''SAVCI OLACAK ADAM; ETYEN MAHCUPYAN!"
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Etyen Mahcupyan'ın son gözaltılarla ilgili yorumlarına tersten çaktı!
Savcı olacak adam: Etyen Mahçupyan
- Etyen Mahçupyan diyor ki: “Şener ve Şık normal habercilik faaliyetinin dışına çıkan bir bilgi ve belge derlemesine dayanarak kitaplar yazdılar ve yazmaktalar. Kullandıkları bilgi devletin içindeki çatışma halindeki grupların birinden gelmekte. Bu durumda kitapların ‘asıl’ yazarı kim, diye sormak doğaldır.”
- Ben de diyorum ki: “Diyelim ki gerçekten öyle... Gerçekten de Şener ve Şık, devlet içinde çatışan gruplardan birinden aldıkları bilgileri kitap yaptılar. Peki devlet içinde çatışan grupların diğerinden aldıkları bilgi ve belgeleri kitap yapanları ne yapacağız? Onlar niye Silivri’ye tıkılmıyor?”
* * *
- Etyen Mahçupyan diyor ki: “Ahmet Şık’ın kitabının adı ‘İmamın Ordusu’ imiş. Gülen hareketi ile ilgili kitap yazmaya kalkan, bu hareketin Emniyet içindeki yapısını gerçekten analiz etmek isteyen birinin bu başlığı tercih etmesi pek inandırıcı değil. Bu başlık okuyucuyu tahrik eden, içeriğinin saldırganlığını daha ilk cümleden belli eden nitelikte...”
- Ben de diyorum ki: “Kitabın adı berbat, kışkırtıcı, art niyetli olabilir. Kitabın adından yola çıkılarak içerikle ilgili kanaat de belirtilebilir. Ama önce kitabın yayınlanması, yazarın aramızda dolaşıyor olması gerekmez mi? Art niyetli kitap yazarları ne zamandan beri kodese atılır oldu?”
* * *
- Etyen Mahçupyan diyor ki: “Ahmet Şık, gözaltına alındığında da ‘Dokunan yanıyor’ demişti. Oysa Gülen hareketinin aleyhine ağır iddialarda bulunan onlarca kitap yayımlandı ve hiçbirinin yazarı ‘yanmadı’. Demek ki mesele dokunmak değil, dokunurken ne yaptığınız, neyin parçası olduğunuz.”
- Ben de diyorum ki: Demek ki bundan böyle “Gülen hareketine neresinden dokunulur?” diye bir rehberimiz olacak elimizin altında. Ayrıca ne demek “bir şeyin parçası olarak” dokunmak? Bir kitap böyle mi değerlendirilir?
* * *
- Etyen Mahçupyan diyor ki: “Nedim Şener gözaltı sırasında da tatsız bir hamle yaptı: ‘Hrant için, adalet için’ diye bağırdı. Yani kendine yapılanları Hrant’a yapılanlarla aynı kaba soktu. Hrant’ın manevi mirasının bir rant alanı haline geldiğini biliyoruz.”
- Ben de diyorum ki: Hrant’ın eşi, kardeşi ve oğlu da Nedim Şener ve Ahmet Şık için ayaklandı. Her türlü desteği verdiler, veriyorlar. Yoksa onlar da mı “Hrant’ın manevi mirasının rantçıları”? Ya da şöyle sorayım: Bir tek Etyen Mahçupyan mıdır Hrant’ın manevi mirasının sürdürücüsü?
Ahmet HAKAN / HÜRRİYET
- Etyen Mahçupyan diyor ki: “Şener ve Şık normal habercilik faaliyetinin dışına çıkan bir bilgi ve belge derlemesine dayanarak kitaplar yazdılar ve yazmaktalar. Kullandıkları bilgi devletin içindeki çatışma halindeki grupların birinden gelmekte. Bu durumda kitapların ‘asıl’ yazarı kim, diye sormak doğaldır.”
- Ben de diyorum ki: “Diyelim ki gerçekten öyle... Gerçekten de Şener ve Şık, devlet içinde çatışan gruplardan birinden aldıkları bilgileri kitap yaptılar. Peki devlet içinde çatışan grupların diğerinden aldıkları bilgi ve belgeleri kitap yapanları ne yapacağız? Onlar niye Silivri’ye tıkılmıyor?”
* * *
- Etyen Mahçupyan diyor ki: “Ahmet Şık’ın kitabının adı ‘İmamın Ordusu’ imiş. Gülen hareketi ile ilgili kitap yazmaya kalkan, bu hareketin Emniyet içindeki yapısını gerçekten analiz etmek isteyen birinin bu başlığı tercih etmesi pek inandırıcı değil. Bu başlık okuyucuyu tahrik eden, içeriğinin saldırganlığını daha ilk cümleden belli eden nitelikte...”
- Ben de diyorum ki: “Kitabın adı berbat, kışkırtıcı, art niyetli olabilir. Kitabın adından yola çıkılarak içerikle ilgili kanaat de belirtilebilir. Ama önce kitabın yayınlanması, yazarın aramızda dolaşıyor olması gerekmez mi? Art niyetli kitap yazarları ne zamandan beri kodese atılır oldu?”
* * *
- Etyen Mahçupyan diyor ki: “Ahmet Şık, gözaltına alındığında da ‘Dokunan yanıyor’ demişti. Oysa Gülen hareketinin aleyhine ağır iddialarda bulunan onlarca kitap yayımlandı ve hiçbirinin yazarı ‘yanmadı’. Demek ki mesele dokunmak değil, dokunurken ne yaptığınız, neyin parçası olduğunuz.”
- Ben de diyorum ki: Demek ki bundan böyle “Gülen hareketine neresinden dokunulur?” diye bir rehberimiz olacak elimizin altında. Ayrıca ne demek “bir şeyin parçası olarak” dokunmak? Bir kitap böyle mi değerlendirilir?
* * *
- Etyen Mahçupyan diyor ki: “Nedim Şener gözaltı sırasında da tatsız bir hamle yaptı: ‘Hrant için, adalet için’ diye bağırdı. Yani kendine yapılanları Hrant’a yapılanlarla aynı kaba soktu. Hrant’ın manevi mirasının bir rant alanı haline geldiğini biliyoruz.”
- Ben de diyorum ki: Hrant’ın eşi, kardeşi ve oğlu da Nedim Şener ve Ahmet Şık için ayaklandı. Her türlü desteği verdiler, veriyorlar. Yoksa onlar da mı “Hrant’ın manevi mirasının rantçıları”? Ya da şöyle sorayım: Bir tek Etyen Mahçupyan mıdır Hrant’ın manevi mirasının sürdürücüsü?
Ahmet HAKAN / HÜRRİYET