Selvi'nin sözleri Sabah yazarını kızdırdı: Neye hizmet ediyor?
Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu dün Yeni Şafak’taki köşesinde “Ak Parti’nin büyüsü bozuluyor” diye yazan Abdülkadir Selvi’ye cevap verdi.
Hükümete yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi, dün kaleme aldığı köşe yazısında son dönemde özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile hükümet arasındaki uyuşmazlıkları dile getirmiş ve ‘AKP’nin büyüsünün bozulduğu’nu yazmıştı.
Selvi'ye cevap yine hükümete yakın bir gazete olan Sabah'tan geldi. Sabah köşe yazarı Haşmet Babaoğlu "Büyü filan gerekmez netlik yeter" başlıklı köşe yazısında Selvi'nin bu yazısına cevap verdi.
İşte o yazı:
SELVİ NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?
Lafı dolandırmadan sorayım…
Geçmiş dönemlerde Cumhurbaşkanlarıyla hükümetler arasındaki uyumsuzluklar ve anlaşmazlıkları hatırlatarak bugüne dair endişeler üretenler haklı mı?
Mesela dün Yeni Şafak’ta Abdülkadir Selvi başlığı (“Büyü bozuluyor”) pek manidar yazısında “bu millet geçmişte Çankaya ile hükümet arasında yaşanan krizlerden, Cumhurbaşkanları ile Başbakan arasındaki sürtüşmelerden dolayı ağır bedeller ödedi” diyordu.
Örneklerini de sıralamıştı. ..
Özal ile Mesut Yılmaz, Demirel ile Çiller, Sezer ile Ecevit sürtüşmeleri…
İnsan şaşırıyor…
Bu örneklerdeki Cumhurbaşkanları ile Erdoğan arasındaki kökten farkı, nasıl olur da Selvi gibi birisi göremez?
Nasıl olur da buradan kalkarak endişe yaratacak yorumlara kapı açar?
BUGÜN ÖYLE BİR TÜRKİYE DEĞİLİZ SELVİ
Erdoğan halk tarafından açıkça politika yapsın diye yüzde 52′yle seçilmiş bir cumhurbaşkanı. Bu kadar net!
Selvi’nin sözünü ettiği eski cumhurbaşkanları bürokrasi ve oligarşi adına seçilmiş hükümete “vaziyet” etsinler diye meclis tarafından seçilmişlerdi.
Çankaya’dan fiilen siyaset yapmaya devam etmek isteyen Özal‘ın neler çektiğini bilmeyen var mı?
Hatırlarsınız, eski Türkiye‘nin yerleşik düzeni (establishment) ve egemenlerinde taktik çoktu. Baktılar ki, Özal kararlı, bu kez başbakanı kurguladılar. Hem müktesebatı, hem de “ruhu”yla kendilerinden olan bir başbakan seçerek durumu dengelemeye çalıştılar.
Bugün öyle bir Türkiye’de miyiz? Hayır!
Hâlâ aynı kafadan olanlar büyük sermayenin veya paralellerin tuzluklarıyla iktidara sızmaya çalışıyorlarsa, oyunlarının bozulacağından şüphem yok!
GELELİM ŞU “BÜYÜK BOZULUYOR” MESELESİNE
Gelelim şu “büyü bozuluyor” konusuna…
“AK Parti’nin bir büyüsü vardı, kitleler AK Parti’yi istikrarın sembolü olduğu için tercih ediyordu” diyor Selvi.
Her şeyden önce Selvi bu partinin neden sevildiğini tam anlayamamış!
Bir de malum “acı gerçek” söz konusu…
Büyü, paralel darbe teşebbüsü sırasında bozuldu. Çok büyük bir sarsıntıydı ve Erdoğan ile halk arasındaki güçlü bağın siyaseten tecessüm edişiyle atlatıldı.
Weberci yorumlara falan başvurmadan dümdüz söyleyeyim…
Ne “büyü”ye, ne de son zamanlarda çok yüklenildiğine şahit olduğum hamasi dile gerek var!
