SAVCI CUMHURİYET GAZETESİNİ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN YAYIN ORGANI İLAN ETTİ!
İddianame hazırlandı, mahkeme kabul etti. İddianamedeki Cumhuriyet gazetesi hakkındaki detay şaşırttı!..
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da aralarında olduğu 12’si tutuklu 14 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İddianamede “silahlı terör örgütüne yardım etmek" le suçlanan Şener ve Şık’ın 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Oy birliğiyle kabul edildi
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından hazırlanan 134 sayfalık iddianame Başsavcı Vekili Fikret Seçen tarafından onaylanmasının ardından iddianame, yeni açılan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İddianameyi inceleyen mahkeme, iddianameyi oy birliğiyle kabul etti. Duruşma tarihi ise Pazartesi günü belli olacak.
Bir numaralı sanık Yalçın Küçük
İddianamede, bir numaralı sanık olarak Yalçın Küçük yer alıyor. Sanıklar Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Ahmet Şık, Hanefi Avcı, Nedim Şener, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Doğan Yurdakul, Müesser Uğur, Coşkun Musluk, Sait Çakır ve Kaşif Kozinoğlu ile tutuksuz şüpheliler Ahmet Mümtaz İdil ve İklim Ayfer Kaleli’nin “Silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütüne yardım etmek, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek, açıklanması yasaklanan belgeleri temin etmek, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, kişisel verileri kaydetmek ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek" gibi iddialarla suçlanıyor.
Şık ve Şener için 15 yıla kadar hapis istemi
İddianamede şüpheli gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener’in “Silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede Yalçın Küçük, örgütün yöneticisi olmakla suçlanıyor.
Oda TV iddianamesinde Nazlı Ilıcak "davacı" sıfatıyla bulunuyor
Davanın 14 sanığı sırasıyla şöyle: Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Doğan Yurdakul, Müyesser Uğur, Coşkun Musluk, Muhammet Sait Çakır, Ahmet Şık, Hanefi Avcı, Nedim Şener, Kaşif Kozinoğlu, Ahmet Mümtaz İdil, İklim Ayfer Kaleli.
"Ergenekon’un kurduğu medya örgütleri"
Ergenekon’un kamuoyunu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek amacıyla bir medya yapılanmasının bulunduğu öne sürülen iddianamede, bu doğrultudaki hedeflerin ele geçirilen, "Ergenekon-Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Strateji Geliştirme Projesi" isimli belgede anlatıldığına değinildi. İddianamede silahlı terör örgütü olarak anılan Ergenekon’un, bugüne kadar, "Ulusal Kanal, Avrasya Tv, Aydınlık Dergisi, Cumhuriyet Gazetesi, Strateji Dergisi, Kanal B, Vatanseverinfo ve Acikistihbarat isimli web siteleri gibi medya organlarının bir kısmını kurdurduğu bir kısmını da kontrol altına alarak yönlendirdiği anlaşılmış, daha önceki iddianamelerde bu medya organları aracılığıyla yürütülen faaliyetler ayrıntılı olarak anlatılmıştır."
"Örgütün internet medyası: Oda TV"
İddianamede, "Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Yöneticisi" olarak Yalçın Küçük’ün Soner Yalçın ve Oda TV çalışanları ile örgütsel bağlantısının tespit edildiği öne sürüldü. Ayrıca Soner Yalçın, Ergenekon kapsamında soruşturma altında olan isimlerle bağlantısı da suç delili olarak sayıldı. İddianamede şu ifadelere yer verildi:
"Yalçın Küçük’ün talimatı ile örgütün internet medyasını oluşturan Oda TV’de örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda yönlendirme amaçlı yayın yapıldığı ve bu doğrultuda kamuoyunun şekillendirilmeye çalışıldığı tespit edilmiştir."
Bu kez özen göstermişler
Bugüne kadar özel hayatı ifşa etmek ve ilgisi bulunmayan kişilere ilişkin bilgileri vermekle eleştirilen iddianamelerin aksine Oda TV iddianamesinde, "mümkün mertebe özel hayatın gizliliğine dikkat edilerek, şüpheliler ve soruşturma konusu suçla irtibatı olmayan üçüncü şahısların isimleri baş harfleri yazılmak suretiyle kısaltılmıştır. Mahkeme kararları doğrultusunda tesbiti yapılan telefon görüşmelerinde delil mahiyetinde olmayan özel görüşmeler iddianame içerisine alınmamıştır" denildi.
