Sevgili yoldaşlar,
Son yazımın üzerinden çok geçmedi.
Ancak, medya tarihimizin en büyük satış hikayelerinden biri, gözlerimizin önünde gerçekleşti.
Bu nedenle duramadım, klavyemin başına oturdum.
Çok da uzun olmayan, kısa bir yazıyla, bu satışın hikayesini gözler önüne sermek istedim.
Herkes gördü, duydu.
Sedat Peker, yeni hedefini seçti ve Twitter hesabından duyurdu.
O isim Habertürk’teki meşhur Süleyman Soylu yayınında yer alan isimlerden biri, Veyis Ateş’ti:
"Habertürk kanalında süslü süleyman'ı aklamak için sözde muhalif gazeteciler çağırıp tezgahı kuran anonsçu veyis’i ( veyis ateş) yoklamalara konuk oyuncu olarak alacağız. Anonsçu veyis sen zalimin yanında saf tuttun, pazar günü görüşeceğiz. Seni de kibrit kutusuna sokacağım."
Herkes Habertürk programcısı Ateş’in, diğer meslektaşları gibi, oraya soru sormak için gittiğini düşünüyordu.
Ancak yayın sonrası Habertürk sayfalarında yer alan iki köşe yazısı, Ateş’in asıl görevinin daha büyük olduğunu ifşa ediyordu.
Bu yazılara göre, Ateş o yayının bizzat organizatörüydü!
Önce Fatih Altaylı, yayından sonra, 26 Mayıs tarihli, ‘Ne perdesi, ne arkası’ isimli köşesinde,
işaret fişeğini çaktı, Ateş’in adını vermeden…:
‘Bu program nasıl ortaya çıkmış?
Tartışmalar üzerine onu da araştırdım.
Bakan Süleyman Soylu’nun danışmanları kanaldan tanıdıkları bir programcıyı arayarak Bakan Bey’in hakkındaki iddialar ile ilgili olarak Habertürk’te bir programa katılmak istediğini söylemişler.
Kübra Par’ın programına.
Programda farklı görüşlerden gazetecilerin olmasını da rica etmişler.
“Kimler olabilir” sorusuna da Merdan Yanardağ ve İsmail Saymaz’ın uygun olacağını söylemişler.
Merdan Yanardağ’ın adının verilmesi Habertürk’tekileri bile şaşırtmış.’
Ondan tam iki gün sonraysa, köşe komşusu Kübra Par sahneye çıktı.
Veyis Ateş’in adını vererek, "Soylu yayınını bir de benden dinleyin" dedi…
Köşesinde şu ifadelere yer verdi:
‘Pazar günü öğleden sonra telefonum çaldı. Arayan Veyis Ateş’ti. “Salı günü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu yayına alıyoruz. Merdan Yanardağ, İsmail Saymaz, Mehmet Akif Ersoy ve ben soru soracağız. Sen modere eder misin?” diye sordu. “Gazeteci kadrosu böyle olacaksa tabii” dedim ama açıkçası Soylu’nun muhalif gazetecilerle yayına çıkacağına çok ihtimal vermiyordum. 1 saat sonra tekrar aradı ve programın kesinleştiğini, yayının salı değil pazartesi akşamı yapılacağını söyledi.’
Sedat Peker de büyük ihtimalle bu yazıları görmüştü.
Çünküüüüüüü Ateş’e ‘tezgahı kuran anonsçu’ olarak sesleniyordu.
Keskin Kalem’inizin yakın bir dostu, ilk bu meseleyi çakmıştı, amiyane tabirle.
Altaylı ve Par’ın yazılarını görünce, ‘ bu kadar önemli bir yayının ardında olanlar, perde arkası da bu kadar ortalığa saçılmaz ki. Bunlar neden bu kadar detay veriyor? Bunlar kanal içinde kalması gereken bilgiler değil mi?’ deyivermişti.
Benim de kafamda ampüller yanmıştı.
Şimdi tablo iyice netleşti.
Puzzle yerine oturdu.
İddia ediyorum,
Veyis Ateş’i meslektaşları, hem de kendi kanalında iki isim, resmen ateşe attı!
Artık bunu kendi inisiyatifleriyle mi yaptılar?
Yoksa emir daha yüksek bir yerden mi?
Artık bunun yanıtını bulmak da, merak edene düşer.
KESKİN KALEM
keskinkalem@medyaradar.com