Şener Şen neden dizilerde görünmediğini açıkladı!
Son olarak Av Mevsimi filminde izlediğimiz Şener Şen uzun yıllardır neden ekranda olmadığına dair açıklamalarda bulundu.
Geride bıraktığımız günlerde Türk sinemasının usta isimlerinden Şener Şen’in yaptığı açıklamalar magazin gündemine adeta bomba gibi düştü. Kendisine teklif gelmediği için uzun bir süredir ekranlarda yer almadığını söyleyen Şen’in bu çıkışı çok konuşuldu. Ancak Şener Şen’in kısa bir süre önce Ranini.tv’ye verdiği röportajda gerçeğin çok daha farklı olduğu görülüyor. Şener Şen de tıpkı Kenan İmirzalıoğlu gibi dizi sürelerinin çok uzun olduğundan yakınıyor.
İşte Şener Şen’in televizyon dünyasına dair yaptığı ses getirecek o açıklamaları:
Şimdi olsa tutar mı İkinci Bahar ne diyorsunuz?
Şimdiki dizilerin birbirinden çok etkilendiğini görüyorum. Bir şey tuttuysa ona benzer bir iş nasıl yapılır diye çalışıyorlar. Onun yerine özgün bir şey yaratmaya çalışsalar diye düşünüyorum. Hepimiz insana ait şeyleri konuşuyoruz. Bu dizi bugün yayınlansa veya çekilse belki çocuklar en fazla telefonla biraz daha uğraşırlar. Sosyal medyaya girer, günümüzün trendlerini uygularlar ama Ali Haydar yine özel karakteri ve yapısıyla ilgi çeker. İnsanın temel duyguları var. Aşk, tutku, ölüm, bir şeye sahip olma, çocuk, baba ve anne olma. Bunlar insanın değişmeyen duyguları. Gene ben başarılı olacağını düşünüyorum. Fonda değişiklikler olur ama yine tutar. O zaman gemiye binip yurt dışına gitme var hayal olarak şimdi başka bir şey konulur. Gene bir yerden kaçma duygusu, bir yere gitme, bulunduğu ortamı terk etme duygusu insana ait bir şey. Hepimiz Ali Haydar gibi babamız olsun istiyoruz ama öyle değil, kardeşler dayanışması olsun istiyoruz ama olmuyor.
Tekrardan dizi yapmak istiyor musun?
Bizim yaptığımız zamanda süreler mantıklıydı. Ben bütün bir gecenin bir dizi tarafından gasp edilmesinin büyük bir yaratım zafiyetine yol açtığını düşünüyorum. O zaman ritm duygusu kayboluyor, yavaşlık, bol müzik, bol resim bol manzarayla bu 3 saati doldurma endişesi oyuncuda da yönetmende de yazarda da hissediliyor. E galiba alan memnun satan memnun ki olanlar bütün şiddetiyle devam ediyor. Ama ben bunun pek sağlıklı olduğuna inanmıyorum. Normal sürelere çekilirse o zaman düşünülebilir.
Gasp edilme derken?
Oyuncunun zamanını çok alıp almaması önemli değil, yayın süresinin çok olması önemli. Haliyle aksamalar oluyor. Bir de dizi sektörü hızını kesecek gibi durmuyor; çünkü yurt dışı satışıyla ekonomik anlamda çok para getiriyor.
Dizi setlerini özlediniz mi peki?
Sinema beni daha çok heyecanlandırıyor. Sinemada kendimi daha özgür hissediyorum. Dizide sizin dışınızda başka etmenler de giriyor devreye. Mutlaka 3 saate uygun, kanalın programı var, yapımcının stratejisi var, günler değişiyor, sizin dışınızda bir şeyler oluyor. Sinemada biz direkt seyirciyle muhatap oluyoruz, hata yaptıysak da cezasını biz çekiyoruz.
İşte Şener Şen’in televizyon dünyasına dair yaptığı ses getirecek o açıklamaları:
Şimdi olsa tutar mı İkinci Bahar ne diyorsunuz?
Şimdiki dizilerin birbirinden çok etkilendiğini görüyorum. Bir şey tuttuysa ona benzer bir iş nasıl yapılır diye çalışıyorlar. Onun yerine özgün bir şey yaratmaya çalışsalar diye düşünüyorum. Hepimiz insana ait şeyleri konuşuyoruz. Bu dizi bugün yayınlansa veya çekilse belki çocuklar en fazla telefonla biraz daha uğraşırlar. Sosyal medyaya girer, günümüzün trendlerini uygularlar ama Ali Haydar yine özel karakteri ve yapısıyla ilgi çeker. İnsanın temel duyguları var. Aşk, tutku, ölüm, bir şeye sahip olma, çocuk, baba ve anne olma. Bunlar insanın değişmeyen duyguları. Gene ben başarılı olacağını düşünüyorum. Fonda değişiklikler olur ama yine tutar. O zaman gemiye binip yurt dışına gitme var hayal olarak şimdi başka bir şey konulur. Gene bir yerden kaçma duygusu, bir yere gitme, bulunduğu ortamı terk etme duygusu insana ait bir şey. Hepimiz Ali Haydar gibi babamız olsun istiyoruz ama öyle değil, kardeşler dayanışması olsun istiyoruz ama olmuyor.
Tekrardan dizi yapmak istiyor musun?
Bizim yaptığımız zamanda süreler mantıklıydı. Ben bütün bir gecenin bir dizi tarafından gasp edilmesinin büyük bir yaratım zafiyetine yol açtığını düşünüyorum. O zaman ritm duygusu kayboluyor, yavaşlık, bol müzik, bol resim bol manzarayla bu 3 saati doldurma endişesi oyuncuda da yönetmende de yazarda da hissediliyor. E galiba alan memnun satan memnun ki olanlar bütün şiddetiyle devam ediyor. Ama ben bunun pek sağlıklı olduğuna inanmıyorum. Normal sürelere çekilirse o zaman düşünülebilir.
Gasp edilme derken?
Oyuncunun zamanını çok alıp almaması önemli değil, yayın süresinin çok olması önemli. Haliyle aksamalar oluyor. Bir de dizi sektörü hızını kesecek gibi durmuyor; çünkü yurt dışı satışıyla ekonomik anlamda çok para getiriyor.
Dizi setlerini özlediniz mi peki?
Sinema beni daha çok heyecanlandırıyor. Sinemada kendimi daha özgür hissediyorum. Dizide sizin dışınızda başka etmenler de giriyor devreye. Mutlaka 3 saate uygun, kanalın programı var, yapımcının stratejisi var, günler değişiyor, sizin dışınızda bir şeyler oluyor. Sinemada biz direkt seyirciyle muhatap oluyoruz, hata yaptıysak da cezasını biz çekiyoruz.