AK Parti halkın diliyle konuştuğu sürece bütün uyumsuzlukları aşar.
BABAOĞLU’NUN YAZISI İÇİN TIKLAYIN
Selvi'ye cevap yine hükümete yakın bir gazete olan Sabah'tan geldi. Sabah köşe yazarı Haşmet Babaoğlu "Büyü filan gerekmez netlik yeter" başlıklı köşe yazısında Selvi'nin bu yazısına cevap verdi.
İşte o yazı:
SELVİ NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?
Lafı dolandırmadan sorayım…
Geçmiş dönemlerde Cumhurbaşkanlarıyla hükümetler arasındaki uyumsuzluklar ve anlaşmazlıkları hatırlatarak bugüne dair endişeler üretenler haklı mı?
Mesela dün Yeni Şafak’ta Abdülkadir Selvi başlığı (“Büyü bozuluyor”) pek manidar yazısında “bu millet geçmişte Çankaya ile hükümet arasında yaşanan krizlerden, Cumhurbaşkanları ile Başbakan arasındaki sürtüşmelerden dolayı ağır bedeller ödedi” diyordu.
Örneklerini de sıralamıştı. ..
Özal ile Mesut Yılmaz, Demirel ile Çiller, Sezer ile Ecevit sürtüşmeleri…
İnsan şaşırıyor…
Bu örneklerdeki Cumhurbaşkanları ile Erdoğan arasındaki kökten farkı, nasıl olur da Selvi gibi birisi göremez?
Nasıl olur da buradan kalkarak endişe yaratacak yorumlara kapı açar?
BUGÜN ÖYLE BİR TÜRKİYE DEĞİLİZ SELVİ
Erdoğan halk tarafından açıkça politika yapsın diye yüzde 52′yle seçilmiş bir cumhurbaşkanı. Bu kadar net!
Selvi’nin sözünü ettiği eski cumhurbaşkanları bürokrasi ve oligarşi adına seçilmiş hükümete “vaziyet” etsinler diye meclis tarafından seçilmişlerdi.
Çankaya’dan fiilen siyaset yapmaya devam etmek isteyen Özal‘ın neler çektiğini bilmeyen var mı?
Hatırlarsınız, eski Türkiye‘nin yerleşik düzeni (establishment) ve egemenlerinde taktik çoktu. Baktılar ki, Özal kararlı, bu kez başbakanı kurguladılar. Hem müktesebatı, hem de “ruhu”yla kendilerinden olan bir başbakan seçerek durumu dengelemeye çalıştılar.
Bugün öyle bir Türkiye’de miyiz? Hayır!
Hâlâ aynı kafadan olanlar büyük sermayenin veya paralellerin tuzluklarıyla iktidara sızmaya çalışıyorlarsa, oyunlarının bozulacağından şüphem yok!
GELELİM ŞU “BÜYÜK BOZULUYOR” MESELESİNE
Gelelim şu “büyü bozuluyor” konusuna…
“AK Parti’nin bir büyüsü vardı, kitleler AK Parti’yi istikrarın sembolü olduğu için tercih ediyordu” diyor Selvi.
Her şeyden önce Selvi bu partinin neden sevildiğini tam anlayamamış!
Bir de malum “acı gerçek” söz konusu…
Büyü, paralel darbe teşebbüsü sırasında bozuldu. Çok büyük bir sarsıntıydı ve Erdoğan ile halk arasındaki güçlü bağın siyaseten tecessüm edişiyle atlatıldı.
Weberci yorumlara falan başvurmadan dümdüz söyleyeyim…
Ne “büyü”ye, ne de son zamanlarda çok yüklenildiğine şahit olduğum hamasi dile gerek var!
AK Parti halkın diliyle konuştuğu sürece bütün uyumsuzlukları aşar.
BABAOĞLU’NUN YAZISI İÇİN TIKLAYIN