadınların acılarını kara mizahla anlatıyorsunuz, amacına ulaşacak mı?
Film bir kara mizah, gerçekten ağlanacak halimize kahkahalarla ve gözümüzden yaş gelinceye kadar gülüyoruz. Valla bilemeyiz ki, yani biz öncüyüz.
- Peki bu filmi erkeklerin izlemesi gerekmez mi?
Hikayesi kadın filmi olabilir, bence erkeklerin de seyretmesi gereken bir mesele. Kadın kadının hikayesini zaten biliyor. Ama erkeklerin bunu görmesi onların gözüne sokulması aslında daha enteresan.
- Bir eleştirmen filmde ’şiddeti şiddetle çözmüşler’ mesajının verildiğini yazmış. Bu doğru mu?
Hayır değil, çünkü öyle niyetleri yok. ’Eleştirmen neresi ile seyretti’ diye, ben de sorarım ona. O altı kadın pembe fularlarıyla tamamen ’biz şiddete karşıyız’ durumundalar. Çünkü, o cinayet, isteyerek yapılmayan bir cinayet. Üstelik onlar barış istiyorlar. Kadınların sloganları bu. Pembe fularları da sevgiyi barışı simgeliyor.
ERKEK ZEKA İLE ÇÖZEMEYİNCE GÜÇ KULLANIYOR
- Bu sorunlar nasıl çözümlenmeli?
Bu düzen zor değişir, dünyada da aslına bakarsanız erkek feodal toplumda yaşıyoruz. Niye, çünkü fiziksel olarak kuvvetli olduklarından dolayı kendilerini gerçekten güçlü hissediyorlar. Kadın... Bir defa iç güdüleri çok kuvvetli, tanrıdan sonra gelen bir doğurgan yani. Bir erkeğin kadınla baş etmesi mümkün değil. Erkek, aklıyla zekası ile çözemediği işleri kaba kuvvetle çözmeye çalışıyor. (Genetik, psikolojik rahatsız olanlarını katmıyorum) Kadınlar, erkekler için bir eşya, erkeğin işini görüyor yemeğini ihtiyaçlarını karşılıyor, bitti... Modern köle. Kadın, şiddet görüyor savcılığa, emniyete gidiyor ’senin kocandır kardeşim karı koca arasına girilmez’ diyorlar. Ne demek yani böyle bir şey var mı? Psikologlar ve psikiyatristlerin bu konuda devlet tarafından zorunlu olarak seferber edilmeleri lazım. Nasıl mecburi hizmetlerimiz var, askere gitmek nasıl zorunluysa, aile terapileri de zorunlu hale getirilmeleri. Günde bilmem kaç tane bu ülkede kadın katlediliyorsa demek ki ciddi bir ruh sağlığı bozuk toplumuz biz. Önce eğitim ama biz zaten eğitime karşı bir milletiz.
- Başka nelere karşısınız?
Savaşa karşıyım, mutsuzluğa karşıyım. Sevgisizliğe karşıyım, saygısızlığa karşıyım.
- Tanrının vasıfları olmayan şeylere karşısınız...
Evet Tanrı’nın vasıfları olmayan her şeye karşıyım.
- Erkeklerin aklı başına nasıl gelir?
Önce insanın kendinin aklının başına gelmesi lazım. Kimse kimsenin aklının başına getiremez, aklını başından da alamaz. Allah akıl ve sana bazı meziyetler, irade, ego vermiş. Aklını işletmek insanın kendisinin elinde.
- Hiç şiddet gördün mü?
Hayır Allah’a şükür...
- Duygusal şiddete maruz kaldın mı?
Bende travma yaratacak bir şey yok Allah’a şükür ama illa ki irili ufaklı bizim de rencide olduğumuz kalbimizin kırıldığı yerler olmuştur.
YALAN DÜNYA DİZİSİNDE NURİ BİLGE’YE ÖYLE SÖYLEMEK SİZİN HADDİNİZE Mİ?
- Nuri Bilge Ceylan’ın hırka ile SİYAD ödül törenine gitmesine gelen tepkilere ne diyorsun?
Yazıklar olsun adam hırka ile gelmiş... Sana ne. Bazıları kıçını göstererek geliyor. Onlar, ’aman efendim paşam efendim’ oluyor. ’Yalan Dünya’da Gülse Birsel’le Hasibe İren’in diyalogu var, orada Nuri Bilge Ceylan için ’hadi sen git dizi çek, bırak bu film işlerini Ceylan’ım’ gibi bir laf edildi ben çok üzüldüm. Bence kullandıkları yöntem çok yanlış. Ne ayıp bir şeydir bu ya. Böyle anlatılmaz bu iş. Tam tersi onu yükseltirsin. Bu hadsizlik. Elin Recep İvedik’i 6 milyon yapar. ’Bir zamanlar Anadolu’ 100 bine bile gelmedi. Bu bizim eğitim kültür seviyemizi gösteriyor. Siz kimsiniz ya, sizin ne haddinize düşmüş Nuri Bilge’ye bunu söylemek. Çok ayıp biraz edeplerini alsınlar, ağızlarından çıkan lafı kulakları duysun. Sizin kazandığınız paraları o insanlar kazanmıyor ama, o insanlar gerçekten sanat yapıyor. Sen, ona buna sataşarak dizi yapmaya çalışıyorsun. O senaryo orada bana gelseydi yemin ediyorum onu, bana kimse söyletemezdi. Ya da bunu düzeltelim bu şekilde söyleyelim derdim. Kusura bakmayın. Ne demek ya.
