SAYIN E.ÖZKÖK, SAYIN Z.MUTLU, SAYIN M.YILMAZ; ARTIK HEPİNİZİN KOD ADI TUFAN!
Hani “Dönüş”üne hayran olduğunuz “Hayat”; döndü dolaştı, kod adınızı yüzünüze hem de grubunuzun gazetesinde manşetten çarptı.
Artık hepinizin kod adı Tufan!
Sayın E. Özkök, Sayın Z. Mutlu, Sayın M. Yılmaz;
Bundan böyle sizlerin kod adı da Tufan!
Artık “İlahi adalet” mi dersiniz yoksa sadece “adalet” mi, bilemem.
Delik deşik ve yanık ölülerin ruhunun tesellisi mi dersiniz, kaderin tecellisi mi?
Hani “Dönüş”üne hayran olduğunuz “Hayat”; döndü dolaştı, kod adınızı yüzünüze hem de grubunuzun gazetesinde manşetten çarptı.
Kemal Göktaş imzasıyla, Vatan’ın manşeti: “11 yıl gizlenen belge.”
İçerideki daha hazin, daha kahredici ve “bundan da utanmayacaksanız neden utanacaksınız” diyen başlıkla, “Hayata Dönüş, yalan”.
***
O belgeler önümde.
Mahkemenin talebiyle, İl Jandarma Komutanlığı, 11 yıl önceki cezaevi katliamının “emir belgesi”ni nihayet 2011 mart sonu bir köşede bulabildi:
“Arşivlenmesi gereken yer dışında olduğu görülmüştür.”
Fakat, her şeyi kayıt altına alan devlette, hiçbir video kaydı bulunmamıştır!
Başta dönemin medya yöneticileri, bugün demokrat, cumhuriyetçi filan saydığınız nice gazeteci ve köşe yazarı nezaretinde; uydurma manşet, düzmece haber, sahte fotoğraf desteğinde; hükümet, bürokrasi, Genelkurmay ve Jandarma’nın “Hayata Dönüş” diye yutturduğu katliamın kod adı “Tufan”mış!
***
Bir Tufan yaratılıp “dost kuvvetler”ce “düşman yaratıklar” katledilecek…
Devlet Nuh ya, koyacak gemiye belgeleri, hükümeti, komutanları, Adalet ve İçişleri bürokrasisini, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü’nü; birer nadide yaratık olarak ömür boyu “Tufan” vebalinden, suçluluğundan, hesabından kurtaracak!
Öldürülenler ölecek; onlar Tufan’dan sonra da soyunu sürdürecek!
Baktılar ki, adalet, yıllar sonra olsun, biraz sorumlu istiyor…
Attılar gemiden, çoktan terhis zavallı emir kulu erleri, katliam sanığı diye!
Sanki ülkede emirleri erler veriyor, sanki katliam planlarını erler yazıyor, sanki Tufan’ı erler ile o astsubay yaratıyor!
***
Emir diyor ki, “Yoğun gaz kullan.”
Bakmayın adı göz yaşartıcı diye; yoğunu ölümcül.
Adli Tıp’ta anlaşıldı ki, bedenleri yakan, göz yaşartıcıdan öte bir gazdı.
Büyük medya, cezaevinden çıkartılan Birsen Kars’ın “Bizi diri diri yaktılar” çığlığına o gün vicdanda yer bulabilse, gazın özü çoktan anlaşılacaktı.
Doğru, gaz göz yaşartıcıydı; delik deşik bedenler hıçkırıklara boğucu; cesede bile sıkılmış “acayip” denen mermiler feryat ve isyan ettiriciydi!
***
O hükümetin başbakanı Ecevit yaşamıyor; belki vicdan azabını yanında taşımıştır, belki öte dünyada yüzleşiyordur.
Ama koalisyon ortakları, en önemli bakanlar hayatta.
Artık hepsinin kod adı Tufan!
Başta Jandarma Genel Komutanı Yalman, Bölge Komutanı Hoş, Komando Özel Asayiş Komutanı Burhan Ergin, diğerleri; MGK’da “Tufan”a yol verenler, Cezaevlerinden sorumlu Genel Müdür ile müdürler…
Hepsinin kod adı artık Tufan!
***
Deniyor ki, “Emri verenlerin yargılanması yolu da açıldı.”
6 kadının diri diri yakıldığı Bayrampaşa duruşması bugün; bakalım açılacak mı?
Fakat adalet bazen şöyle tecelli etmiyor mu:
Bunları o gün de yazdınız, bugün de yazıyorsunuz mesela.
Belgeler 11 yıl gizlenmiş ama hakikat ilk günden tabak gibi. Yeter ki görün, yeter ki gizlemeyin, yeter ki yazın!
Sonra katliam cezaevlerinden en üst düzey sorumlu biri; “Adalet Bakanlığı” mührünü vurabildiği “şahsi tekzip”le mahkemelere gidiyor. Heyetin elinde “Adalet Bakanlığı” veya “HSYK” yazılı tekzip…
Anında tekzip kararı çıkıyor, hem de cesetlerin yanık, delik deşik fotoğrafları da itiraz dilekçelerine ekli olduğu halde.
***
Ne de olsa, yapan Tufan, yazan Tufan!
Erleri bırakın, esas Tufan’a hesap sorun!
