Seçil Erzan'ın sesi titredi konuşurken dayanamayıp uyardı: Yenge doğruyu söyle

''Yüksek karlı gizli fon'' adıyla bilinen dolandırıcılık davasında sanıklar arasında yer alan Seçil Erzan, bugün 4. kez hakim karşısına çıktı. Duruşmada dinlenen Seçil Erzan'ın yengesi, ''Darbedildiğini görmedim ama kuzenleri tarafında sözlü şiddet vardı'' dedi. Bu cümle sonrasında Seçil Erzan, yengesini, ''Yenge doğruyu söyle'' diyerek uyardı.

"Yüksek karlı gizli fon" adıyla bilinen dolandırıcılık davasında sanıklar arasında yer alan Seçil Erzan, bugün 4. kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya damga vuran an ise Erzan'ın yengesiyle arasında geçen diyalog oldu.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'ndaki İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük getirilirken, tutuksuz sanıklardan Nazlı Can, Asiye Öztürk ve Atilla Yörük de duruşmaya geldi. Müştekiler ile çok sayıda taraf avukatı da duruşmaya katıldı.

"YENGE DOĞRUYU SÖYLE"
Tanık olarak dinlenen Seçil Erzan'ın eşinin dayısının torunu Nilgün Arabacı, "Arada Seçil'in evine temizliğe gidiyordum. O gün Sermin hanım geldi. Seçil'e 'Üzülme kızım ne varsa anlat bize' dedi. Sonra içeri gittiler. Ben arada çay ve kahve götürmeye gittiğimde 'Sus' yaptılar. Herhalde ses kaydı vardı. Para konusunda sıkıntısı olduğunu biliyordum. Bankayla ilgili olduğunu düşündüm. Biz Seçil'e borç olarak para verdik. Sermin hanımın eve geldiği gün 'Çok korkuyorum' dedi ve Sermin hanıma sarıldı. Darbedildiğini görmedim ama kuzenleri tarafında sözlü şiddet vardı dedi. Bu cümle sonrasında Seçil Erzan, 'Yenge doğruyu söyle' dedi. Arabacı ifadesinin devamında "Para konusunda konuşuyorlar ve bağırıyorlardı. Sermin hanım kapıda 'Hiç üzülme biz arkandayız senin. Paranda yanında kalacak' dedi ve gittiler. Elinde bir kere para gördüm onu da sistem kapandığı için yanımda getirdim dedi. Birkaç kez birilerine para götürdüm. Ancak kim olduklarını bilmiyorum" dedi.

SEÇİL ERZAN'DAN YENGESİNE "LÜTFEN HATIRLAR MISIN"
Duruşmada söz alan Seçil Erzan yengesi Nilgün Arabacı'ya "Lütfen hatırlar mısın" diye sordu ve ardından sesi titreyerek, "Bana uçak biletini kim aldı?, Kaçmamı istediler mi?" diye konuştu. Tanık Nilgün Arabacı bu sorulara, "Evet" yanıtını verdi.

"PARAYI BANKA DIŞINDA TESLİM ETTİK"
Müşteki İnci Çeviker'in oğlu Tanık Çevik Çeviker ise, "Bankanın Florya şubesinin dışında Ali Yörük ve Atilla Yörük'e para teslim edildi. Annem parayı çekti ve teslim etti. İçeride teslim edeceğimizi düşünmüştük. Beyaz bir araba geldi. Takım elbiseli iki adam bize doğru geldi. Paraları bagaja koyup gittiler" dedi. Ali ve Atilla Yörük'ün avukatı ise müvekkillerinin hiç takım elbise giymediğini söyleyerek, takım elbiseli fotoğraflarının olup olmadığını sordu. Sorular duruşma salonunda tepkilere neden oldu.

ERZAN HAKKINDA 252 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENİYOR
Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 69 yıldan 226 yıla kadar hapsi istenen ana iddianamenin ardından hazırlanan yeni iddianameyle Erzan hakkında istenen hapis cezası da yükseldi. Erzan'ın, 77 yıldan 252 yıla kadar hapsinin talep edildiği iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.

NE OLMUŞTU?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın, bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor. İddianamede, müşteki Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği, ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.

Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor. İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturup, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.