''SAVCILARA TRT ÜZERİNDEN TALİMAT VERİLDİ!..'' BU ŞOK İDDİA KİME AİT?
Dursun Çiçek soruşturmayı yürüten savcılara ifade verirken, TRT 2 kanalında, ‘Çiçek'in tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildiği' haberi verildi.
Gazeteci Zübeyir Kındıra, “Islak İmza” adını taşıyan kitabında, Kıdemli Albay Çiçek’in sorgusu sırasında savcıların TRT 2’yi izlediği ve Çiçek’in “savcılara TRT üzerinden talimat verildiğini” söylediği, “Dikkat edin Sayın Savcı, geminiz Titanic’e benzemesin!” dediği iddia edildi.
Gazeteci Zübeyir Kındıra, Kıdemli Albay Dursun Çiçek tarafından yazıldığı iddia edilen “İrticayla Mücadele Eylem Planı” isimli belge etrafında yaşanan olayları, “Islak İmza” adıyla kitaplaştırdı. Kitapta yer alan bir iddiaya göre, Dursun Çiçek soruşturmayı yürüten savcılara ifade verirken, TRT 2 kanalında, ‘Çiçek’in tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildiği’ haberi verildi. Milliyet’in haberine göre Çiçek, “Savcılara TRT üzerinden talimat verildiğini” iddia etti. Kındıra’nın kitabından bazı bölümler şöyle:
SORGUDA TELEVİZYONA BAKIYORLARDI: Dursun Çiçek’in (savcılık) ifadesi sürerken, odada bir televizyon vardı ve TRT 2 kanalı açıktı. Savcıların sürekli olarak televizyonu izlediğini, hatta sorgunun bir noktasında adeta sorulara ara verip, tüm savcıların televizyona odaklandığı dikkatini çekti.
Sorgunun ortalarındayken, TRT 2 son dakika bilgisi olarak, ‘Çiçek’in tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildiğini’ duyurdu. Ancak, henüz sorgu bitmemişti bile. Çiçek savcılara ‘Bu nedir?’ diye sordu. Savcılar, ‘Ne yapalım? Basını kontrol edemiyoruz’ diye yanıt verdiler. Çiçek, ‘Savcılara TRT üzerinden talimat verildiğini’ iddia etti. Nitekim saatler önce TRT 2’de verilen bilgi, saatler sonra doğru çıktı. Savcılar, Dursun Çiçek’i tutuklama istemiyle mahkemeye sevk kararı verdiler.”
TİTANİC’E BENZEMESİN: Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, ‘Bizim soruşturmamız öyle Askeri Savcılığın yaptığı gibi bir soruşturmaya benzemez. Öyle kısa sürmez. Bizim dosyamız kabarık, gemimiz büyük. Soruşturmamız uzun sürer, sorgulamamız da uzun sürer’ dedi. Bu sözler üzerine Dursun Çiçek, Öz’e, ‘Dikkat edin sayın Savcı, geminiz Titanic’e benzemesin! Titanic gibi batmasın’ deyiverdi.”
ÇİÇEK, ELDİVENLE İNCELEDİ: Sorgunun bir yerinde, (Çiçek) ‘Orijinal denilen belgeyi ve ıslak denilen imzayı görmek istiyorum’ isteğinde bulundu. Savcılar önce bu isteği yerine getirmek istemediler. Çiçek, ‘Eğer göstermezseniz bu sorgu burada biter‘ dedi. Bu ısrar üzerine, bir görevli ünlü ıslak imzalı belgeyi getirdi. Belgeyi dosyadan çıkartan Savcı Öz, Çiçek’e uzattı. Çiçek, çantasından, beyaz eldivenlerini çıkarttı, giydi. Ve sonra belgeyi alıp, inceledi. Savcıların neden eldiven giydiğini sormaları üzerine, ‘Bu belgeyi ben hazırlamadım. Parmak izi aranması sırasında izim olmadığı görülecek’ diye yanıt verdi.”
Gazeteci Zübeyir Kındıra, Kıdemli Albay Dursun Çiçek tarafından yazıldığı iddia edilen “İrticayla Mücadele Eylem Planı” isimli belge etrafında yaşanan olayları, “Islak İmza” adıyla kitaplaştırdı. Kitapta yer alan bir iddiaya göre, Dursun Çiçek soruşturmayı yürüten savcılara ifade verirken, TRT 2 kanalında, ‘Çiçek’in tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildiği’ haberi verildi. Milliyet’in haberine göre Çiçek, “Savcılara TRT üzerinden talimat verildiğini” iddia etti. Kındıra’nın kitabından bazı bölümler şöyle:
SORGUDA TELEVİZYONA BAKIYORLARDI: Dursun Çiçek’in (savcılık) ifadesi sürerken, odada bir televizyon vardı ve TRT 2 kanalı açıktı. Savcıların sürekli olarak televizyonu izlediğini, hatta sorgunun bir noktasında adeta sorulara ara verip, tüm savcıların televizyona odaklandığı dikkatini çekti.
Sorgunun ortalarındayken, TRT 2 son dakika bilgisi olarak, ‘Çiçek’in tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildiğini’ duyurdu. Ancak, henüz sorgu bitmemişti bile. Çiçek savcılara ‘Bu nedir?’ diye sordu. Savcılar, ‘Ne yapalım? Basını kontrol edemiyoruz’ diye yanıt verdiler. Çiçek, ‘Savcılara TRT üzerinden talimat verildiğini’ iddia etti. Nitekim saatler önce TRT 2’de verilen bilgi, saatler sonra doğru çıktı. Savcılar, Dursun Çiçek’i tutuklama istemiyle mahkemeye sevk kararı verdiler.”
TİTANİC’E BENZEMESİN: Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, ‘Bizim soruşturmamız öyle Askeri Savcılığın yaptığı gibi bir soruşturmaya benzemez. Öyle kısa sürmez. Bizim dosyamız kabarık, gemimiz büyük. Soruşturmamız uzun sürer, sorgulamamız da uzun sürer’ dedi. Bu sözler üzerine Dursun Çiçek, Öz’e, ‘Dikkat edin sayın Savcı, geminiz Titanic’e benzemesin! Titanic gibi batmasın’ deyiverdi.”
ÇİÇEK, ELDİVENLE İNCELEDİ: Sorgunun bir yerinde, (Çiçek) ‘Orijinal denilen belgeyi ve ıslak denilen imzayı görmek istiyorum’ isteğinde bulundu. Savcılar önce bu isteği yerine getirmek istemediler. Çiçek, ‘Eğer göstermezseniz bu sorgu burada biter‘ dedi. Bu ısrar üzerine, bir görevli ünlü ıslak imzalı belgeyi getirdi. Belgeyi dosyadan çıkartan Savcı Öz, Çiçek’e uzattı. Çiçek, çantasından, beyaz eldivenlerini çıkarttı, giydi. Ve sonra belgeyi alıp, inceledi. Savcıların neden eldiven giydiğini sormaları üzerine, ‘Bu belgeyi ben hazırlamadım. Parmak izi aranması sırasında izim olmadığı görülecek’ diye yanıt verdi.”