Savcı duruşmaya katılmadı, 'Montrö Bildirisi' davası ertelendi

104 emekli amiralin yargılandığı ‘Montrö Bildirisi’ davası, savcının mazeret bildirmesi üzerine ertelendi. Avukat Hüseyin Ersöz, savcının duruşmaya katılmasının “olağan" olmadığını belirtti.

Montrö Sözleşmesi ile ilgili bildiri yayımladıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan 104 emekli amiral bugün üçüncü kez daha hakim karşısına çıktı.

Ankara 20'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, esas savcı mazeretli olduğundan geçici görevli savcı mütalaa okunması için süre talebinde bulundu. Talebi uygun bulan mahkeme, davayı 7 Ekim 2020 tarihine erteledi.

AVUKATLARDAN TEPKİ
Davanın 7 Ekim'e ertelenmesinin ardından mahkeme başkanı, son savunmaların da ekim ayı içerisinde alınacağını belirtti. Avukatlar da bunun üzerine "ceza isteneceğine eminsiniz ki son savunmaları alacağız diyorsunuz" tepkisini gösterdi.

104 emekli amiral, Nisan 2021’de, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve üniformasıyla gittiği tarikat evinde cüppe ve sarıklı fotoğraları basına sızan Tuğamiral Mehmet Sarı’ya ilişkin açıklama yapmış, bunun üzerine “suç işlemek için anlaşma” gerekçesiyle haklarında dava açılmıştı.

İlk duruşması mart, ikinci duruşması ise haziranda görülen davada dosyanın, esas hakkında mütalaasını hazırlamak üzere savcılığa gönderilmesi kararlaştırılmıştı.

"OLAĞAN BİR UYGULAMA DEĞİL"
Emekli amirallerin avukatlarından Hüseyin Ersöz, duruşma sonrası Twitter hesabından açıklamalarda bulundu.

Ersöz açıklamasında, savcının duruşmaya katılmasının “olağan bir durum olmadığını” ifade etti. Ersöz devamında, “Sanıkların sorgularını bulundukları illerdeki Mahkemeler aracılığıyla yapan Heyetin, bu kez ‘Ankara’da savunmalarını alacağım’ demesini olumlu algılamak zor. Süreci kısaltmak ve bir an önce karar vermek istedikleri açık” dedi.

Ersöz’ün açıklamaları şöyle:

"Emekli Amiraller Basın Açıklaması Davası’nda, Savcı mazaretli olduğu için Esasa İlişkin Mütalaa açıklanmadı. Mahkeme Başkanı ise duruşmayı 7 Ekim’e ertelediklerini ve ekim ayında savunmaları tamamlamayı planladıklarını açıkladı. Bu olağan bir uygulama değil!

Sanıkların sorgularını bulundukları illerdeki mahkemeler aracılığıyla yapan Heyetin, bu kez ‘Ankara’da savunmalarını alacağım’ demesini olumlu algılamak zor. Süreci kısaltmak ve bir an önce karar vermek istedikleri açık.

Aşamalarda yaşanan hukuka aykırı karar ve uygulamalar, bu davayı siyasi bir niteliğe büründürüyor. İfade hürriyeti koruması altındaki, barışçıl bir basın açıklamasında verilebilecek tek karar ancak 'Beraat' olabilir. Ancak davanın siyasi niteliği endişelerimizi arttırıyor.

Bu davada yaşanan haksız özgürlük kısıtlamaları ve ifade hürriyeti ihlali ile ilgili AYM Başkanlığı önünde bekleyen Bireysel Başvuru dosyalarımız var. Olası bir hukuki çıkmazı, vereceği hak ihlali kararıyla Yüksek Mahkeme çözebilir."