"SENDİKAL HAKLAR İÇİN GREVE DESTEK OL!.."TGS'DEN ATV-SABAH ÇAĞRISI!..
TGS Yönetim Kurulu tarafından yapılan çağrı şöyle..
SENDİKAL HAKLAR İÇİN GREVE DESTEK OL
Türkiye Gazeteciler Sendikasının, 29 yıl aradan sonra 13 Şubat 2009 tarihinde Türk medyasında fiilen başlattığı ilk grev olan atv-Sabah grevi 16 Temmuz 2009 tarihinde mahkeme kararıyla durdurulmuştu.
Karar, üye sayısındaki azalmanın 3/4 oranında olup olmadığının tespitinin, yetki alınan tarihten değil grev kararının ilan edildiği tarihten sonraki verilere göre yapılması gerektiği gerekçesiyle Yargıtay tarafından bozuldu. İstanbul 2nci İş Mahkemesi, 1 Mart 2010 tarihli duruşmada Yargıtayın bozma kararına uydu ve grevin durdurulmasına ilişkin verdiği kararın yok hükmünde olduğuna karar verdi. Sendikamız, bunun üzerine atv-Sabahın (Turkuvaz) İstanbul ve Ankara işyerlerinde 4 Mart 2010 tarihinde yeniden grev pankartlarını astı.
Bu süreç içerisinde, grevin henüz dördüncü günündeyken, 17 Şubat 2009 tarihinde, greve katıldıkları gerekçesiyle iş akitleri yasadışı olarak feshedilen 10 kişiden 9unun iş akdi fesihlerinin geçersizliğine dair Sendikamızın açtığı davalar kazanıldı ve işe dönüş kararları Yargıtay tarafından onandı.
Ancak işveren, grevin durdurulduğu dönemde, işe dönüş taleplerini kabul etmeyerek, 9 işçinin sendikal tazminatlarının yanı sıra kıdem ve ihbar tazminatlarını ödeyerek iş ilişkilerini hukuken sona erdirdi.
Bu koşullar altında, atv-Sabah işyerlerindeki grev, işçi hareketinin örgütlenme, toplu sözleşme, grev haklarının kullanılmasının önündeki engellerin somut bir örneği olarak değerlendirilmektedir.
Greve katılan işçi işten atılırsa, grev hakkı nasıl kullanılacaktır? Sendikamız bu konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacaktır.
Ancak Sendikamız, atv-Sabah işyerlerindeki grev zemininin, sendikal hareketin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik bir sendikal hak kampanyasına dönüştürülmesini amaçlamaktadır.
Bu nedenle, yasal olarak iş ilişkisi sona ermemiş bir grev gözcüsünün bulundurulabildiği atv-Sabah işyerlerinin İstanbul Balmumcudaki merkez binasının önünde, her gün TGS Genel Merkez Yöneticilerinden birer kişi; ayrıca üst kuruluşumuz olan TÜRK-İŞ Konfederasyonuna bağlı sendikalar ile şubelerinden yönetici, temsilci ya da üye düzeyinde 4er kişi dayanışma amacıyla grev nöbetine destek vermektedirler.
Temel insan haklarından olan çalışmama hakkını kullanılamaz hale getiren 12 Eylül kanunlarının değiştirilmesini ve basın emekçileriyle birlikte tüm işçilerin örgütlenme ve toplu sözleşme hakkına yeniden kavuşmasını sağlamaya yönelik SENDİKAL HAK KAMPANYASININ kamuoyuna mal olması ve dayanışmanın genişletilmesi amacıyla tüm sendika ve demokratik kitle örgütlerinin yanı sıra Sendikamızın üyesi olan ya da olmayan gazeteci, yazar, foto muhabiri, kameraman ve tüm basın emekçilerinin destek ve katkısına ihtiyaç duyulmaktadır.
Böyle bir desteğin sağlanması durumunda, atv-Sabah medya grubunun İstanbulda Barbaros Bulvarındaki Genel Müdürlük binası önünde, Tekel direnişi örneğinde olduğu gibi geniş katılımlı etkinliklerin yaşama geçirilebilmesi ve 24 saatlik sürekli grev nöbeti tutulması mümkün olabilecektir. Bu mücadele, sendikal yasalardaki değişikliklerin gündeme getirilmesiyle de örtüşecektir.