BİR TARAFIM TOPAL
- Asuman’ın nerededir zayıflıkları üzüntüleri?
Çok fena, ben çocuk ve anne baba dedikleri zaman bitiyorum zaten. Bir insan beni kullanacaksa çocuk meselesi bir de anne babadan çok güzel vurur. Ben aileye çok düşkün bir insanım. Bir taraf topal tabii, ister istemez bu benim ruhsal bir hezeyanım. Ne kadar da hiçbir şey yokmuş gibi de olsa, ben de insanım etten kemikten yaratıldım. Ama yine de şükürler olsun.
Neslihan Yavuzcan/Güneş
TAŞIYICI ANNE Mİ?
- ’Taşıyıcı anne arıyorum veya bir çocuk evlat edinmek istiyorum’ demiştin bana. Son gelişmeler ne durumda?
3 senedir, başıma ne işler açtın sen benim, aslında güzel de bir şeye vesile oldun tabii. Bu konu gündeme geldi ama, keşke bunun arkası da gelebilseydi. Kadınlarımız biraz daha inatçı olsaydı. Çünkü ben bir nefer olarak bu işe gerçekten hazır ve nazırdım. Ama beklediğim desteği bulamadım arkamda.
- Dava açılabildi mi?
Çok az insan kaldı arkamda. Dava açmak için 51 çoğunluk sağlanması lazım. Sadece 20-30 maille kalan bir durum söz konusu oldu.
- Peki evlat edinmekten neden çekindin? Şimdi sağlığın nasıl?
Yaş da geçtikçe biraz daha çekiniyor insan. Geçen sene ben bir ameliyat daha yaşadım o olmasaydı belki daha güçlü davranabilirdim. Şairin dediği gibi ’Seni yalnız koyup gitmek var ya, o koyuyor adama’ Biraz frene bastım. Devam ediyor kontrollerim. Daha da iyi olacak tabii ki canım, hiç öyle bırakıp gitmeye niyetim yok. 120 yaşına kadar yaşayacağım.
KURTULUŞ SON DURAK AMA...
- ’Kurtuluş Son Durak’ filminde canlandırdığınız ’Füsun’ karakterinin farkı nedir?
Kuaför Füsun, sonradan ayakları yere basan bir kadın. Zamanında Füsun da eşinden ve kayınvalidesinden bir hayli eziyet görmüş ama tabii ki çalışan kadın olmanın verdiği avantajla diğerlerinin arasından sıyrılmış. O kuaför salonu artık evlerinin bir parçası gibi aşağıya inip ’biz geldik Füsun Abla’ deyip bütün dertlerini anlatıyorlar. Çünkü o hepsinden bir adım daha önde kocasını zapt-ı, rapt-a alabilmiş en azından. Ya da kocası bunu daha erken fark etmiş. Ama bu onun yaşadığı acıları unutturmuyor tabii ki. Arkadaşlarının da aynı şeyleri yaşıyor olması altı kadının içine dahil olmasına sebep oluyor zaten.
- Kadınların acılarını kara mizahla anlatıyorsunuz, amacına ulaşacak mı?
Film bir kara mizah, gerçekten ağlanacak halimize kahkahalarla ve gözümüzden yaş gelinceye kadar gülüyoruz. Valla bilemeyiz ki, yani biz öncüyüz.
- Peki bu filmi erkeklerin izlemesi gerekmez mi?
Hikayesi kadın filmi olabilir, bence erkeklerin de seyretmesi gereken bir mesele. Kadın kadının hikayesini zaten biliyor. Ama erkeklerin bunu görmesi onların gözüne sokulması aslında daha enteresan.
- Bir eleştirmen filmde ’şiddeti şiddetle çözmüşler’ mesajının verildiğini yazmış. Bu doğru mu?
Hayır değil, çünkü öyle niyetleri yok. ’Eleştirmen neresi ile seyretti’ diye, ben de sorarım ona. O altı kadın pembe fularlarıyla tamamen ’biz şiddete karşıyız’ durumundalar. Çünkü, o cinayet, isteyerek yapılmayan bir cinayet. Üstelik onlar barış istiyorlar. Kadınların sloganları bu. Pembe fularları da sevgiyi barışı simgeliyor.
