Savcıdan Aziz Yıldırım'a Hıncal Uluç yanıtı: Basın özgürdür!
Uluç hakkında, bir televizyon programında Fenerbahçe Kulübü Başkanı Yıldırım'a hakaret ettiği iddiasıyla başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcısı Levent Kandemir tarafından verilen takipsizlik kararında, Aziz Yıldırım'ın, Hıncal Uluç'un 31 Ağustos'ta katıldığı bir televizyon programında kendisine hakaret ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğu aktarıldı.
Suç duyurusu kapsamında soruşturma başlatıldığı anımsatılan takipsizlik kararında, şüpheli Uluç'un alınan ifadesinde, 30 Ağustos tarihinde Antalyaspor ile Fenerbahçe arasında oynanan maçın ardından, Yıldırım'ın yaptığı açıklamalara ilişkin Vatan gazetesinde Önder Gülen imzasıyla yayınlanmış haber hakkında yorumda bulunduğunu anlattığı belirtildi.
Kararda, Uluç'un ifadesinde, söz konusu habere ilişkin kamuoyunun haber alma ve basının haber verme hakkı çerçevesinde eleştiri ve değerlendirme yaptığını, alenileşen haberi mesleki bilgisi, ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında gazeteci sıfatıyla kamuoyuyla paylaştığı, Yıldırım'a hakaret etme ve aşağılama gibi bir kastının olmadığı şeklinde beyanda bulunduğu bildirildi.
- "Eleştiri ve kamuoyunu bilgilendirme hakkı kullanıldı"
Basın Kanunu'nun 3. maddesine göre basının özgür olduğu belirtilen takipsizlik kararında, bu özgürlüğün bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerdiği vurgulandı.
Takipsizlik kararında, basının görevinin de toplumu ilgilendiren konularda gerçeğe uygun haber vermek olduğu anlatılarak, "Basının görevi, gerektiğinde olayları ve kurumları eleştirmek ve kamuoyu oluşturmaktır" ifadesi kullanıldı.
Kamu yararını ilgilendiren bilgi ve fikirlerin açıklanmasının da basının görevi olduğu bildirilen takipsizlik kararında, şunlar kaydedildi:
"İfade ve basın özgürlüğünün istisnalarının dar ve ikna edici biçimde yorumlanması gerektiği, kamu yararını ilgilendiren bilgi ve fikirlerin açıklanmasının basının görevi olduğu, basın özgürlüğünün bir derece abartmayı, hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerebileceği, nesnel bir açıklama ile desteklenen polemik niteliğindeki değerlendirmelerin asılsız ve kişisel saldırı olarak değerlendirilemeyeceği, ifade özgürlüğünün resmi görevlileri eleştiriyi de içereceği ve bu halde daha geniş bir koruma alanı olduğu düşünülmelidir."
Kararda, söz konusu bu dosyada da haber verme, eleştiri ve kamuoyunu bilgilendirme hakkının kullanıldığına işaret edilerek, hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği belirtildi.
Suç duyurusu kapsamında soruşturma başlatıldığı anımsatılan takipsizlik kararında, şüpheli Uluç'un alınan ifadesinde, 30 Ağustos tarihinde Antalyaspor ile Fenerbahçe arasında oynanan maçın ardından, Yıldırım'ın yaptığı açıklamalara ilişkin Vatan gazetesinde Önder Gülen imzasıyla yayınlanmış haber hakkında yorumda bulunduğunu anlattığı belirtildi.
Kararda, Uluç'un ifadesinde, söz konusu habere ilişkin kamuoyunun haber alma ve basının haber verme hakkı çerçevesinde eleştiri ve değerlendirme yaptığını, alenileşen haberi mesleki bilgisi, ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında gazeteci sıfatıyla kamuoyuyla paylaştığı, Yıldırım'a hakaret etme ve aşağılama gibi bir kastının olmadığı şeklinde beyanda bulunduğu bildirildi.
- "Eleştiri ve kamuoyunu bilgilendirme hakkı kullanıldı"
Basın Kanunu'nun 3. maddesine göre basının özgür olduğu belirtilen takipsizlik kararında, bu özgürlüğün bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerdiği vurgulandı.
Takipsizlik kararında, basının görevinin de toplumu ilgilendiren konularda gerçeğe uygun haber vermek olduğu anlatılarak, "Basının görevi, gerektiğinde olayları ve kurumları eleştirmek ve kamuoyu oluşturmaktır" ifadesi kullanıldı.
Kamu yararını ilgilendiren bilgi ve fikirlerin açıklanmasının da basının görevi olduğu bildirilen takipsizlik kararında, şunlar kaydedildi:
"İfade ve basın özgürlüğünün istisnalarının dar ve ikna edici biçimde yorumlanması gerektiği, kamu yararını ilgilendiren bilgi ve fikirlerin açıklanmasının basının görevi olduğu, basın özgürlüğünün bir derece abartmayı, hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerebileceği, nesnel bir açıklama ile desteklenen polemik niteliğindeki değerlendirmelerin asılsız ve kişisel saldırı olarak değerlendirilemeyeceği, ifade özgürlüğünün resmi görevlileri eleştiriyi de içereceği ve bu halde daha geniş bir koruma alanı olduğu düşünülmelidir."
Kararda, söz konusu bu dosyada da haber verme, eleştiri ve kamuoyunu bilgilendirme hakkının kullanıldığına işaret edilerek, hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği belirtildi.