Tüm basın emekçilerini, konfederasyonlar ve sendikalar ile demokratik kitle örgütlerini, Sendikamızın bu çağrısına destek olmaya bekliyoruz.
Türkiye Gazeteciler Sendikasının, 29 yıl aradan sonra 13 Şubat 2009 tarihinde Türk medyasında fiilen başlattığı ilk grev olan atv-Sabah grevi 16 Temmuz 2009 tarihinde mahkeme kararıyla durdurulmuştu.
Karar, üye sayısındaki azalmanın 3/4 oranında olup olmadığının tespitinin, yetki alınan tarihten değil grev kararının ilan edildiği tarihten sonraki verilere göre yapılması gerektiği gerekçesiyle Yargıtay tarafından bozuldu. İstanbul 2nci İş Mahkemesi, 1 Mart 2010 tarihli duruşmada Yargıtayın bozma kararına uydu ve grevin durdurulmasına ilişkin verdiği kararın yok hükmünde olduğuna karar verdi. Sendikamız, bunun üzerine atv-Sabahın (Turkuvaz) İstanbul ve Ankara işyerlerinde 4 Mart 2010 tarihinde yeniden grev pankartlarını astı.
Bu süreç içerisinde, grevin henüz dördüncü günündeyken, 17 Şubat 2009 tarihinde, greve katıldıkları gerekçesiyle iş akitleri yasadışı olarak feshedilen 10 kişiden 9unun iş akdi fesihlerinin geçersizliğine dair Sendikamızın açtığı davalar kazanıldı ve işe dönüş kararları Yargıtay tarafından onandı.
Ancak işveren, grevin durdurulduğu dönemde, işe dönüş taleplerini kabul etmeyerek, 9 işçinin sendikal tazminatlarının yanı sıra kıdem ve ihbar tazminatlarını ödeyerek iş ilişkilerini hukuken sona erdirdi.
Bu koşullar altında, atv-Sabah işyerlerindeki grev, işçi hareketinin örgütlenme, toplu sözleşme, grev haklarının kullanılmasının önündeki engellerin somut bir örneği olarak değerlendirilmektedir.
Greve katılan işçi işten atılırsa, grev hakkı nasıl kullanılacaktır? Sendikamız bu konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyacaktır.
Ancak Sendikamız, atv-Sabah işyerlerindeki grev zemininin, sendikal hareketin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik bir sendikal hak kampanyasına dönüştürülmesini amaçlamaktadır.
Bu nedenle, yasal olarak iş ilişkisi sona ermemiş bir grev gözcüsünün bulundurulabildiği atv-Sabah işyerlerinin İstanbul Balmumcudaki merkez binasının önünde, her gün TGS Genel Merkez Yöneticilerinden birer kişi; ayrıca üst kuruluşumuz olan TÜRK-İŞ Konfederasyonuna bağlı sendikalar ile şubelerinden yönetici, temsilci ya da üye düzeyinde 4er kişi dayanışma amacıyla grev nöbetine destek vermektedirler.
Temel insan haklarından olan çalışmama hakkını kullanılamaz hale getiren 12 Eylül kanunlarının değiştirilmesini ve basın emekçileriyle birlikte tüm işçilerin örgütlenme ve toplu sözleşme hakkına yeniden kavuşmasını sağlamaya yönelik SENDİKAL HAK KAMPANYASININ kamuoyuna mal olması ve dayanışmanın genişletilmesi amacıyla tüm sendika ve demokratik kitle örgütlerinin yanı sıra Sendikamızın üyesi olan ya da olmayan gazeteci, yazar, foto muhabiri, kameraman ve tüm basın emekçilerinin destek ve katkısına ihtiyaç duyulmaktadır.
Böyle bir desteğin sağlanması durumunda, atv-Sabah medya grubunun İstanbulda Barbaros Bulvarındaki Genel Müdürlük binası önünde, Tekel direnişi örneğinde olduğu gibi geniş katılımlı etkinliklerin yaşama geçirilebilmesi ve 24 saatlik sürekli grev nöbeti tutulması mümkün olabilecektir. Bu mücadele, sendikal yasalardaki değişikliklerin gündeme getirilmesiyle de örtüşecektir.
Tüm basın emekçilerini, konfederasyonlar ve sendikalar ile demokratik kitle örgütlerini, Sendikamızın bu çağrısına destek olmaya bekliyoruz.