Artan kağıt maliyetleri nedeniyle fiyatların artması ve internet üzerinden satışın yaygınlaşması, bir çok sektör gibi kitap yayıncılığında da büyük bir kabuk değişikliğinin yaşanmasına yol açtı.
Bazı büyük kitap ve yayın dağıtım şirketleri iflasın eşiğine gelirken, özellikle Anadolu’daki asırlık kitapçılar da “kitap-cafe”ye dönüşerek nafakalarını hizmet sektöründen çıkarmaya yöneldi.
Ders kitapları da dahil olmak üzere kitap satışlarının yüzde 70’inden fazlası artık internet siteleri aracılığıyla yapılıyor.
İNTERNETTE PAZARLAMA!
Peki; bu değişimin ve dönüşümün gerçek nedeni ne?
İnsanlar neden kitaplarını, dergilerini internetten almaya yöneldi.
Bu sorunun yanıtı belli: Hızla artan fiyatlar.
Kitapçıdan 100 liraya aldığınız bir kitabı internet sayesinde 60-70 liraya almanız mümkün.
Bunun nedeni yayınevlerinin internet üzerinden doğrudan satışa başlamaları ya da bilinen pazarlama sitelerine yönelmeleri… Birçok yayınevi böylece dağıtım şirketlerine ve kitapçılara verdikleri yüzde 50’ye varan paydan kurtulup bunu internet üzerinden yaptıkları satışlarda fiyatlara indirim olarak yansıttı.
Sonuçta hem okuyucu kitaba daha ucuz ulaşıyor, hem de yayınevi her kitap için daha düşük bir pazarlama bedeli ödüyor.
DİJİTAL KİTAP ETKİSİ!
Kitapçıların ve dağıtıcıların iflas noktasına gelmesinin bir diğer nedeni ise digital yayıncılık…
Elektronik kitap sayısı, hem ülkemizde, hem de küresel ölçekte her geçen gün artıyor. Digital ortamda satılan kitap sayısı tüm dünyada 1 milyonu geçti.
Yani 1 milyon kitabı, elinize almadan telefonunuzdan ya da tabletinizden okumanız mümkün.
Bu size hem zaman hem de para kazandırıyor.
Çünkü dijital kitaplar, basılı kitaplara oranla yüzde 60-70 daha ucuza satılıyor.
Bununla birlikte kiralanabilir kitap uygulaması da hızla yaygınlaşıyor.
PARAYLA KİTAP BASANLAR
Yayıncılık sektöründeki bir diğer “kabuk değişimi” ise, “para karşılığı kitap yayınlayan” yayınevlerinin sayısının pıtırak gibi çoğalması…
Özellikle amatör yazarlara ve parası olan yazar heveslilerine yönelen bazı yayınevleri, hem “telif” ödemiyor hem de örneğin bin kitap için yazardan 100 bin liraya kadar hizmet bedeli talep ediyor.
Bu yayıncılar; daha sonra da bastıkları kitapları internet sitelerinde satma vaadi için de ayrı bir ücret istiyor.
Aslında bu uygulama çok da yeni sayılmaz:
Sevgili ustam, büyüğüm Oktay Akbal 1946’da “Önce Ekmekler Bozuldu” diye bir kitap yazmıştı. Yirmili yaşlarının duygusuyla, kapitalizmin günlük hayatımızda yarattığı değişiklikleri anlatmıştı.
Bir makalesinde o ilk kitabını iki yüz liraya sattığı Tophane’deki evinin parasıyla bastırdığını yazmıştı. Bir ev karşılığında bin 500 adet kitap!
Kim bilir bugün “evlerini, arabalarını” satarak kitaplarını yayınlatan yazar adaylarının arasından da Oktay Akbal’lar çıkar…
Hayat hep kötüye gidecek değil ya…
Bakarsınız ekmekler artık bozulmaz!