Sayfalar Orhan Pamuk'la dolunca Hürriyet'e sordu: "Bir kâr ortaklığı mı var?"

Hürriyet gazetesinde çıkan Orhan Pamuk söyleşisi ve ardından Ahmet Hakan'ın da o söyleşiyi köşesine taşımasına sert eleştiri geldi: "Pamuk’la kâr ortaklığı mı var acaba?"

Ünlü iletişimci Nuran Yıldız, Orhan Pamuk haberleri nedeniyle Hürriyet gazetesini eleştirdi. Nuran Yıldız, Hürriyet gazetesine 'Orhan Pamuk ile bir kar ortaklığı mı var?' sorusunu yöneltti...

Hürriyet'in Pazar ekinde İhsan Yılmaz'ın Orhan Pamuk ile yaptığı röportaj iki sayfa olarak okurlara sunuldu. Ertesinde de Ahmet Hakan, o röportajı köşesine konu etti. Nuran Yıldız, Süperhaber'de kaleme aldığı yazısında bu durumu eleştirdi.

Nuran Yıldız, yazısında şöyle dedi: "Hürriyet’in 10 sayfaya inmiş pazar ekinde Orhan Pamuk’a iki sayfa ayrılmasını, yetmemiş gibi yayın yönetmeninin köşesini ayırmasını anlamıyorum. Pamuk’la kâr ortaklığı mı var acaba?"

İşte Nuran Yıldız'ın o yazısı...

MEDYAYA DAİR MERAKLARIM

Hürriyet’in 10 sayfaya inmiş pazar ekinde Orhan Pamuk’a iki sayfa ayrılmasını, yetmemiş gibi yayın yönetmeninin köşesini ayırmasını anlamıyorum. Pamuk’la kâr ortaklığı mı var acaba?

Yine Pamuk’un, “Salgın konusunda yazmaya 40 yıl önce karar vermiştim, tesadüf korona salgını oldu” ifadesini pazarlama hilesi olarak gören bir ben miyim?

TRT’nin “Bir Zamanlar Kıbrıs “ dizisi de, “Teşkilât” gibi aşk soslu sabun köpüğü mü olacak acaba?

Cumhuriyet’in, Barış Pehlivan gibi bir yazara yazı yazdırması için Enver Aysever’le yolları ayırması mı gerekiyordu?

TRT 2’de Türk filmi “Kış Uykusu” filminde alkol sahnelerinin buzlanmadan yayınlandığı saatlerde, Kanal D’de, ABD yapımı “Siyahlı Kadın”ın buzlanmış yayınlaması RTÜK’le mi, öğrenilmiş çaresizlikle mi ilgili?

“Bana bir şey olmaz”cı Gülben Ergen’in, ne kadar magazinlik sorun yaşarsa yaşasın medyamızda hep iyi şekilde yer almasının arkasındaki mekanizmayı anlatacak biri var mı?

İsmail Küçükkaya’nın eski eşinin ifade özgürlüğünü engelleyici mahkeme kararları aldırmasına kızanlar, eski eşe dönüp “Adam seni nikâh günü sabah dövmüşse, neden gidip evlendin?” sorusunu neden sormazlar?

Oksijen gazetesi, bir bana mı Hürriyet Pazar’ın eski halini hatırlatıyor?

“Günde beş farklı renkte meyve sebze yemenin sekiz yılda kalp krizi geçirme riskini yüzde 22 azalttığını” yazan Mehmet Öz komedisi halâ nasıl ilgi görüyor olabilir? Medyada yemek yazarı olmakla bin yıllık sebzeli tavuk suyuna “stock” denmesi arasında bir ilişki mi var? Mehmet Özer sebzeli et suyuna o nedenle mi “stock” diyor?

Sosyal medyayı reklam ortamı olarak kutsayanların, örneğin Facebook’un hedef kitleyi tutturma oranının yüzde 41 olduğundan haberi var mı acaba?