Selvi ile Çek AK Parti üzerinden birbirine girdi! Tetikçilik ile suçladı
Türkiye, yeni Anayasa konusunu tartışırken bir yandan Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi siyasetin gündeminde. Yaşanan tartışmalar AK Parti medyasındaki isimler arasında da gerilime neden oldu. Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'nin son dönemdeki yazılarına gazeteci Mehmet Çek'ten sert tepki geldi. Çek, "Abdülkadir Selvi, AK Parti merkez temsil alanlarında etkili ve seçim hezimetinin de birinci dereceden sorumlusu ekibin tetikçiliğini, klasörlüğünü yapıyor." dedi.
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, cumhurbaşkanı seçilebilmek için getirilen yüzde 50+1 sisteminin değişmesi gerektiğini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözünü hatırlatarak köşesine taşıdı. Selvi, bu sistem devam ettiği müddetçe büyük partilerin küçük, küçük partilerin büyük olacağını, sistemin küçük partilere yaradığını öne sürdü. Selvi "Bu sistemin mimarlarından biri olan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ısrarla 50 artı 1 sistemini savunuyor ama ben bu sistemi siyasetin ayağına vurulmuş bir pranga olarak görüyorum." ifadelerini yazdı.
Selvi geçtiğimiz haftalardaki bir yazısında ise "Osman Kavala'nın hapiste tutulmasının, Gezicilerin yıllarca hapis yatacak olmasının Türkiye’ye ne yararı var? AK Parti’ye ne fayda sağlıyor?" ifadelerini kullanmıştı.
"BİR İHANET ZİNCİRİNDEN SÖZ EDİYORUZ"
Abdülkadir Selvi'nin bu yazısına gazeteci Mehmet Çek'ten yanıt geldi. Çek, sosyal medya hesabından 'Bir ihanet zincirinden söz ediyoruz' diyerek zehir zemberek sözler söyledi.
İşte o paylaşım; "Abdülkadir Selvi, Ak Parti merkez temsil alanlarında etkili ve seçim hezimetinin de birinci dereceden sorumlusu ekibin tetikçiliğini, kalemşörlügünü yapıyor.
Bu ekip ABD uçağına bindiremedikleri Cumhurbaşkanını Özgür Özel ile müzakere masasına oturtmaya çalışıyorlar.
Kafalarında 1979'da kurulamayan AP-CHP koalisyonunu kurdurtmak var.
Hedeflerinde ise Cumhur İttifakı yani MHP var.
Cumhurbaşkanından talepleri de net;
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden vazgeçilsin.
50+1'den vazgeçilsin.
ABD'nin Suriye politikalarına uygun şekilde YPG tanınsın,
Kavala, Demirtaş, Can Atalay serbest bırakılsın,
Çeşitli merciler eliyle FETÖ'ye yeniden alan açma girişimlerine, FETÖ'cülerin göreve iadelerine tepki gösterilmesin
Yani tam teslimiyet!
“Bağımsızlık gitsin, Bahar gelsin”
Bu ekibin 'Yalancı Bahar'ına karşılık Türkiye'yi tam bağımsızlıktan yürüyüşünden vazgeçirmek bir Amerikan projesidir. Bu ekipte projenin taşeronu.
Bu ekip bütün bunları CHP ile görüşmeden de yapmıyor tabii. Önce onlarla görüşüyorlar, görüştürülüyorlar.
Zaten tamda bu yüzden 'İhanetçiler' dedim.
Çünkü normali o ki birileriyle görüşecekseniz önce konuyu Cumhurbaşkanınızla, kendi liderinizle görüşürsünüz sonra o birileriyle. Yani önce arkasından iş tutup sonra Cumhurbaşkanını iknaya gitmezsiniz.
Görüşülen sadece CHP de değil, hatta CHP bu trafikde son halka. İlk görüşme Batılı büyükelçiler ile gerçekleştiriliyor. Yol haritasini cizen Batılı büyükelçiler zaten.
Bir ihanet zincirinden söz ediyoruz."