"Yalçın Küçük’ün talimatları"
İddianamede Oda TV’de bulunan "Hocadan Notlar" adlı bir belge deliller arasında sayıldı. Yalçın Küçük’ün "talimatlarının" bulunduğunun öne sürüldüğünü belgenin içeriğine ilişkin iddianamede şunları yazıldı:
- Örgütün Öcalan’ın kontrolünde olduğu sürekli vurgula. Örgütü zayıf gösterecek yayınlardan uzak dur. PKK’yla ilgili sıkıntı çıkaracak haber yapılmaması konusu… Örgütü tek bir yapı olarak lanse etmeli. Örgüt kürt hareketinin tek temsilcisi."
- Pehlivan’a söyleyelim şehit cenazelerini öne çekelim, hükümete karşı kullanalım. İmralı’dan gelenleri çarpıcı bir şekilde vurgula… PKK’ özdeştir Kürtler, Kürtlerin tek sözcüsü …Kürtlerle konuşulacaksa PKK ile konuşulacak… Satır aralarında vurgulayalım. Tek muhatap Öcalan. Öcalan’ın söylemlerini sürekli gündemde kalsın. Hükümet ile anlaşma yönünde gündemi sıcak kalsın. Bu konuda propaganda çok önemli, örgütün eylemleri bu noktada kullanılabilir.
Cemaat PKK ile anlaştı, yakınlaşıyor konusu işlensin, bir şeyler bulun. Medya önünde bir temas şekli yaratılamaz mı? Örgüte destek veren iş adamlarının çocuklarından bu okullarda okuyan yok mu? Bunların medyasında eskiden örgüte yakın yayınlarda çalışmış eleman? Sivil toplum kuruluşlarında, ortak sivil inisiyatiflerde yan yana getirmeye çalışalım, makul temaslar kurduralım, yandaş medyadaki bazı isimler aracı olsun.
- AKP ve Cemaat kamuoyunda kısa vade en etkili şekilde PKK üzerinden vurulabilir. Her türlü fırsat değerlendirilmeli. Cemaat yurt dışı istihbarat örgütleri ile bağlantılı gösterelim özellikle İsrail ve Amerika. AKP yolsuzluk ile ilgili en küçük detayı atlamayalı Algı önemli, olsa da olmasa da.
- Ordunun olmazsa olmaz olduğu vurgusunu her fırsatta gündeme taşımak önemli; özellikle şehit cenazeleri büyük bir fırsat Öcalan’ın ve BDP’nin her açıklaması, ordunun yıpranması bunlara alan açtı şeklinde verilmeli. Her şehit cenazesinde komutanlar içeride vurgusu.
- Genkurla irtibatın Doğan üzerinden olması doğru. Bilgi belge onun üzerinden alınsın verilsin. Ona güvenimizin tam olduğunu çalışan herkese gösterelim…
- Şikayetler her geçen gün artıyor. Sanıklara destek açısından farklı muamele var deniyor. Ç.Doğan, Haberal, kategorisi ile D.Çiçek, M.Tekin vs. kategorisi kıyaslanıyor. Ciddi rahatsızlık var. Derlenen şikayet notu çok ayrıntılı, sanıklardan bazıları çok şey biliyor. kime ne kadar maddi yardım, teknik savunma yardımı, medya desteği var, tek tek çıkarılmış. Bir itiraf furyası başlarsa bütün kategoriler aynı anda çöker, bu nokta bizce çok ciddi, daha önce de aktardık, tutumumuzu gözden geçirmeliyiz.
-Öcalan ile aynı safta görünmemiz sürece zarar veriyor, Öcalan’a M.Öztüzün üzerinden AKP’ye sıcak mesajlar vermesi iletilsin. (Müyesser bakacak)
-Turgut Kazan’ın Demirtaş ile görüşmesinin deşifre olması ters tepti, her yere sızmışlar daha dikkatli olmalı. Yaver daha dikkatli olmalıydı… Yaverin Yargıtay’daki odasında ve K.Karaca’nın evinde böcek var mı bakılacak (Müyesser ilgilensin)" ifadelerine yer verildiği görülmüştür.