Karar ve emir veren, icra eden Tufan’lar hesap versin; haber, manşet, yazı imal eden Tufan’lar hiç değilse utansın!
Umur Talu/Gazete Habertürk
Sayın E. Özkök, Sayın Z. Mutlu, Sayın M. Yılmaz;
Bundan böyle sizlerin kod adı da Tufan!
Artık “İlahi adalet” mi dersiniz yoksa sadece “adalet” mi, bilemem.
Delik deşik ve yanık ölülerin ruhunun tesellisi mi dersiniz, kaderin tecellisi mi?
Hani “Dönüş”üne hayran olduğunuz “Hayat”; döndü dolaştı, kod adınızı yüzünüze hem de grubunuzun gazetesinde manşetten çarptı.
Kemal Göktaş imzasıyla, Vatan’ın manşeti: “11 yıl gizlenen belge.”
İçerideki daha hazin, daha kahredici ve “bundan da utanmayacaksanız neden utanacaksınız” diyen başlıkla, “Hayata Dönüş, yalan”.
***
O belgeler önümde.
Mahkemenin talebiyle, İl Jandarma Komutanlığı, 11 yıl önceki cezaevi katliamının “emir belgesi”ni nihayet 2011 mart sonu bir köşede bulabildi:
“Arşivlenmesi gereken yer dışında olduğu görülmüştür.”
Fakat, her şeyi kayıt altına alan devlette, hiçbir video kaydı bulunmamıştır!
Başta dönemin medya yöneticileri, bugün demokrat, cumhuriyetçi filan saydığınız nice gazeteci ve köşe yazarı nezaretinde; uydurma manşet, düzmece haber, sahte fotoğraf desteğinde; hükümet, bürokrasi, Genelkurmay ve Jandarma’nın “Hayata Dönüş” diye yutturduğu katliamın kod adı “Tufan”mış!
***
Bir Tufan yaratılıp “dost kuvvetler”ce “düşman yaratıklar” katledilecek…
Devlet Nuh ya, koyacak gemiye belgeleri, hükümeti, komutanları, Adalet ve İçişleri bürokrasisini, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü’nü; birer nadide yaratık olarak ömür boyu “Tufan” vebalinden, suçluluğundan, hesabından kurtaracak!
Öldürülenler ölecek; onlar Tufan’dan sonra da soyunu sürdürecek!
Baktılar ki, adalet, yıllar sonra olsun, biraz sorumlu istiyor…
Attılar gemiden, çoktan terhis zavallı emir kulu erleri, katliam sanığı diye!
Sanki ülkede emirleri erler veriyor, sanki katliam planlarını erler yazıyor, sanki Tufan’ı erler ile o astsubay yaratıyor!
***
Emir diyor ki, “Yoğun gaz kullan.”
Bakmayın adı göz yaşartıcı diye; yoğunu ölümcül.
Adli Tıp’ta anlaşıldı ki, bedenleri yakan, göz yaşartıcıdan öte bir gazdı.
Büyük medya, cezaevinden çıkartılan Birsen Kars’ın “Bizi diri diri yaktılar” çığlığına o gün vicdanda yer bulabilse, gazın özü çoktan anlaşılacaktı.
Doğru, gaz göz yaşartıcıydı; delik deşik bedenler hıçkırıklara boğucu; cesede bile sıkılmış “acayip” denen mermiler feryat ve isyan ettiriciydi!
***
O hükümetin başbakanı Ecevit yaşamıyor; belki vicdan azabını yanında taşımıştır, belki öte dünyada yüzleşiyordur.
Ama koalisyon ortakları, en önemli bakanlar hayatta.
Artık hepsinin kod adı Tufan!
Başta Jandarma Genel Komutanı Yalman, Bölge Komutanı Hoş, Komando Özel Asayiş Komutanı Burhan Ergin, diğerleri; MGK’da “Tufan”a yol verenler, Cezaevlerinden sorumlu Genel Müdür ile müdürler…
Hepsinin kod adı artık Tufan!
***
Deniyor ki, “Emri verenlerin yargılanması yolu da açıldı.”
6 kadının diri diri yakıldığı Bayrampaşa duruşması bugün; bakalım açılacak mı?
Fakat adalet bazen şöyle tecelli etmiyor mu:
Bunları o gün de yazdınız, bugün de yazıyorsunuz mesela.
Belgeler 11 yıl gizlenmiş ama hakikat ilk günden tabak gibi. Yeter ki görün, yeter ki gizlemeyin, yeter ki yazın!
Sonra katliam cezaevlerinden en üst düzey sorumlu biri; “Adalet Bakanlığı” mührünü vurabildiği “şahsi tekzip”le mahkemelere gidiyor. Heyetin elinde “Adalet Bakanlığı” veya “HSYK” yazılı tekzip…
Anında tekzip kararı çıkıyor, hem de cesetlerin yanık, delik deşik fotoğrafları da itiraz dilekçelerine ekli olduğu halde.
***
Ne de olsa, yapan Tufan, yazan Tufan!
Erleri bırakın, esas Tufan’a hesap sorun!
Karar ve emir veren, icra eden Tufan’lar hesap versin; haber, manşet, yazı imal eden Tufan’lar hiç değilse utansın!
Umur Talu/Gazete Habertürk