SAYIN SAVCI, SAYIN HAKİM; AHMET KAÇSA YALAKALIĞA KAÇARDI!

Umur Talu, cezaevinde bulunan Ahmet Şık'ın tahliye talebinin red gerekçelerinden birini oluşturan "kaçma şüphesi" için hakim ve savcılara seslendi.

Ahmet kaçar mı?

Ahmet çakar mı, diye yazsam “sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısı”na reyting yağdıran milletimiz ilgiyle izlerdi atışmayı.
Lakin, bu Ahmet, Şık!
Yeni bir tahliye talebi, muhtemelen yeniden reddedilecek.
Belki de reddedilmez.
Çünkü, tahliye talebinin reddedilerek tutukluğun devamı şu gerekçelere de dayanıyor:
Kuvvetli suç şüphelerinin varlığı…
Tutuklanmadan sonra dosyaya yeni delil girmemesi…
Kaçma ve delilleri etkileme şüphesi.

***

Şimdi, ilk ikisi ile “Üzerine atılan suçun CMK 100’e 3 kapsamında olması” elbet avukatların, savcının, mahkemenin ihtisası.
Fakat “kaçma” üstüne bir, iki şey söyleyebilirim.
Ahmet kaçsa; üzerine yürümüş bin tür baskıdan korkar, önce kendinden kaçardı.
Kaçsa; üzerine abanmış büyük medya tehdidinden korkar, önce vicdanından kaçardı.
Kaçsa; Göktepe cinayetinden Hayata Dönüş Operasyonu’na, devlet şiddetinden korkar, olay yerinden kaçardı.
Kaçsa; elinde makinesi, polis darbesiyle yerlerde sürüklendiğinde, o meydandan kaçardı.
Kaçsa; nice büyük gazetecinin yaptığı gibi, hakikatten, hakikatleri deşmekten, hakikatle yüzleşmekten kaçardı.
Kaçsa; nice utanmazın yaptığı gibi, bin tür insan acısıyla boğuşmaktan kaçardı.
Kaçsa; mayın kurbanı çocuklara bir fotoğrafta hayat vermeye çabalamaktan kaçardı.
Kaçsa; çetrefilli, kan kokulu, ceset dolu nice mevzu ile uğraşmayıp kakarakikiriye kaçardı.
Kaçsa; medyada da üniversitede de, sendika mendikayla uğraşmaz, kolayına kaçardı.
Kaçsa; tutuklandığı güne kadar kendisini defalarca kuşatmış yalnız kalmaktan bıkar, sığınmalara kaçardı.
Kaçsa; büyük medyanın büyük kafalarına direnmek yerine, birçoğu gibi yalakalığa kaçardı.
Kaçsa; bunca senedir en kestirmesine kaçar, iktidarların veya darbecilerin kanatlarına kaçardı.
Kaçsa; evladını nasıl geçindireceğinin kâbuslarına koşmaz, medya aristokrasisinin evlatlığı olup rahat etmeye kaçardı.

***

Sayın Savcı, Sayın Hakim;
Ahmet bunların hiçbirinden kaçmadı.
Endişe edilmesin; davayla, suçlamalarla, hakikatlerle yüzleşmekten de kaçmaz.
Bir şey daha diyeyim:
Nedim de kaçmaz.
Kaçsa, başka şeyler bir yana, onca yıldır yolsuzluk, uğursuzluk, tuhaflıklarla uğraşmaktan da kaçardı.
O yüzden, elbet hukukçu değilim ama, bir insanı yargılayacaksam, şüpheli buluyorsam bile; sadece öyle böyle düzenlenmiş, şöyle böyle suçlar isnat edilmiş dosyaya değil, onun “mertlik” şeceresine de bir bakarım.
Bakarsanız, ortalıkta dolanan nice kaçağa, göçeğe, köçeğe karşın; kimilerinin de, bu ülkenin en badireli meseleleri karşısında asla kaçmadığını göreceksiniz!
Korkmayın; yine kaçmazlar!

Umur Talu/Gazete Habertürk