İddianamede “silahlı terör örgütüne yardım etmek" le suçlanan Şener ve Şık’ın 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Oy birliğiyle kabul edildi
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından hazırlanan 134 sayfalık iddianame Başsavcı Vekili Fikret Seçen tarafından onaylanmasının ardından iddianame, yeni açılan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İddianameyi inceleyen mahkeme, iddianameyi oy birliğiyle kabul etti. Duruşma tarihi ise Pazartesi günü belli olacak.
Bir numaralı sanık Yalçın Küçük
İddianamede, bir numaralı sanık olarak Yalçın Küçük yer alıyor. Sanıklar Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Ahmet Şık, Hanefi Avcı, Nedim Şener, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Doğan Yurdakul, Müesser Uğur, Coşkun Musluk, Sait Çakır ve Kaşif Kozinoğlu ile tutuksuz şüpheliler Ahmet Mümtaz İdil ve İklim Ayfer Kaleli’nin “Silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütüne yardım etmek, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek, açıklanması yasaklanan belgeleri temin etmek, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, kişisel verileri kaydetmek ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek" gibi iddialarla suçlanıyor.
Şık ve Şener için 15 yıla kadar hapis istemi
İddianamede şüpheli gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener’in “Silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede Yalçın Küçük, örgütün yöneticisi olmakla suçlanıyor.
Oda TV iddianamesinde Nazlı Ilıcak "davacı" sıfatıyla bulunuyor
Davanın 14 sanığı sırasıyla şöyle: Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Doğan Yurdakul, Müyesser Uğur, Coşkun Musluk, Muhammet Sait Çakır, Ahmet Şık, Hanefi Avcı, Nedim Şener, Kaşif Kozinoğlu, Ahmet Mümtaz İdil, İklim Ayfer Kaleli.
"Ergenekon’un kurduğu medya örgütleri"
Ergenekon’un kamuoyunu kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek amacıyla bir medya yapılanmasının bulunduğu öne sürülen iddianamede, bu doğrultudaki hedeflerin ele geçirilen, "Ergenekon-Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Strateji Geliştirme Projesi" isimli belgede anlatıldığına değinildi. İddianamede silahlı terör örgütü olarak anılan Ergenekon’un, bugüne kadar, "Ulusal Kanal, Avrasya Tv, Aydınlık Dergisi, Cumhuriyet Gazetesi, Strateji Dergisi, Kanal B, Vatanseverinfo ve Acikistihbarat isimli web siteleri gibi medya organlarının bir kısmını kurdurduğu bir kısmını da kontrol altına alarak yönlendirdiği anlaşılmış, daha önceki iddianamelerde bu medya organları aracılığıyla yürütülen faaliyetler ayrıntılı olarak anlatılmıştır."
"Örgütün internet medyası: Oda TV"
İddianamede, "Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Yöneticisi" olarak Yalçın Küçük’ün Soner Yalçın ve Oda TV çalışanları ile örgütsel bağlantısının tespit edildiği öne sürüldü. Ayrıca Soner Yalçın, Ergenekon kapsamında soruşturma altında olan isimlerle bağlantısı da suç delili olarak sayıldı. İddianamede şu ifadelere yer verildi:
"Yalçın Küçük’ün talimatı ile örgütün internet medyasını oluşturan Oda TV’de örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda yönlendirme amaçlı yayın yapıldığı ve bu doğrultuda kamuoyunun şekillendirilmeye çalışıldığı tespit edilmiştir."
Bu kez özen göstermişler
Bugüne kadar özel hayatı ifşa etmek ve ilgisi bulunmayan kişilere ilişkin bilgileri vermekle eleştirilen iddianamelerin aksine Oda TV iddianamesinde, "mümkün mertebe özel hayatın gizliliğine dikkat edilerek, şüpheliler ve soruşturma konusu suçla irtibatı olmayan üçüncü şahısların isimleri baş harfleri yazılmak suretiyle kısaltılmıştır. Mahkeme kararları doğrultusunda tesbiti yapılan telefon görüşmelerinde delil mahiyetinde olmayan özel görüşmeler iddianame içerisine alınmamıştır" denildi.
