Ziraat Bankası’ndan 2018 yılında aldığı 700 milyon dolarlık proje, 200 milyon dolarlık da işletme kredisini geri öde(ye)meyen Demirören Medya Grubu, bu kez fena halde köşeye sıkıştı. İlk iki yılı anapara ödemesiz, yüzde 6.5 faizli kredi borcu, Sayıştay Raporu’na göre tam 30 milyar liraya ulaştı.
Meclis’e sunulan raporda, XX048588 müşteri numarasıyla takip edilen Demirören Grubu’nun içinde bulunduğu finansal durum şöyle tarif edildi:
“Gelir yaratma kapasitesi düşük. Öz kaynaklarının tamamını yitirmiş durumda. Yüksek mali borçlanma içinde. Yasal takip dahil olmak üzere, her türlü önlem hızlıca alınmalı!”
HOŞGÖRÜNÜN NEDENİ
Şimdi herkesin merak ettiği soru şu:
Nasıl oluyor da çiftçileri desteklemek için kurulan bir kamu kuruluşu olan Ziraat Bankası, Hürriyet, Milliyet, Posta, Kanal D, CNN Türk gibi medya organlarını bünyesinde bulunduran Demirören Medya’ya bu kadar hoşgörülü davranıyor?
“Hoşgörülü” diyorum çünkü Demirören Medya’nın bankaya olan borcu 2019’da ve 2022’de iki kez yeniden yapılandırıldı.
Bu yeniden yapılandırmaların ikincisinde, ayrıca kullanılan kredinin faizi yüzde 6’dan yüzde 4’e düşürüldü.
Üstelik ekonominin alt üst olduğu, ülke genelinde bütün faizlerin patladığı bir dönemde.
Bankanın tüm hoşgörülü yaklaşımına karşı Demirörenler ana para borcunun bir kuruşunu dahi ödememekte ısrarcı olunca, başta Kemerburgaz’daki tesisler olmak üzere medya şirketlerine ait tüm bina ve arsalara el konuldu. Fakat el konulan tüm varlıkların değerinin, 30 milyar liralık borcun beşte birini bile karşılamadığı, bankanın gruba verdiği parayı geri alabilmek için daha radikal yaptırımlar uygulaması gerektiği belirtiliyor.
YOLUN SONU GÖRÜNDÜ
Bu durumda geriye tek bir seçenek kalıyor:
Başta Hürriyet, Milliyet, Posta gazeteleri ile Kanal D ve CNN Türk televizyonlarının sahipliğinin ve yönetiminin en geç bu yıl içinde Ziraat Bankası’na geçmesi.
Banka yöneticilerinin bu seçeneğe sıcak bakmamalarının sebebi de grubun sürekli zarar etmesi. Bu yüzden, değerinde satış yapabilme olanağının olmaması.
İNANILMAZ ERİME
Demirören Holding, medyaya girdiği günden bu yana, iktidar yanlısı bir yayın politikası izlemek için binlerce muhabiri, editörü, yazarı, genel yayın müdürünü ve yazıişleri müdürünü işten attı.
Birçoğunun tazminatını vermeye yanaşmadı. Bunun için işten atılanların yıllarca mahkemelere gidip gelmesi gerekti.
Bu sürede gruba ait gazetelerin toplam tirajı 700-800 binden 70-80 bine geriledi.
Televizyonlar rating sıralamasında ciddi kan kaybetti.
KARDEŞLER SAVRULDU!
İşin ilginci grubun geleceği konusunda Demirören kardeşler arasında da ciddi bir görüş ayrılığı oluştu.
Küçük kardeş Tayfun Demirören medya şirketlerindeki aktif görevlerden tamamen çekilirken, tüm stratejik kararlar Meltem Demirören tarafından alınıyor.
Kardeşlerin en büyüğü Yıldırım Demirören ise yönetim konusunda Meltem Demirören’le anlaşamamakla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yakınlığını kullanarak sorunun “ötelenmesini” sağlıyor.
FATURA YİNE ÇALIŞANLARA
Ancak Sayıştay raporu gösteriyor ki; Demirörenler bu yıl içinde büyük bir olasılıkla medyadan tamamen çekilmek zorunda… Aksi halde Ziraat Bankası yönetiminin başı fena halde ağrıyacak!
Grup, sadece medya şirketlerini kaybetmekle kalmayıp enerji ve şans oyunlarındaki yatırımlarını da küçültmek zorunda kalabilecek.
Dilerim ki hala bu grupta çalışmaya devam eden bine yakın medya emekçisi için en hayırlısı olur.
Ama ne yalan söyleyeyim; tablo bu konuda ne yazık ki pek de umut vermiyor.