ERKEK ZEKA İLE ÇÖZEMEYİNCE GÜÇ KULLANIYOR
- Bu sorunlar nasıl çözümlenmeli?
Bu düzen zor değişir, dünyada da aslına bakarsanız erkek feodal toplumda yaşıyoruz. Niye, çünkü fiziksel olarak kuvvetli olduklarından dolayı kendilerini gerçekten güçlü hissediyorlar. Kadın... Bir defa iç güdüleri çok kuvvetli, tanrıdan sonra gelen bir doğurgan yani. Bir erkeğin kadınla baş etmesi mümkün değil. Erkek, aklıyla zekası ile çözemediği işleri kaba kuvvetle çözmeye çalışıyor. (Genetik, psikolojik rahatsız olanlarını katmıyorum) Kadınlar, erkekler için bir eşya, erkeğin işini görüyor yemeğini ihtiyaçlarını karşılıyor, bitti... Modern köle. Kadın, şiddet görüyor savcılığa, emniyete gidiyor ’senin kocandır kardeşim karı koca arasına girilmez’ diyorlar. Ne demek yani böyle bir şey var mı? Psikologlar ve psikiyatristlerin bu konuda devlet tarafından zorunlu olarak seferber edilmeleri lazım. Nasıl mecburi hizmetlerimiz var, askere gitmek nasıl zorunluysa, aile terapileri de zorunlu hale getirilmeleri. Günde bilmem kaç tane bu ülkede kadın katlediliyorsa demek ki ciddi bir ruh sağlığı bozuk toplumuz biz. Önce eğitim ama biz zaten eğitime karşı bir milletiz.
- Başka nelere karşısınız?
Savaşa karşıyım, mutsuzluğa karşıyım. Sevgisizliğe karşıyım, saygısızlığa karşıyım.
- Tanrının vasıfları olmayan şeylere karşısınız...
Evet Tanrı’nın vasıfları olmayan her şeye karşıyım.
- Erkeklerin aklı başına nasıl gelir?
Önce insanın kendinin aklının başına gelmesi lazım. Kimse kimsenin aklının başına getiremez, aklını başından da alamaz. Allah akıl ve sana bazı meziyetler, irade, ego vermiş. Aklını işletmek insanın kendisinin elinde.
- Hiç şiddet gördün mü?
Hayır Allah’a şükür...
- Duygusal şiddete maruz kaldın mı?
Bende travma yaratacak bir şey yok Allah’a şükür ama illa ki irili ufaklı bizim de rencide olduğumuz kalbimizin kırıldığı yerler olmuştur.
YALAN DÜNYA DİZİSİNDE NURİ BİLGE’YE ÖYLE SÖYLEMEK SİZİN HADDİNİZE Mİ?
- Nuri Bilge Ceylan’ın hırka ile SİYAD ödül törenine gitmesine gelen tepkilere ne diyorsun?
Yazıklar olsun adam hırka ile gelmiş... Sana ne. Bazıları kıçını göstererek geliyor. Onlar, ’aman efendim paşam efendim’ oluyor. ’Yalan Dünya’da Gülse Birsel’le Hasibe İren’in diyalogu var, orada Nuri Bilge Ceylan için ’hadi sen git dizi çek, bırak bu film işlerini Ceylan’ım’ gibi bir laf edildi ben çok üzüldüm. Bence kullandıkları yöntem çok yanlış. Ne ayıp bir şeydir bu ya. Böyle anlatılmaz bu iş. Tam tersi onu yükseltirsin. Bu hadsizlik. Elin Recep İvedik’i 6 milyon yapar. ’Bir zamanlar Anadolu’ 100 bine bile gelmedi. Bu bizim eğitim kültür seviyemizi gösteriyor. Siz kimsiniz ya, sizin ne haddinize düşmüş Nuri Bilge’ye bunu söylemek. Çok ayıp biraz edeplerini alsınlar, ağızlarından çıkan lafı kulakları duysun. Sizin kazandığınız paraları o insanlar kazanmıyor ama, o insanlar gerçekten sanat yapıyor. Sen, ona buna sataşarak dizi yapmaya çalışıyorsun. O senaryo orada bana gelseydi yemin ediyorum onu, bana kimse söyletemezdi. Ya da bunu düzeltelim bu şekilde söyleyelim derdim. Kusura bakmayın. Ne demek ya.
BİR TARAFIM TOPAL
- Asuman’ın nerededir zayıflıkları üzüntüleri?
Çok fena, ben çocuk ve anne baba dedikleri zaman bitiyorum zaten. Bir insan beni kullanacaksa çocuk meselesi bir de anne babadan çok güzel vurur. Ben aileye çok düşkün bir insanım. Bir taraf topal tabii, ister istemez bu benim ruhsal bir hezeyanım. Ne kadar da hiçbir şey yokmuş gibi de olsa, ben de insanım etten kemikten yaratıldım. Ama yine de şükürler olsun.
Neslihan Yavuzcan/Güneş