"Yalçın Küçük’ün talimatları"
İddianamede Oda TV’de bulunan "Hocadan Notlar" adlı bir belge deliller arasında sayıldı. Yalçın Küçük’ün "talimatlarının" bulunduğunun öne sürüldüğünü belgenin içeriğine ilişkin iddianamede şunları yazıldı:
- Örgütün Öcalan’ın kontrolünde olduğu sürekli vurgula. Örgütü zayıf gösterecek yayınlardan uzak dur. PKK’yla ilgili sıkıntı çıkaracak haber yapılmaması konusu… Örgütü tek bir yapı olarak lanse etmeli. Örgüt kürt hareketinin tek temsilcisi."
- Pehlivan’a söyleyelim şehit cenazelerini öne çekelim, hükümete karşı kullanalım. İmralı’dan gelenleri çarpıcı bir şekilde vurgula… PKK’ özdeştir Kürtler, Kürtlerin tek sözcüsü …Kürtlerle konuşulacaksa PKK ile konuşulacak… Satır aralarında vurgulayalım. Tek muhatap Öcalan. Öcalan’ın söylemlerini sürekli gündemde kalsın. Hükümet ile anlaşma yönünde gündemi sıcak kalsın. Bu konuda propaganda çok önemli, örgütün eylemleri bu noktada kullanılabilir.
Cemaat PKK ile anlaştı, yakınlaşıyor konusu işlensin, bir şeyler bulun. Medya önünde bir temas şekli yaratılamaz mı? Örgüte destek veren iş adamlarının çocuklarından bu okullarda okuyan yok mu? Bunların medyasında eskiden örgüte yakın yayınlarda çalışmış eleman? Sivil toplum kuruluşlarında, ortak sivil inisiyatiflerde yan yana getirmeye çalışalım, makul temaslar kurduralım, yandaş medyadaki bazı isimler aracı olsun.
- AKP ve Cemaat kamuoyunda kısa vade en etkili şekilde PKK üzerinden vurulabilir. Her türlü fırsat değerlendirilmeli. Cemaat yurt dışı istihbarat örgütleri ile bağlantılı gösterelim özellikle İsrail ve Amerika. AKP yolsuzluk ile ilgili en küçük detayı atlamayalı Algı önemli, olsa da olmasa da.
- Ordunun olmazsa olmaz olduğu vurgusunu her fırsatta gündeme taşımak önemli; özellikle şehit cenazeleri büyük bir fırsat Öcalan’ın ve BDP’nin her açıklaması, ordunun yıpranması bunlara alan açtı şeklinde verilmeli. Her şehit cenazesinde komutanlar içeride vurgusu.
- Genkurla irtibatın Doğan üzerinden olması doğru. Bilgi belge onun üzerinden alınsın verilsin. Ona güvenimizin tam olduğunu çalışan herkese gösterelim…
- Şikayetler her geçen gün artıyor. Sanıklara destek açısından farklı muamele var deniyor. Ç.Doğan, Haberal, kategorisi ile D.Çiçek, M.Tekin vs. kategorisi kıyaslanıyor. Ciddi rahatsızlık var. Derlenen şikayet notu çok ayrıntılı, sanıklardan bazıları çok şey biliyor. kime ne kadar maddi yardım, teknik savunma yardımı, medya desteği var, tek tek çıkarılmış. Bir itiraf furyası başlarsa bütün kategoriler aynı anda çöker, bu nokta bizce çok ciddi, daha önce de aktardık, tutumumuzu gözden geçirmeliyiz.
-Öcalan ile aynı safta görünmemiz sürece zarar veriyor, Öcalan’a M.Öztüzün üzerinden AKP’ye sıcak mesajlar vermesi iletilsin. (Müyesser bakacak)
-Turgut Kazan’ın Demirtaş ile görüşmesinin deşifre olması ters tepti, her yere sızmışlar daha dikkatli olmalı. Yaver daha dikkatli olmalıydı… Yaverin Yargıtay’daki odasında ve K.Karaca’nın evinde böcek var mı bakılacak (Müyesser ilgilensin)" ifadelerine yer verildiği görülmüştür.